Düdük çalmasıyla beraber 11 Aslan liderleri Hakan Şükür önderliğinde son Bizans Kalesi'ni fetheder gibi akın akın rakip kaleye akıyorlardı. Kurdukları sanal cumhuriyetlerle kendilerine avutan takımın futbolcuları Kral'ı ve arkadaşlarını durdurmak için onlara belki kızgın yağ dökmedi ancak yaptıkları faullerle onları durdurmaya çalıştı. Genelde F.Bahçe maçlarını hiç boş geçmeyen Kral Kaptanımız Hakan maçın başlamasıyla beraber daha 14. saniyede yakaladığı gol pozisyonuyla Volkan'a adeta bir yoklama çekerek, "Geliyorum. Bekle beni" mesajını veriyordu.
F.Bahçe'nin yıldızı olarak lanse edilen Alex bile Lincoln'ün yanına gelerek, ondan belki teknik ders talep ediyordu, belkide oyunu yavaşlatması için yalvarıyordu. İkisi de Brezilyalı olduğu için aralarından şu an itibariyle ne konuştuklarını bilmiyoruz. G.Sarayımızın çok şey beklediği Lincoln adeta iki kişilik oynuyordu. F.bahçe defans oyuncuları onun peşinde koşturmaktan yorulunca çareyi düşürmekte buluyorlardı. Saha kenarına gelerek rakiplerinin kasıtlı açtığı yaraları sardıran oyuncularımız tekrar görev bölgelerine dönerek mücadelelerini sürdürüyorlardı.
İşte maçın hakemi Cüneyt Çakır, Lugano'ya kırmızı kart göstererek sertliği biraz durduracağını zannetmişti. Saha kenarında TFF görevlisine adeta yalvaran Lugano'yu teselli etmek Lincoln'e düştü. Yedek kulübesine giderken kendisine 'Yıldırım' çarpmasından korkan Lugano, sahadan çıkmamak için her yana saldırıyordu. Tribünler kuralları kendilerine göre yorumlamaya alışık olan F.Bahçe'ye karşı hakemi göreve davet ediyorlardı.
Bu arada tribünlerimizde de en son Türkiye Kupası'nı neredeyse eski takvime göre kazanan F.Bahçe'nin bu durumu, bize yakışan üslupta makaraya alınıyordu. İlk yarıyı önde kapattık.
Ama gol beklerken kalemizde talihsiz bir gol gördük. Maçın sonlarına kadar rakip kaleyi dövmeyi sürdürdük.
Golümüzü attıktan sonra ise adeta saha karışıyordu. Genelde saçına sürdüğü jöleleriyle tanıdığımız Volkan bu kez kısa saçları olmasına rağmen, kendi evimizde mağlubiyetin verdiği kuyruk acısıyla, bizim yıldızımıza hakaret etti. Hakem ise yanlış bir karar vererek onunla beraber Lincoln'ü de oyundan attı. Ama bizim için farketmedi.
Kupayı en son aldıklarında doğan çocukların yüksek lisansını bitirdiği F.Bahçe için kupa rüyası bir başka yıla kaldı. Biz ise kolay rakiplerin olduğu yarı finale yükseldik.
Maç sonunda ise rakip takımın teknik patronu Zico, önünü ilikleyerek kendisine ders veren Kalli'nin yanına doğru gidiyordu.........