Zihinsel mağlubiyet

Sezonun ilk 3 deplasman maçından eşit sayıda galibiyet, beraberlik ve mağlubiyetle dönmüştük.. Sırf bizim değil dünyanın herhangi bir liginde şampiyonluğa oynayan herhangi bir takımın bu deplasman performansı ile arzuladığı sonuca ulaşamayacağını bilerek "3 puan" isteği ile beklemiştik Eskişehirspor maçını..

Bilhassa ali Sami Yen'deki maçlarda oturan 4-1-4-1 şablonundan sonra Skibbe; Lincoln'un cezalı olması ile beraber Kewell'ı biraz daha serbest oynatarak 2000'vari bir taktikle 4-3-2 şeklinde yaydı takımını sahaya..Son 2 haftada 6 puan alıp ısırmaya ve Süper Lig'e ısınmaya başlayan Eskişehir karşısında, takımımız Kewell artı çift forvetle maça başladı. Gole daha çok ihtiyacımız olan son 30 dakikada hem Kewell'ı hem de Nonda'yı oyundan alması Skibbe'nin kendiyle çelistiğinin en güzel örneği idi.. Madem Kewell'ı maçın tamamında düşünmüyordu; M.Güven'li bir kadro ile başlayıp orta saha hakimiyetini ilk dakikadan rakibe vermemeyi de akıl edebilirdi.

Skibbe elindeki kadroyu doğru dürüst değerlendirip deplasmanlar içinde uygun oyun şablonunu ortaya çıkarmalıdır.. Ligin ilk 4 deplasmanında yitirilen 8 puana daha düne kadar tek puanını bizden almış olan Antalya'ya evimizde kaybedilen 2 puanı ekleyince ulaşılan 10 puanlık kayıp hiç ama hiç de az değil.. Bu takım 3 sene önce tüm ligi 17 puan kayıpla bitirerek şampiyon olmuştu..

Eskişehir maçını kaybetmemizin esas sebebi maçın son 30 dakikasında orta sahamızın çökmesi değil, tamamen yok olmasıydı.. Yediğimiz 3. gol ofsayt olmasına rağmen, 4. golle beraber halı sahada yenilen gollere benziyordu..Ümit'in ayağına çarpıp yanlışlıkla kalemize giren topta oyuncularımızın konuyu bu kadar uzatmalarını da inanın anlayabilmiş değilim.. En başta Ümit'in sorumluluk alıp topu 3. golü aramak için santraya taşıması gerekirken, hakemin ekmeğine yağ sürüp tam 4 sarı kartı aynı anda görüp oyundan 5-6 dakika çalmamızın hiçbir mantıklı açıklaması olamaz..O pozisyonda ne Ayhan kaptanlığını yapabildi; ne Ümit gerçekçi davrandı, ne de Emre, Sabri gibi takımın tecrübelileri ağırlıklarını koyup olayı noktalayamadılar.. Adeta "biraz daha itiraz edelim de daha geç başlasın oyun; haftalardır yorgunuz" şeklinde hareket ettiler ne yazık ki..

2 hafta önce dile getirdiğim gibi aylardır 8-9 sakatlığı aynı anda yaşayan takımımızda 12-13 oyuncu ile oynuyor olmak, futbolcularımızda zihinsel ve fiziksel çüküşe sebep oldu Eskişehirspor maçında…Skibbe gelinen bu noktada Perşembe günü oynanacak olan Ankaraspor maçında; Emre, Hakan, Ayhan ve Kewell'ı aktif dinlenmeye almalıdır. Elimizde kalan M.Güven, Volkan, Yaser, Alparslan gibi oyuncularımızın Türkiye Kupası Grup ilk maçında ilk 11'de oynatmalı ve bu isimlere sakatlıktan yeni çıkan Ümit ve formayı aralıklarla giymeye başlayan Nonda'yı da  ekleyerek "Benitez"vari bir rotasyona geçmelidir…

Saygı ve sevgilerimle;

Ant İpek

Düzeltme : Bir önceki yazımda kaleme aldığım GS – Lazio maçının 11 Eylül (2001) saldırılarının olduğu gün oynanmış olduğunu iletti bazı okurlarım, teşekkür ediyor ve düzeltiyorum..Üstelik bir sonraki sezonda Şampiyonlar Ligi'ne Moskova galibiyeti ile başladığımız gözümden kaçmış.. Kusura bakmayın..

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları