Maç sabahı gazetelerde toplamda 12 oyuncumuzun sakat veya cezalı olduğunu öğrendiğimde ilk yaptığım eksiklerden oluşan Hasan Şaş yönetimindeki kırmızı takımı Michael Skibbe yönetimindeki sarı takımla oynatmak oldu..Her 2 kadro 4-4-2 ile yayılmıştı Florya Metin Oktay tesislerindeki antreman sahasına ve kırmızı takımda Uğur stoper Barış ise sağbek oynuyordu...Antreman maçı dedik ya; aklımın ucundan bile geçmedi Skibbe’nin sahaya 3’lu defans kurgusu ile çıkacağı..
Sağ kanattaki bunca sakat ve cezalı oyuncunun yokluğunda formamızı ilk kez giyecek olan S. Kurtuluş’u tek başına görevlendirmeyi uygun gören Skibbe’nin takımı sol kanadı teslim ettiği Volkan’ın ofsaytı bozması sonucu ile ilk golü gördüğünde eminim sizlerde benim gibi off çektiniz ekran başında…Ve düşünmeye başladınız yine aynı benim gibi..
Rakip 2. sınıf bir İsviçre takımı..Ön elemede 2 maçta 1 puan alarak elendiğin Rumen temsilcisi evinde Alman Ligi Şampiyonu’na yenilerek başlamış Şampiyonlar Ligine, ligde son 2 maçta 4 puan kaybetmişsin ve 26 gündür resmi galibiyetin yok…Bu kadar eksiğe rağmen deplasmanda olsa galibiyetle dönmen lazım evine ve sen takımı geçici bir hevesle 3’lu defansla sahaya sürüyorsun..Ortanın ortasında Kewell ve Lincoln’ü beraber oynatarak…Ortayı kapatabilecek bunca oyuncunun eksikliğine rağmen M.Güven’i yedekten bile olsa oyuna sokmayı akıl edemiyorsun maç boyunca..Rakip ilk 47 dakikada sadece 2 şut atarak 2-1 öne geçiyor ve Bülent-Falco-Stumpf’tan beri ilk kez 3’lü bir defansla oynatarak armayı, maçı 3 gol yiyerek tamamlıyorsun..Galip gelmeni sağlayan gol giydiği formayı ciddiye almayan 10 numaralı Brezilyalı’ndan geliyor..10 numarayı kavga gürültü zorla giydirip sonra elinden aldığın sözleşmeli 28 yaşındaki oyuncun kimsenin anlamadığı bir şekilde İspanya 2. liginde can çekişiyor aynı günlerde..Son 1 yıla damgasını vuran basının yıldızı sol stoperin geçen sene çoğu maçta olduğu gibi bu maçta da halısahavari bir tavırla forvete atıyor kendini her fırsatta…Sahada 2 forvet, 2’de forvete dönük orta saha oyuncun aynı anda yer alırken kaptan Ayhan‘a muhtaç olduğunu farkediyorsun..O da çoğu zama olduğu gibi oyunun her iki yönünü de başarıyla oynuyor ve her gerçek kahraman gibi sessiz bir şekilde kurtarıyor gemisini..Sahada ol(a)mayan Mehmet’lerin, Barış’ın,Sabri’nin, Linderoth’un görevlerini top yekun yerine getirerek…Olayın sov kısmını halletmek, bu sezon 94. dakikada 2 kez takımının 4. golüne atan 10 numarana kalıyor..
Bir Galatasaray’lı olarak 4. sınıf bir Avrupa takımını deplasmanda da olsa 4 gol atıp yenmektense, 1. sınıf bir Avrupa takımını tek golle yenmenin hayallerini kuruyorsun…Diğer herkes gibi daha yüksek sesle “Lucescu olsa”yla başlayan düşüncelerle dalıveriyorsun uykuya… Baros’un attığı goller ve gülmeye başlayan yüzü, oyundan alınan Nonda’nın pozitif tavırları, Kewell’ın Uğur Tütüneker’i andıran 40 yıllık Galatasaray’lı tavırları, 3 gol yemesine rağmen De Sanctis’in Taffarelvari duruşu, yer tutuşu,oyun kurma kabiliyeti hatta ve hatta kısa kollu forması bir nebze de olsarahatlamanı sağlıyor uyku öncesi.Bu rahatlatmanın aynısını kenar yönetiminden de bekliyorsun artık; bu senin en tabii hakkın..Gönül verdiğin renklerin sahada ele avuca gelir bir diziliş ve taktikle sahada olmasını bekliyorsun, çok değil 3 gün sonra İzmit İsmet Paşa’da..
Saygı ve sevgilerimle