Farklı kombinasyonların lideri

 

Skibbe enteresan bir antrenör; arada bir kamuoyundan yükselen “tamam bu mağlubiyetle suyu ısındı” yorumlarından sonra takımımız 2-3 maç üst üste iyi futbol oynayıp başarılı sonuçlar alıyor. Tam takım rayına girdi denmişken anlamsız bir mağlubiyet alıyoruz; Skibbe hariç teknik ekipten ayrılmalar veya eklemeler oluyor; basınımız “Galatasaray’da işler arapsaçına döndü..Adnan Polat’ın Adnan Sezgin’in takımı Feldkamp’a yaptırtmasına ses çıkart(ama)mayan Skibbe Ocak’ta yolcu; Lucescu bize değil Fener’e gelecek; Fatih Hoca Milli takımla beraber bizim de başımıza geçecek diyorlar..

Utanmasalar M.Denizli seneye Galatasaray’da diye başlık atacaklar..

Yukarıda görünen karışık tablonun bence bizim açımızdan şu şekilde özetlemek mümkün:

1. Yönetim Skibbe’yi istifaya zorlamak için her yolu denemiş ve başarısız olmuştur (Bu yöntemleri ileride daha detaylı tartışacağız)

2. Skibbe; farklı oyun  taktikleri,kaptanları ve uğurlu yeşil kravatı ile son 1 ayda yerini sağlama almıştır.

Kanımca Başkan A.Polat teknik kadro üzerindeki kararını ertelemiştir; Skibbe yönetimindeki takımımız Saraçoğlu’na ilerlemeye devam ettikçe de değişiklik düşünmemektedir. Geçtiğimiz sene “bu takımı kim şampiyon yaptı?” sorusuna cevap bulamayan kamuoyu kuvvetle muhtemel bu sezon birden çok kupayı  alacak olan takımımız hakkında “bu kupaları kimler aldı?” diye sorabilir önümüzdeki sezon boyunca..Bu sorunun cevabını aslında sadece biz biliyoruz; parçalı formamızın sol kısmında 3 kırmızı yıldızın altında yer alan o beyaz kutsal oval şekildedir..Bunu göremeyenler; duymak için tribünlerin çok sevdiği “Haydi Bastır Galatasaray, En Büyüksün Galatasaray……” tezahüratının 3. cümlesini dinleyebilirler..

Sezon başından beri 4-4-2, 4-4-1-1, 4-1-4-1, 4-2-3-1, 4-3-1-2 taktiklerini karışık bir şekilde uygulayan Skibbe Hacettepe maçında Sabri’nin bir devre stoper oynattığı 3-5-2’i modifiye ederek takımını 3-4-1-2 ile çıkardı Gençlerbirliği karşısına…
 
Defans bloğunda Servet göbekte yer aldı ve doğal olarak maçın ilk 15 dakikası top yapmada etkili bir görüntü sergileyemedi. Bu durumu fark eden M.Topal takımımız atağa kalkarken yan yana oynadığı adaşından daha geriye gelerek Ayhan’ın görevini üstlendi ve oyun ritmimizi bulmamızı sağladı. Normal şartlar altında 3’lü defans oynayacaksak göbekteki ismin Meira olması gerekir ama çoğumuzun Meira’nın dün rakibe yaptığı  asistinden sonra buna razı olamayacağımızı düşünüyorum. Sol stoper olarak oynayan Hakan ise V.Manisa’daki günlerinden de bu role alışık olduğu için bende doğru seçim idi.

Ortadaki 4’lü blokta en kritik rol Arda’nın..Sezon başından beri Kewell’la beraber bilhassa sol kanatta çok daha etkili olan Arda, C.Ronaldo’nun Man U’nın sağ kanadından veyahutta Kaka’nın Milan’ın sol kanadından kaleye 45 derece dönerek ortaya yaptığı ataklar benzeri bir görev tanımı ile görevlendirilmeli bu dizilişte oysa G.Birliği maçında ilk 30 dakikada bilinçli olarak sadece 1 kere Arda’yı topla buluşturdu takımımız..Konuya bu açıdan baktığımda “Arda etkisizdi” yorumu yapanlara katılmıyorum. Sol kanatta tek başına görevlendirdiğin bir oyuncuyu da “ortaya gelip niye top almıyor” diye eleştirmekte büyük haksızlık olacaktır. V. Manisa’da zamanlarında sağ bek oynayarak defansif özelliklerini oldukça geliştiren Arda için bu rolün uygun olduğu kanatindeyim..Sağ arka gerisinde oynayan bir Hakan ve kendisi kadar çizgide olmasa da önünde oynayacak bir Kewell’la çok uyum sağlayacağını düşünüyorum..Göbekteki Mehmet’lerden büyük olanı Ayhan’ın rolüne de soyunarak çift yönlü oynayabilme kabiliyetine sahip olduğundan Küçük Mehmet’te sezonun en güzel futbolun oynadı kendi adına..2005 yılının Ocak ayında Antalya’da Beşiktaş ile oynanan Efes Cup maçında ön libero olarak A takımla ilk maçına çıkan M. Güven adaşı kadar çok yönlü oynayamasa da defansın önünde “süpürücü” rolü verildiğinde başarılı maçlar çıkarabilecek bir oyuncumuz..Tam Sabri’ye uygun bir sistem olan 3-4-1-2’de O’nun yokluğunda sağ kanatta oynayan Barış’ta etkin bir görünüm gösterdi maç boyunca. Barış’tan Sabri kadar ileri geri gitmesini, bindirme yapmasını beklemek haksızlık olur..Sabri’nin formasına kavuşması ile Barış göbekteki ikili de Ayhan’ın ortağı olmak için M.Topal’ın en büyük rakibi olacaktır.
 
