UEFA Başkanı'nın G.Saray aşkı!

Yer; Stockholm Rasunda Stadı. AIK Solna Kulübü'nün stadının bir bölümü İsveç Futbol Federasyonu'nun merkez binası. UEFA Başkanı Ronald Johansson'un devamlı ikametgahı burası. 52 ülkenin patronu. Ama son derece mütevazı. İrfan Kurtulmuş ile birlikte kapısını çalıyoruz. Konu; tribün terörü, hakemler, bahis oyunları. Bu konularda son sözü söyleyecek tek adam. Aslında konumu nedeniyle politik olması da gerekiyordu. Ama gereken mesajları ince üslubu ile çok iyi verdi. İşte Johansson'un her sözünün altından ders çıkarılacak demeci:

Tribün terörü
UEFA olarak bu konunun üstündeyiz. Portekiz'deki Avrupa Şampiyonası'nda hiçbir şey olmadı. İngilizler bile oradaydı. Herkes dışarıda çok hoş zaman geçirdi. Neden ? Çünkü olay çıkaranlar daha önce belirlendi, ülkeye bile sokulmadı. İşte terörü önleminin tek yolu bu; sorun çıkaranlar stadın dışında kalacak, hatta yıllarca alınmayacak. Eğer futbolun keyfini kaçırıyorlarsa, bunun bedelini ödemeliler. Futbolu, futbol olduğu için izlemeye gelen taraftarlara herkesin saygı göstermesi gerekir. Her kulüp kendi stadından sorumludur. Bu kulüplerin birinci görevi de, teröristleri dışarıya atmaktır.

Türkiye'yi yakından takip ediyoruz. Her olaydan haberimiz var. Çağdaş ve tarihi bir ülkesiniz. Futbolunuz da dünya ölçülerini yakalamış durumda. Türkiye'de futbol din gibi. Futbolun böylesine sevildiği bir ülkede sıcaklığın yaşanması çok normal. Ama holiganlara asla taviz vermemelisiniz. Türk halkının yapısını biliyorum, hep kazanmak istiyor, kaybetmeyi aklına bile getirmiyor. Ama futbol bu. Herkes kaybetmesini de bilecek. Yaşam, futboldan çok daha önemlidir. Gençlere, bir futbol maçında kaybetmenin normal karşılanması gerektiğinin eğitimi verilmeli. UEFA'nın uyguladığı sistemi örnek almalısınız. Gözlemcilerin sayısını artırarak, görev bölümünü çoğaltabilirsiniz. Tribünde hakemler için ayrı, kulüpler için ayrı gözlemciler olmalı. Seyircisiz futbol oynamak en kolay yol. Ama olayları asla engellemez.

Hakem yorumcuları
Hakemleri her zaman korumak lazım. Bir el çırpması gibi kısa sürede karar vermek zorundalar. İnsan her zaman hata yapar. Futbolcular nasıl kale önünde bomboş durumda gol kaçırıyorsa, onlar da aynı şekilde hatalı kararlar vereceklerdir. Şimdi, insanlar maçtan dört - beş saat sonra video görüntüleri ile pozisyonları tekrar izliyorlar. Evinde sıcak çay içerek ya da içkisini yudumlayarak hakemleri yorumlamak pek etik olmaz. Hakemin her kararı video dan mercek altına alınmamalı. Sadece topun çizgiyi geçip geçmediği gibi tartışmalı pozisyonlarda yararlanılmalı.

Hakem yorumcularına çok şaşırıyorum. Büyük bölümü eski hakem. Türkiye'de de böyle olduğunu duydum. Yani bugün görev yapanların arkadaşları. Arkadaş, arkadaş ile dayanışma içinde olmalı. Acaba kendi kariyerlerinde yaptığı onca hatayı akıllarına getiriyorlar mı? Böyle bir durum varken, aynı hataları kendileri de yapmışken, dostlarını medyada ya da televizyonda eleştirmek çok şaşırtıcı. Nerede kaldı arkadaşlık ? Kuzey ve Orta Avrupa'da artık böyle bir şey yok. Bu durdurulmalı ya da durmalı. Bir arkadaşın, arkadaşını yargılaması ve karalaması çok kolaydır. Önemli olan arkadaşının iyi olmasını sağlamaktır. Hepimiz hakemlere teşekkür etmeliyiz. Onları korumalıyız ve saygı duymalıyız. Yoksa bu işi kim yapabilir? Cesaret işi.

