Habertürk Gazetesi'nin Galatasaray muhabiri Erhan Telli, Galatasaray'ın son durumunu değerlendirdi.

İŞTE O SÖZLER...

Geçen sezonu çifte kupa ile kapatan G.Saray’ın son durumunun, Sarı-Kırmızılı taraftarları tedirgin ettiği su götürmez bir gerçek... Özellikle ezeli rakipler flaş transferleri bir bir patlatırken, Cimbom’un Podolski dışında eksik mevkiilere bir türlü beklenen oyuncuları almaması, yönetimi eleştiri oklarının hedefi haline getirdi. Son oynanan Nice maçında sergilenen isteksiz futbol ve 4-0’lık ağır yenilgi de belki de G.Saray’da yaşanan gelişmelerin bir özetiydi... Podolski-Burak gerilimi, Sneijder’ın sinirli halleri ve Melo krizi... Cimbom’u Avusturya’da adım adım takip eden Erhan Telli, Aslan’ın kamp dönemini mercek altına aldı. İşte Telli’ye göre G.Saray’ın sorunları:

SANKİ ÖKÜZ ÖLDÜ, ORTAKLIK BOZULDU

Şimdi yazacaklarım, Galatasaraylılar tarafından sadece bir uyarı olarak okunmalı. Takım içinde şampiyon olduktan sonra sanki, ‘Öküz ölmüş de ortaklık bitmiş’ gibi bir hava var. İsim isim yazarak, bu rahatsız edici görüntüyü ‘gruplaşma’ olarak nitelendirmek istemiyorum. Ama Boş zamanlarda birbirleriyle dolaşan oyuncular da hep aynı. Podolski’nin bile sadece genç gurbetçilerle gözükmesi, durumu özetliyor aslında.

SEVGİ ORTAMINI TÜKETENLER VAR
G.Saray’ı geçen sezon zafere ulaştıran en önemli unsurlardan biri yakalanan huzurlu ortamdı. Hamza Hoca farkında mı bilmiyorum ama takım içindeki arkadaşlık ve sevgi ortamını, bazıları birbirlerine karşı tüketmiş gibiler... Tek bir örnek verecek olursam; Sabri Sarıoğlu’nun takım içinde adeta yalnızları oynaması oldukça manidar! Sanki Sabri senelerdir G.Saray formasını giyen bir oyuncu değil de takıma yeni gelmiş bir futbolcu durumunda.

GÜÇ SAVAŞI BİTMELİ
Bana göre Hamza Hoca, bir an önce masaya yumruğunu vurmalı ve oyuncuların birbirleriyle arasını açan gizli bir güç savaşına dur demeli. Yoksa bu sorun, en ufak bir başarısızlıkta büyüyerek, Hamza Hoca’nın da başına daha büyük dertler açacak gibi. Futbolcuları ile kurduğu iyi ilişkileri ile bilinen Hamza Hoca, eğer sert yüzünü gösterip patronun kim olduğunu hatırlatmazsa, onun bu iyi niyetinin suistimal edilme tehlikesi kapıda.

HAMZA HOCA’NIN YÜZÜ GÜLMÜYOR
Hamza Hamzaoğlu demişken, hocanın ikinci kamp boyunca oldukça düşünceli olduğunu ve daha az gülümsediğini hemen söyleyelim... Nasıl gülsün ki? Ne söylese; ya yanlış anlaşılıyor ya da taraftardan tepki görüyor. Sezonu iki kupayla bitiren bir hocanın kredisini, 10. haftaya kadar indirenler çoğunlukta! Yönetim ‘Finansal Fair Play’ diyor, borca giremiyor. Taraftar ise rakiplere bakıp ‘Biz niye alamıyoruz’ diyerek transfer istiyor. Hamza Hoca da çaresiz, eli-kolu bağlı bir şekilde bekliyor... Belki de, elindeki oyuncularına gereğinden fazla güvenmiş olmanın sıkıntısını yaşıyor. Futbolcular, hocalarının kendilerine olan aşırı güveninin ve sevgisinin farkındalar mı bilmiyorum ama ilk başarısızlıkta hocalarını kaybetmemek için geçen sezondan daha çok çalışmak zorundalar.

TRANSFER OLMAZSA DEVLER LİGİ HAYAL
G.Saray’ın Avusturya kampı şunu açıkça gösterdi ki; eğer Şampiyonlar Ligi’nde başarı isteniyorsa, bu takıma gelip direkt olarak oynayabilecek 3 ya da 4 oyuncu transferi daha yapılması gerek. Acil ihtiyaç listesi belli... Geriden oyun kurabilen sağlam bir stoper, kanadını ileri-geri kullanabilecek iyi bir sağ bek ve eğer Felipe Melo giderse onun boşluğunu doldurabilecek kaliteli bir ön libero. Son olarak hücumda sırtı dönük de oynayabilecek bir forvet transferi...

WESLEY SNEİJDER’IN DERDİ SÖZLEŞME
Bir başka sorun da Sneijder meselesi... Bakmayın siz onun kampta bizlere ‘Sürekli kilo aldığımı yazıyorsunuz’ diye kızdığına. Asıl mesele, hala şampiyonluktan sonra kendisine söz verilen sözleşmenin imzalanmamış olması ki; bana göre son derece haklı. Eğer yönetim bu meseleyi çözemezse, Hollandalı yıldız ilerleyen günlerde büyük sorun olur. Şayet Sneijder istediği şartlarda imzayı atarsa, sezon sonu yapılacak EURO 2016 için de kendisini zorlayarak, yine takımın yıldızı gibi parlar.

LUKAS PODOLSKİ NEREDE OYNAYACAK?
Son olarak Lukas Podolski ile bitirelim... İlk kampın sonunda da belirttiğim gibi, Podolski transferi G.Saray’a büyük güç katacaktır. Ancak tek sorun, Alman yıldızın nerede oynatılacağı... Nice maçında görüldü ki, Podolski’nin yeri sağ kanat değil. Podolski’yi sola alıp, orada oynamayı seven Yasin’i sağa alınca da, bu kez gurbetçi oyuncudan aynı verimi almak güç. Podolski’yi ortaya çekip Sneijder’ı sola atınca, bu sefer de Hollandalı rahatsız oluyor. Galiba Hamza Hoca çare olarak Podolski’yi bazen tek forvet oynatıp, zaman zaman da Burak’la birlikte önlü arkalı çift forvet olarak kullanmayı planlıyor. Bu da alışılagelmiş 4-2-3-1 sisteminin bazen 4-4-2’ye dönmesi demek.