Forvet arkası oynayan Lincoln’ün en çok verimli olduğu yer burası..Önünde sadece tek forvetin (Baros) hemen arkasında oynadığı 4-4-1-1 sisteminden çok daha etkin olup daha boş alan bulabiliyor kendine Lincoln..Diğer bir deyişle “kaptan” olduğundan değil ama merkezde ve Schalke’deki gibi forvet arkası oynadığından daha etkili son günlerde..

G.Birliği karşısında ilk 25 dakika oyuna hükmedemeyişimizin en önemli sebeplerinden biri topu Arda ve Lincoln’le buluşturamamız idi; M. Topal’ın defans bloğu ile forvet arasındaki “Ayhan” rolüne soyunması ile bu açıdan rahatlayarak yine “bir çeyrekte 3 gol”ü buluvererek çok rahat bir galibiyet alabildik..Burada oyunu ortadan değil son kanattan başlatmak daha akıllıca bir seçim olurdu diye düşünüyorum..

Çift forvet oynamak arkalarındaki Arda ve Lincoln’e de çok alan yarattığı ve Baros H.Şükür misali başında en az 2 rakip tuttuğu için akıllıca bir tercih..Aynı şekilde Kewell ve Baros’un bu 2 mevkii için  en öne çıkan isimler olduğu düşünülecek olursa kulübede hem Nonda ve hem Ümit’i aynı anda bekletme lüksünü pek çok rakibimizin kıskanacağını düşünüyorum (Bakınız İ.Parlak ve olmayan ikinci yedek forvetli Fenerbahçe yedek kulübesi)

Bu kadar çok yıldızın oynadığı bir takımda sistemi devamlı değiştirmek oyuncular açısından farklılık yarattığı için bir avantaj olarak görülebilir; tek bir sisteme bağlı kalıp birkaç oyuncuyu haksız yere darağacına göndermektense rakibe ve kendi durumuna göre bu çeşitliliği uygulayabilmek her takıma nasip olmaz.. Yine rakibimiz Fenerbahçe’den örnek vermek gerekirse Alex’li 4’lü orta sahayı işletecek diğer 3 oyuncuya sahip değiller. O sebeple O’nu forvet arkası oynatmak zorunda kalıyorlar; o zamanda tek forvetle istenen sonuçları alamıyorlar. Biz ise Lincoln’ü daha farklı kombinasyonlarla kullanabilecek oyuncu bolluğuna ve kalifikasyonuna sahibiz; bilhassa Barış-Ayhan-M.Topal ve (her ne kadar kariyerinde ilk kez  bu kadar uzun sakatlığa maruz kalsa da) Linderoth’un başını çektiği “çok yönlü ön liberolarla” bu ligin en yetenekli ve zengin kadro ile adım adım şampiyonluğa ilerliyoruz..

Bu yazıda De Sanctis’e yer vermemek haksızlık olur; İtalyan kalecimiz oyuna konsantrasyonu; çevik hareketleri; kimi zaman çizgide kimi zaman ileri çıkarak çok yönlülüğü ile bence ligimizin Ankaraspor’lu Senecky ile en iyi kalecisi..İtalya’nın oynadığı son maçta milli takım kalesini korumuş olması da kalitesinin en önemli göstergesi..Yönetim ne yapıp edip Sevilla’dan bonservisini almalı Morgan’ın..Morgan kontrolündeki kalemiz şu an için ligde maç başına 1 golden fazla yemiş olsa da bu gollerin yarısının 2 maçta yenilmiş olması ve yediğimiz her gole attığımız 2 golle karşılık verdiğimiz için doğal karşılanmalı..Bu oyun sistemi ile rakiplerimizin kalecilerinden birisi bizim kalemizde olsa 20-25 arası golü kalemizde çoktan görmüştük..

Önümüzde çok ama çok önemli olan Beşiktaş karşılaşmasında Skibbe’nin yukarıda detaylıca anlatmaya çalıştığımız oyun sistemlerinden en uygununu seçerek takımımızı galibiyete götürecek 11+3 Aslan’ı seçebileceğine inancım sonsuz..

Bize düşense sevgili Galatasaraylılar “sahadaki bizin tribündeki onlar” olmalarını sağlamak.. ASY’deki Beşiktaş maçında “18” numaralı formamla olacağım; beklerim efendim…

Sözlerimi Emre Aşık’ın 35. yaş günün en içten dileklerimle kutlayarak bitiriyorum..

Saygı ve Sevgilerimle,

Ant İpek



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler