Kadıköy'de oynanan maçlarla ilgili en önemli sorunum “maçları kötü bile oyna(ya)madan” tamamlıyor olmamızdı..

Ya daha maç yeni başlamışken gol yiyor; ya da golü biz bulsak bile topa basamadan rakipten baskı yiyip avantajımızı kaybediyorduk yıllardır... Bu sebepten dolayı maça nasıl başladığımız çok önemli idi ve uzun bir aradan sonra nasıl başladıysak öyle bitirdik Kadıköy'deki maçı..

Baskılı, istekli ve disiplinli...

Hagi'nin, elinde sağlam kalan oyuncularından kurdugu 4-5-1 düzenindeki onbir bu maç için biçilmiş kaftandı.. Geçen sezonki maçta rakibin bize yapmaya çalıştığı gibi; ileride tek forvetle topa basmak ve Misimovic-Elano ikilisi ile Pino'yu beslerken; Cana-Mustafa-Ayhan üçlüsü ile orta sahaya ve topa hakim olma fikri bilhassa ilk yarıda bizim lehimize işledi.. Rakibin ligin en çok gol atan takımlardan birisi olmasının getirdiği gazla 2 hücumcu bek, 2 ofansif orta saha ve bunlara ek olarak 4 hücumcu ile oynaması; hocalarının yanlışı idi ve Hagi bu hatadan en iyi şekilde faydalanmayı bildi.. Ufuk'un cezalı duruma düşmesi sonucu kaleyi bu maçta daha önce Kadıköy'e 3 kere çıkmış olan Aykut'un kaleye geçmiş olması bizim için hayırlı oldu...
 
Mümtaz Türk Basını'nın çok okunan bazı yazarlarının haksız yere dile getirdiği gibi “beraberliğe” yatmayan Cimbom; ortayı rakibe asla bırakmadı.. İkinci yarıda yaptığımız ilk iki değişiklik takımı diri tutarken; hala 90+2'de golü kovalıyorduk.. Hagi'nin “beyler; şut atın; atmadan gol olmaz” sözünü sahada başarıyla uygulayabildik dün...

Maçın hakemi ilk 60 dakikadaki tercihlerinin hemen hemen hepsini rakip lehine kullandı; 2-3 pozisyonda (bilhassa Cana'nın) nizami şarjlarımızdan oluşmakta olan ataklarımızı kesti ve rakip için eskiden avantaj olan “duran top”ları icat etti; buna rağmen basından “geçer” not almasının sebeplerini tahmin etmek zor değil..

Sabri başta olmak üzere, Pino/Elano/Ayhan/Cana ve diğer oyuncularımız Hagi'nin kendilerine verdiği görevi en iyi şekilde yerine getirdiler.. Rijkaard'ın karmaşık ayrılığından sonra her ne kadar eski hocamızın oynattığı futboldan bıkmış da olsam; takımdaki bazı oyuncuların sezon başından beri anlamsız derecedeki kötü performanslarını da unutmadığımızı belirtelim yeri gelmişken.. Misimoviç, Elano, Hakan, Servet, Mustafa bu oyuncuların başta gelenleri.. Küllerinden tekrar doğacak olan Cimbom'a olan borçlarını ödeme konusunda hala zamanları var ve başta bu oyuncular olmak üzere tüm oyuncular ve yönetimden beklemekte her taraftarımızın sonuna kadar hakkı... Yönetimden beklentim ise çok daha makul seviyelerde; bize yakışmayanları yapmayı durdursunlar; doğrumuzu tüm camia olarak zaten buluyoruz...

Maç bitiminde yeni hizmete sokulan Polis Teşkilatı'na bağlı “Spor Bürosu” eşliğinde normaldeki 2 saatlik bekletme süresinin “1 saate” indiğine şahit olup evimize güvenli bir şekilde gece yarısından önce varabilmemizin; önümüzdeki maçlarda da tekrarlanması diğer bir dileğimiz..

Ligin 4'te 1'lik kısmını dün deplasmanda kendisine karşı bir hafta önce bize evimizde “4” atan rakibin tüm maç boyunca sadece “3” faul yaptığı liderin “10” puan gerisinde tamamlamak oldukça büyük bir dezavantaj.. Görünen liderin aynı geçtiğimiz sezonun son evresinde olduğu gibi bazı güçler tarafından bu senede kollanmaya devam ettiği...

Şimdi bize düşen ASY'e içlerinde Beşiktaş'ın da bulunduğu son 4 ziyaretçimizi elleri boş göndererek hem mabedimize bize yakışır bir şekilde veda ederek; Türk Telekom'a en iyi şekilde gitmek..

Saygı ve sevgilerimle…

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın