Sarı-kırmızılı teknik direktör, “İtalya’da geçen teknik direktörlük yaşantınızda başarılı olduğunuza inanıyormusunuz?” şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:
“İtalya’da bir Türk antrenörün çalışmış olması önemli bir olay. Ben Fiorentina’ya geldikten 2 ay gibi bir süre sonra, ligde 3. sıraya kadar yükseldik. Daha sonra bana önerilen 3 yıllık teklifi ben kabul etmedim. Buradan sonra Milan’a gittim. Ben Milan’ı bırakmadan önce, İtalya Ligi’ni bu sezon şampiyon olarak tamamlayan Juventus’un 1 puan önündeydik.
Derbilerde yenilmeyen bir takımdı. Bütün bunların ötesinde, özellikle kendi eğitimcilerine görev vermeyi tercih eden bir ülkede bir Türk’ün yer alması önemli. Eğer bir gün Floransa’ya giderseniz benimle ilgili edindiğiniz intibağı bana yazın. Terim dediğinizde orada tanımayan yoktur. Bundan daha önemli bir başarı olabilirmi?”
Bir işe girişirken, başarısız olacağını hiç düşünmediğini ifade eden Terim, öğrencilere hitaben “İlkeleriniz uğruna savaşmayı bilmelisiniz” diyerek,”Ben Avrupa’da uzun süre de kalabilirdim. Ancak bazı şeylerin olmazsa olmaz diye kuralları vardır. Ben Avrupa’ya 12 kupa artı UEFA Kupası’nın sahibi olarak gittim. İnsan inandığı sistemi değiştirirmi? Bir işe girerken başarısız olacağımı düşünmem. Fikstüre ve bulunduğmuz pozisyona hiç bakmam” şeklinde konuştu.
Fatih Terim, teknik direktörlük kariyerini, sürdüreceği yer konusunda seçim yaparken, ailesinin büyük rol oynadığını kaydetti. Galatasaray’ın teklifinin ardından eşi ve çocuklarıyla konuştuğunu anlatan Fatih Terim, “12 yaşındaki çocuğuma sordum. Bana, (siz gidince ben yalnız kalıyorum. Bunun için gitme. Galatasaray’ın başına geçmeni istiyorum) dedi. Büyük bir teklif gelmiş olsa bile bir baba olarak zor durumdasınız. Eşim ise karışmayacağını söylerken, (Türkiye’de çalışmanı istiyorum) dedi. Avrupa mı?, Galatasaray mı? sorularını önce aileme sordum. 12 yaşındaki çocuğumun hayatı benim için çok önemli. Ona sorarım tabiiki” şeklinde konuştu.
Galatasaray Teknik Direktörü, “Türkiye’de başarılıyken neden gittiniz” şeklindeki bir soru karşısında da yaşadığı durumla ilgili “ateşten gömlek giymek” şeklinde bir ifade kullanarak şu yanıtı verdi:
“Ben bu soruyu, (Burada başarılıydınız. Bunun kredisini yiyebilirdiniz) şeklinde düşünüyorum. Biz ateşlerin tadını yanarak öğrendik. Korkmadığım için gittim.”
Terim, “Teknik direktörlük dışında başka bir işe girişirmisiniz” şeklindeki soruya ise şu şekilde yanıt verdi:
“Herkes kendi branşında uzmanlaşarak yürümeli. Ben bu soruda siyasete girip girmeyeceğim sorulduğunu düşünüyorum. Siyasete atılmayı düşünmüyorum. Ama şartlar bazen sizi öyle bir yere sürükler ki. Ben o tarafta yapabileceğimi sanmıyorum. Mesela meydanlarda konuşamam. Bunların hepsi sorun tabiiki” diye konuştu.
Türkiye’de gençlerle ilgili verilen sözlerin kuru bir laftan öteye gitmediğini söyleyen sarı-kırmızılı teknik adam, öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Sizin bu kocaman ülkede küçük bir azınlık olduğunuzu görüyorum. Bunun tek suçlusu biziz. Bu ülkede gençlerle ilgili verilen sözler kuru bir laftan öteye gitmemiştir. Gençlerimizin bu ülkenin kaderini ve geleceğini belirlemesine imkan vermedik. Gençlerimiz bu sisteme inanmıyor. Bu nedenle de bugün apolitik bir şekilde katılmaya çekiniyorlar. Gençliğimizi, geleceğimizi bu kadar kolay harcamamalıyız. Gençlere değer vermeyen kültür, geleceğini ipotek altına almış olur.”