Bahis oyunları
UEFA Kupası'nda bir Yunan takımının, Gürcistan takımı ile yaptığı maçta bahis oynandı uyarıları geldi. Gözlem altına aldık. Araştırıyoruz. Güvenlik güçleri ile birlikte çalışıyoruz. Eğer tespit edilirse, cezası çok büyük olur. Kulağımıza birçok ülkeden dedikodu geliyor. İnanmıyorum, ama varsa futbolu öldürür bu iş. Eğer kulüpler ya da oyuncular böyle bir şey yapıyorlarsa büyük risk altına giriyorlar. Büyük paralar yüzünden bazı maçlar şikeye açık durumda oluyor. Her ülkenin kendine göre kanunu var. Biz, bir şey yapamayız. Federasyonlar çok dikkatli olmalı. Hele çocukların bahis oynamasını kabul edemiyorum. İsveç'de küçük bir çocuk içki içerse baba cezalandırılır. Bu işte de, böyle olmalı. Ben bahis yasaklansın demiyorum. Sadece iyi kontrol edilmesini istiyorum.

Cihat Aktaş'ın ölümü
Beşiktaş maçındaki olayı duyunca çok üzüldüm. Ağlamaklı oldum. Kahroldum. Düşünün, o stada gelen birçok genç ölümü ilk kez orada görüyor. Bu bir savaş değil ki. Bıçaklar, uyuşturucular. Ve bu ortamda çocuklar yetişiyor. Dikkat etmeliyiz. Herkes polise yardım etmelidir. Orada sevgi olmalıdır, düşmanlık değil. İsveç'te şimdi bir uygulama yapacağız. Önümüzdeki sene tüm kulüpler şiddete karşı kampanya yapacaklar. Biz de, sizin gibi temiz bir futbol istiyoruz. 'Gülümse ve arkadaş ol' sloganı ile her ülke kampanya yapmalı.

"G 18 bir hayal"
Galatasaray'ın da aralarında bulunduğu bazı kulüpler yeni organizasyon içine girmek için 10 yıldır çaba harcıyorlar. Ama çok zor. Bunu yapmak için hakem gerekir, stat gerekir. Nasıl yapacaklar, nasıl bulacaklar. Ayrıca onların düşündükleri sistem, ilerleyen zamanda futbolu aşağıya çekecektir. Örneğin Galatasaray. Her sene Milan ya da Barcelona ile oynayacak. Bir süre sonra insanlar sıkılır. FIFA, ülke federasyonlarına, biz de kulüplere para ödüyoruz. Şampiyonlar Ligi'nde bugüne kadar 2 milyar dolar para ödedik. Bu para orada nereden gelecek ? Galatasaray daha fazla para kazanacağını mı düşünüyor?

"Taksici kızdı"
"Geçmişte yaşanan bazı olaylar yüzünden Türkiye'de, UEFA'ya karşı bir ön yargı vardı. Bir gün İstanbul'da taksiye bindim. Taksici, beni tanıdı ve 'Siz, bizi sevmiyorsunuz. Çok para cezası veriyorsunuz' dedi. Şaşırdım. Ben de ona 'Bu kararları, ben vermiyorum ki. Bizim disiplin komitemiz var. Onlar veriyor' dedim. Anladı, yine dost olduk.

"İyi manşet olsun"
Medya dayanışma içinde olmalı. İyiyi, kötüyü birbirinden ayırmalı. Yöneticilerin maç sonlarında sinirli halde söylediği tahrik edici sözleri yayınlamasınlar. Değer vermesinler. Çünkü o yönetici mutlaka birkaç saat sonra pişman olacaktır. Kötü değil, iyi manşet olsun. Bu sıkıntıdan ancak el ele çıkılabilir. Medya çok dikkatli olmalı.

"Geri dönecekler"
Galatasaray, Türkiye'de ve Avrupa'da büyük işler yaptı. Ben de bu kulübün fahri üyesiyim. Maçlarını hep takip ederim. Şenes Erzik çok iyi dostum, ama tek yanlışı var. O da, yanlış takımı tutmak. Büyük takımlar, büyük işlerden sonra hep sıkıntı çekerler. Ancak ben Galatasaray'ın yeniden Avrupa arenasına geri döneceğine inanıyorum. Bunun İngilizcesini mutlaka yazın "They will come back (Geri dönecekler)".

Bedava mı, hayret!
"Bedava bilet işini asla anlayamıyorum. Her kulübün paraya ihtiyacı varken, bu nasıl olur? Birçok Avrupa ülkesinde bir kişiye, iki biletten fazla verilmez. Öncelikle bunu uygulamak lazım. Elbette sponsorlara bilet verilecek. Eğer kulüpten bilet alanlar da, bu biletleri satıyorsa suçtur. Bunun cezasını görmeliler. Karaborsayı engellemek için ona karşı durmalıyız".

HALİL ÖZER / Milliyet

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları