Karabüklü Muslera!

Webaslan.com'un usta yazarı Osman Tanburacı, son yazısında Galatasaray'ın Spor Toto Süper Lig'in 3. haftasında Karabükspor karşısında aldığı 1-1'lik beraberliği değerlendirdi.

Ne yapayım işe şakayla gireyim.
Muslera’nın nüfus kütüğünde doğum yeri Karabük yazsa ancak bu kadar olur. Karabüklü gibi davrandı ve şehrinin takımına yardım etti!
O da istemezdi eminim ama oldu bir kere…
Bütün takım vurgun yemişe döndü.
Kenarda Terim’e baktım, millet şok geçirirken o sihirli değnek arar haldeydi… Bütün oyun planı daha 15’te bozuldu… Zor durum.
Terim’e hak verdim.
Hakem makem hikaye…
Bünyamin Gezer kartında haklı haksız tartışılır ancak Nasrettin Hoca hesabı; hiç mi hırsızın kabahati yok!
Muslera o topa çıkmayacaktı. Deneyimli bir kaleci, İtalya görmüş bir kaleci, Uruguay’ın millisi bu hatayı yapmayacak.
1-Daha oyunun başı; var gol ye, takımını eksik bırakma!
2-Zamanlamanı doğru yap.
3-Oyun disiplininden kopma, atraksiyonla her topa fırlama.

Muslera’nın sicilinde bunlar var. Kendine güveni biraz abartılı, fiyakayı da sever gibi…
Galatasaray’a ilk maçlarında pahalıya mal oldu.

Simoviç’i hatırladım. Galatasaray’a geldiğinde espri olarak bana gol atana kol saati vereceğim demişti. Yanlış hatırlamıyorsam ligin ilk maçı Denizli deplasmanında golü yiyiverdi…
Millet bu gole gazellemeler yaptı.
Sonrasında Simoviç, Galatasaray kalesinde devleşti, tarihe yerleşti ve efsane kaleci olarak kaldı.
Muslera da öyle olur umarım…
Bunlar kalecilerin kaderi.

Karabük zor deplasman, koşuyorlar
Koşan ve rakiple boğuşan takımlara karşı hele 75 dakika 10 kişi kalmışsan maçı kazanmak zordur. Oyunun çivisi çıkar. Bu atılan oyuncu kaleciyse daha da beter.
Buna rağmen Galatasaray 73 dakika direndi. 83’te beraberliği yakaladı. Bu da bir direnç ve kadere isyandır.
Ancak;
Galatasaray’ın oyunu aheste revan. Dağınık ve şablonu kayık.
Muslera’dan sonra kaleye geçen Ufuk korku yaşatacak derken mükemmel bir top çıkarttı parmak ısırttı ama yediği golde durduğu yer hatalı. Erdem’in topla geliş yönüne doğru kaydı, Erdem topu oyunun içine çekinse Ufuk ön direk dibine yakın kaldı, topa atlayamadı bile.

Savunmaya gelince,
Galatasaray savunması ileri çıkamıyor. Özgüven daha yerleşmemiş. Herkes hatasız oynama gayreti içinde gözüküyor bu doğal ama kaleye yakın oynamak da hata. Rakibe avans gibi.
Göbekte sanki denge yok. Terim bunları hep deneme aşamasında, o da görüyor ama mevcuda göre savunma da bu kadar oluyor. Nasıl ki savunma forvetten başlar diyorsak, atak da savunmadan başlar. Galatasaray bu dengeyi tutturamıyor.
Hele çok koşan, orta sahasını çok adamla tutan, Cernat gibi adam eksiltip kaleye sokulan, ve de şut çekebilen oyuncusu olan Karabükspor gibi takımları bu anlayışla durdurmak zordur.

Selçuk beklenen gibi değil
Ya da ben Selçuk’tan çok şey bekliyordum, bulamadım. Selçuk takımın savunmadan çok, atak beyni  ama ilk toplara pek basmıyor. Savunmasının da arasına girdiğini pek görmedim. Boş topları değerlendirmek marifet değil. Rakiple itişip top kazanmak önemli. Kalitesinden şüphe etmiyorum ama verimi düşük. Umarım artar.

Melo da etkisizdi. Penaltı golü onu sahneye çıkarttı. Güzel de attı. Kaleci terse yattı.
Eksik oynayış takımın ritmini bozdu. Belki forvet hattı eksik kaldı ama savunmanın da dengesi bozuldu çünkü ikinci bölgede rakibi durdurmakta zorlandılar.
Melo ve Selçuk için kötü denemez ama düşük performansla oynuyorlar.
Eboue de sonuca tesir edecek bir şey yapmadı.
Maçın Galatasaray adına en önemli pozisyonu Kazım’ın yerden ortasına Elmander ve Gökhan’ın dokunamamasıydı.

Bu maç ölçü almak istemiyorum çünkü maçın dörtte üçünü bir kişi eksik oynamak kolay değil.

Riera, Sercan, Sabri
Terim sanırım, Muslera’nın atılışından sonra; nasıl olsa daha hazır değil dediği Riera’yı ikinci yarı oyundan alacaktı ki hiç tereddütsüz onu çıkarttı.
Bu sefer ne oldu?
Sol kanat düştü!
Sağda Kazım ve Eboue sağlam kaldı.

Oysa;
Sercan çıksa Elmander yalnız kalsa, Riera hem solda hem orta alanda görev alır, topu daha iyi kullanan bir oyuncu olarak pozisyon hazırladı.
Nitekim Terim ikinci yarı Sercan’ı oyundan alıp Sabri’yi sağ kanada koyunca Kazım sola geçti.
Acaba Riera bir devre oynayabilir miydi? Ya da 60 dakika!

Cernat, Deumi, Shelton, İlhan
Örneğin; Galatasaray’da, topu alıp kaybetmeden doğru noktalara taşıyan, rakip ekarte eden ve şut çekebilen bir Cernat yok!
Savunmasının göbeğindeki Deumi de Karabükspor’un emniyet sübapı. Golü atan Erdem de, İlhan da, Shelton da rakibi rahatsız eden oyuncular. İlhan’ın çatala giden topunu Ufuk’un kurtarışı da futbolun eksik olduğu maçın en zevkli görüntüsüydü.

Baroş’un varsa oynar
Maça girer girmez penaltı kazandırdı Baroş.
Böyle bir adamın varsa oynatacaksın. Elmander de onun partneri olacak. Bu ikili futbol anlayışı açısından birbirini tamamlayanlar olur. Bizdeki inanış ise; bir hafta önce Sercan’ın topuk pasıyla Elmander’in mükemmel golü, ‘galip takım bozulmaz’ anlayışıyla yerini korur. Oysa Baroş varsa mutlaka oynar. Milan Baroş, çabuk, rakiple itişen, topu arayıp kovalayan ve her ne kadar kısırlık dönemindeyse de gol şansı yüksek bir oyuncu.

Bunlar tabii ki ihtimaller ama bir gerçek de var ki Galatasaray iyi top oynamıyor.
Daha üçüncü hafta 5 puan kayıp var.
Aldığından daha fazla!
Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları