Albayrak'tan bomba gibi açıklamalar

* Eskiden Fatih Terim'in G.Saray'ında böyle maça boşveren, gece hayatını yaşam biçimi haline getiren, birbirleriyle medya aracılığıyla tartışan futbolculara rastlanmazdı. Şimdi niye yaşanıyor bu olaylar sizce?

"Ümit Karan gibi Avrupa'da yetişmiş bir oyuncunun izni olmadan ya da "Siz kadroda yoksunuz" denmeden böyle bir iş yapmasını aklım almıyor, inanın. Bazen gece yarısı kalkıp düşünüyorum G.Saray'da bu olanları, belki diyorum bu çocuklara "Siz kadroda yoksunuz, oynamayacaksınız" denmiştir. Olmayacak birşey değil. Onlar da gitmiştir, eğlenmiştir. Ama hâlâ aklım almıyor. Tuzağa mı düştüler, bilemiyorum ki."

* Bu olanlarla ilgili açıkça söylenmese de ima edilen birşey var: Sanki henüz yeniden G.Saray'a imza atmamış bu oyuncular, yaşanan o gecenin basına sızmasıyla çarçabuk ve bir pazarlık payı obuadan imza atmak zorunda kalacaklar. Bu doğru olabilir mi sizce?

"Buna katılmak istemem, çünkü ne yönetim ne teknik kadro herhalde bu kadar ufak tefek işlerle uğraşmazlar."

* Sizin döneminizde gece yakalanan oyunculara ne tür cezalar verilirdi?

"Hiç sorun olmadı ki! Hiç karşılaşmadım böyle bir durumla. Bir kez bu tarz birşey olmuştu yine Ümit Karan'la ilgili, onda da üzerime çok gelmelerine rağmen futbolcumu korumuştum."

* Biraz önce "Geceleri bile kalkıp düşünüyorum G.Saray'ı" dediniz, peki hiç şunu düşündünüz mü: Fatih Terim bir başka yönetimle çalışsaydı ya da yönetim başka bir teknik direktörü getirmiş olsaydı, G.Saray'da bugün yaşananlar yine olur muydu? Yoksa herşey daha farklı mı gelişirdi?

"Özhan Canaydın'ın altına imza koyduğu iyi işleri unutmamak lazım, Allah ondan razı olsun ama çok şanssız bir dönem geçiriyor. Başkanın sağlığı bile bozuldu bir ara. Herkes bu takımdan çok şey bekliyordu. Güçlü ve iyi bir başkan da gelmişti. Ekonomik açıdan da gereken şeyler yapılmıştır aslında, futbolcuların şu an çok cüzi alacağı vardır. Ama arada benim geçmiş dönemde yaptığım işi yapacak biri olsaydı, çok daha iyi olurdu herşey. G.Saray'da abilik yapacak birine ihtiyaç var. Herkesin sinirlerini yatıştıracak, ortamı rahatlatacak birine ihtiyaç var bence. Eski futbolculardan biri de olabilirdi bu."

* Peki, G.Saray'ın UEFA Kupası'm kaldıran, o parlak günlerini yaratan neredeyse bütün futbolcular artık takımda değil. Sizce bu kopuş neden gerçekleşti? Gerçekten futbolcuların takımdan uzaklaştırılmasına ihtiyaç var mıydı?

"Gönül isterdi ki, kastettiğiniz o 3 arkadaşımız daha şık bir biçimde gönderilmiş olsun. Bu şekilde ayrılmalarına çok üzüldüm. O muhteşem kupayı kaldırmışlar bu çocuklar. Bunu unutmamız mümkün değil. Keşke sezon sonuna kadar beklenseydi, güzel bir şekilde jübile yapmak isteyene jübile, yapmak istemeyene başka bir şey yapılsaydı. Abi olarak kalsalardı keşke. Burada kimseye laf sokuşturmaya çalışmıyorum, bunlar benim kendi fikirlerim."

* G.Saray'daki gençleştirme operasyonunun nasıl bir sonuç vermesini bekliyorsunuz?

"Tabii ki gençleştirme güzel bir düşünce. Buna karşı olmak imkansız. Gelecek 8-10 seneyi bu çocuklara emanet edebilirsin. Ama şimdi gençleştirme dediğimiz bu operasyon beni tedirgin ediyor, çünkü önümüzde 100. yılımız var. Buna üzülüyorum. 100. yılda şampiyon olmalıyız. Bu kadronun oturması için çok daha önce bu gençleştirme dediğimiz operasyon olmalıydı. Belki bizim dönemimizden itibaren... Biz de hata yapmış olabiliriz. Ama o zaman da 3. yıldız vardı ve bunu G.Saray taktı. Önemli bir başarıydı. Şimdi 100. yılımız var. Bugüne kadar hep 'Ellerimizi taşın altına koyalım' derdik ama artık kellelerimizi de taşın altına koymalıyız."

* Siz bu yönetimin ya da teknik kadronun bir hatası olduğuna inanıyor musunuz, inanmıyor musunuz?

"Herkes birden hata yapıyor. Hata olduğu kadar şanssızlık da var işin içinde. Bence maya bir türlü tutmadı."

* Peki ama en temel problemi ne G.Saray'ın? Bu maya niye tutmadı? Bu başarısızlıkta yönetim kurulunun rolü ne?

"Transferler herhalde. Gelenler bir türlü uyum sağlayamadı. Bir de Olimpiyat Stadyumu yanlış tercihti. Oradan çok puan kaybettik. İlk haftalarda insanlar maç başladıktan 15 dakika sonra anca yerlerine oturuyorlardı, hemen ikinci devre oluyordu. Zaten sonra da maç bitimine 15 dakika kala çıkıyorlardı ki, evlerine gidebilsinler. Takım bunun zararını çok gördü. Başarısızlıktaki ana etkenlerden biri Olimpiyat Stadyumu'dur."

* Siz şu anda yönetimde olsaydınız, ne yapılmasını önerirdiniz?

"Ben Mehmet Cansun başkanımın listesindeydim ama eğer bu yönetimde de olsaydım, inanılmaz bir hava yaratırdık. Ben kendimden sevgi, saygı adına çok eminim. Tabii insanlar da sevecek, kıskançlık olmayacak, saygılı olunacak. Benim hocaya çok büyük faydam olurdu. Düşünüyorum, "Keşke olsaydım" diyorum. "Birşeyler yapabilir miydim?" diye düşünüyorum. En azından hoca bu kadar yalnız kalmazdı. Başkan Canaydın da yalnız aslında."

* Tam olarak neyi kastediyorsunuz?

"Bizim dönemimizde en büyük kozlarımızdan bir tanesi Fatih Altaylı'ydı. Fatih Altaylı çıkıyordu, medyaya aslanlar gibi demeçler veriyordu. Konuşuyordu ve çok faydalı oluyordu. G.Saray'a bir haksızlık yapıldıysa, çıkıyordu, çekinmeden söylüyordu. Ama şimdi G.Saray'da böyle bir yönetici de yok."

Röportaj: Sanem Altan/Vatan