"Bizi Riva bozdu"

Şampiyon G.Saray’a yakın olan herkes onu, "Riva-Seyrantepe Projeleri"nin mimarı olarak tanıdı. Başkan Özhan Canaydın’ın sağ koluydu, deyim yerindeyse 12 saatini kulüp binasında geçiriyordu Refik Arkan. Dört yıldan beri sürdürdüğü başkan yardımcılığı görevini son kongrede bırakıp, başkanın mali danışmanı olarak hizmetini sürdüren Arkan, perde arkasında kalan birçok olaya ışık tutarken, bir de özeleştiri yaptı; "Bizi Riva bozdu."

Gayrettepe’deki ofisinde soruları yanıtlayan Arkan, şunları söyledi: "Biz yönetim olarak şeffafız. F.Bahçe’nin mali sıkıntısı vardı, hiçbir zaman gündeme gelmedi. Sayın Aziz Yıldırım bırakma kararı alınca borçlar konuşulmaya başlandı. G.Saray olunca yazılıyor, Fener’inki pas geçiliyor.

Futbolculara verilen çeklerin neden ödenmediğine gelince... Büyük ölçüde Riva Projesi yüzünden. Çünkü tüm planlar ona göre hazırlanmıştı. Biz Riva ile 6 toplantı yaptık. Bilgi verdik ki, herkes projemizi bilsin, kongrede tepki olmasın diye. Ancak üyelerimiz projenin yerine o gün seçimi konuştu.

Tüm ümitler Riva’ya bağlanmıştı. Zaman kaybı, Riva’nın değerini düşürdü. Bu olay G.Saray Kulübü’nün nakit akışını bozdu. Riva konusunda zamanlamamız çok iyiydi. Gayrimenkule aşırı talep vardı. Burası Türkiye. Ekonomimiz her şeyden etkileniyor.

Terim’le yapılan yanlışlar

Sayın Canaydın’la 5 yıldır birlikteyim. Bana göre en büyük yanlışı 2002 yılındayaptık. Gönüllerin hocası Fatih Terim’i getirdiğimiz zaman cesurca çıkıp ’Biz 2 yıl şampiyon olamayabiliriz. Geleceğin takımını kuracağız. Kendi oyuncularımızı yetiştireceğiz. 2 sene alt yapımızla dar bütçe ile yürüyeceğiz’ demeliydik. Bu bir fırsattı. Böyle davransaydık, borç bu kadar kabarmazdı. 2002’de göreve geldiğimizde mali tablo kötüydü. Sayısız yere borç vardı. Biz bunları hallettik. Hacizin önüne geçtik. Tüm planları 24 Aralık Riva Kongresi’ne göre yapmıştık. Çünkü biraz tıkanmıştık. Planlarımız alt üst oldu.

Başkanlık kolay mı?

G.Saray başkanlığı çok zor bir iştir. Emek, vakit isteyen, sağlığını bile kaybedeceğin bir makamdır. Bu işe heyecanla çıkmak sıkıntı yaratır. G.Saray Başkanı olacak kişi, her ay cebinden yaklaşık 75 milyar lira para harcar. Düğünü var, sünneti var. Bugün üyelik bedeli 10 milyar. Adama para ver mi diyeceksin? Çıkartıp cebinden veriyorsun. G.Saray’ın mal varlığı, marka değeri borçların kat kat üstünde. Bakın, sadece Riva Projesi tüm borçları kapatacak.

Seyrantepe arazisi ray için altından bir bedelle G.Saray’a verilirse buna ben de karşı çıkarım. Ancak burada rahatsız olacak bir şey yok. İşi F.Bahçe bozmuş olabilir. Ancak, Şükrü Saracoğlu Stadı’nın Seyrantepe’den ne farkı var. O araziyi de devlet verdi. Kendin kullanırken iyi, G.Saray’a gelince mi kötü? Seyrantepe konusunda tüm oluşum bakanımız Kemal Unakıtan’ın elinde. Şu anda yavaş ilerler. Ama imzalar atıldıktan sonra hemen her şeye başlayacağız. Açık ve net söylüyorum; 3.5 sene içinde stada gireriz. Finansmanı sağlarsak G.Saray, 2008’de Seyrantepe Stadı’na kavuşur."

Şampiyonluk için hepimiz savaştık

Ben, 4-0 kaybettiğimiz ve liderliği bıraktığımız Fenerbahçe maçından sonra oyuncularımızın çok hırslandığını gördüm. Hatta etrafımdaki herkese, ’Göreceksiniz, yüzde 75 şampiyonuz’ dedim. Zaten 2 senedir hep şampiyonluğu kılpayı kaçırıyorduk. Bu şampiyonluk bizim için çok önemliydi. Şampiyonlukta yalnız futbolcuların ve teknik heyetin değil, yönetimin de büyük payı var. Biz, bir bütünüz. Florya’daki en alt görevliden (malzemeci), en yukarıdiki isim olan başkana kadar herkesin, taraftarımızın gösterdiği inanç ve güven ile başarı gelmiştir. Başarıyı parçalara ayırırsak olmaz. Ne yani, ’Ümit Karan oynamadı diye onun şampiyonlukta hakkı yok mu?’ diyeceğiz. Ya da Hasan Kabze, Beşiktaş maçında son saniye gol attığı için bu şampiyonluk onun şampiyonluğu mu? Biz bu savaşı hep birlikte verdik.

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın