"Benim için 100. yıl 200. yıl hiç farketmez"

Maçlarda takımın yorgun bir görüntü çizdiğine dair gelen eleştirilere cevap vererek sözüne başlayan Aykut Erçetin şöyle devam etti:

"Biz her sabah maçlardan önce 1 saat fitness çalışıyoruz. 1 saat koşuyoruz. Yani o yüzden belki biraz taraftar bizi maçlarda yorgun olarak görebiliyor. Ama biz gerçekten yorgunuz. O yüzden kimse korkmasın. Bence biz bu sene çok güzel yerlere geleceğiz.

Benim için önemli olan gösterdiğim performansı her zaman göstermek ve arttırmaktır. İnşallah elimden gelen herşeyi yapmaya çalışıcam ve bunu başarabilicem. Hedef her zaman oynamaktır ve özellikle iyi oynamaktır. Faydası ne olur ki şimdi diyelim bütün maçları oynamışsın ama kötü oynamışsın. Bu doğru olmaz. O yüzden elimden gelen herşeyi yapmaya çalışıcam. Ne zaman şans bulursam onu iyi değerlendirmeye çalışıcam.

Rüştü'den sonra milli takımın kalesine aday gösterilen 3 kaleciden bir tanesisin. Bu seni nasıl motive ediyor?
Tabi benim için gurur veren birşey bu. Çok seviniyorum böyle şeyler duyunca. Ama şunu söylemek istiyorum; aslında bu doğru değil yani. "Genç kaleci yetişmiyor, genç kaleci yok" diye konuşulması. Bu doğru değil. Çok genç kaleci var. Türk genç iyi kaleciler var. Ama şans bulamıyorlar. Türkiye'de artık öyle bir düşünce oluşmuş ki "Direkman transferde bir yabancı gelsin. Önce bir yabancı kaleci gelsin. Bu tecrübelidir bu herşeyi daha iyi biliyordur" denir. Bu her zaman doğru birşey değildir.

100. yıl konusunda neler söylemek istersin...
Benim için 100. yıl 200. yıl hiç farketmez. Galatasaray'ın hedefi her zaman şampiyonluk demektir. O yüzden bize özel bir baskı yok. Bu baskıyı başka insanlar kurmaya çalışıyorlar. Bizi bozmaya çalışıyorlar. Ama biz kendimizi bozdurmuyoruz. Biz işimizi biliyoruz. Biz biliyoruz ki bu sene herkes bizden şampiyonluk bekliyor. Ama bu 100. yıl diye değil, herkes Galatasaray'dan her sene şampiyonluk bekliyor. Diyelim bu sezon devam edersek 2005-2006 senesinde yine herkes Galatasaray'dan şampiyonluk bekliyor. Ama 101. yıl... Normal birşey çok doğal birşey bu. Biz baskı altına görmüyoruz kendimizi. İşimize bakıyoruz"