Dünya’nın gelişmiş ülkelerine bakıldığında, genç potansiyelin demokratik katılım içinde yönetimlerde yer aldığını belirten Fatih Terim, gençlerin karar alma sürecinde aktif bir parça olduklarını kaydetti. Türkiye’de de bu dönüşümün gerçekleştirilmesinin gerektiğini vurgulayan Terim, gençliğin kendine olan güvenini yitirdiğini kaydederek, “Gençleri engelleyen yüksek duvarları kaldırmalıyız. Bu ülke değerlerinin bu ülkeden kaçmasına engel olmalıyız” dedi.
“Geçmiş kısadır, dün de kısadır. Ama geleceğimiz uzundur” şeklinde bir ifade ile öğrencilere başarılı olabilmenin faktörlerini anlatan Terim, şöyle devam etti:
“Herşeyden önce, kendinize yeniden inanmanız gerekiyor. İdeallerinizi belirleyip mücadele etmelisiniz. Ne istediğimizi bilin, çünkü bilmezseniz başkaları sizin adınıza kararlar verir. Tabiki engellerle karşılaşacaksınız. Ama yılmamalısınız. Yeni çözümler üretip, çözüm kalmadığında da bütün çözümlerin bittiğini asla söylemeyeceksiniz. Hatalarımızı da bize söylemelisiniz. Bu dönüşümü birlikte gerçekleştirebilirsek geleceğe güvenle bakabiliriz. Sizlere güveniyorum. Fatih Terim sonuna kadar sizlerle olacak.”
Galatasaray teknik direktörü, başarılı olabilmek için çok çalışmak gerektiğini anlatarak, mesleğinde önemli görevlere hep genç yaşta geldiğini kaydetti. Terim, 36 yaşında iken Milli Takım teknik direktörü olduğunu ifade ederek, “Geldiğim her yere çok genç geldim. Bulunduğunuz branşın önce bilgi ve birikimine sahip olmalısınız. Her saniye, her dakika daha ileriye gitmek adına bir fırsattır” diye konuştu.
Türkiye’de bahane üretmenin adeta bir hastalık haline geldiğini ifade eden Fatih Terim, “Birikimi olmayan insanlar bahane üretir” dedi. Başarılı teknik direktör, maçlardan sonra gerek futbolcular gerekse bir çok teknik adamın yaptığı “Şanssızdık” şeklindeki açıklamaları kabul etmediğine dikkati çekerek, “Futbol müsbet bir ilimdir. Ben bu tür açıklamaları birikimi olmayan insanların kullandığı şeyler olarak kabul ediyorum. Bilgi ve birikiminize güvenin, bu tür düşüncelere sığınmayın. Demokrasilerde çareler tükenmez, futbolda hiç tükenmez. Onun için bahanelerden uzak durun. Ben neden çıkıp futbol oynamıyorum. Çünkü gücüm yok. Ama beynim olayı çok iyi görüyor” şeklinde konuştu.
Fatih Terim, bir teknik direktörün sadece teknik işlerle uğraşmaması gerektiğini belirtti. Sarı-kırmızılı çalıştırıcı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bir teknik adam sadece teknik işlerle uğraşmamalıdır. Ben geçmişte Galatasaray ile sözleşme imzaladığımda teknik direktörüyle 4 yıllık sözleşme imzalayan takım adı yoktu o tarihte. Bunu ben söylemiyorum, 1900 ile 2000 arasındaki tarih söylüyor. Eğer yönetim oyuncu almak isterse bu idari bir karardır. Futbolcuyu 10 milyon dolara alacaksa ekonomik bir karardır. Kim alınacaksa teknik direktör karar verir. Bu da teknik bir karardır. Yaptığım işler sonunda (Size ne diyeceğiz?) dediler. Bende (Herkesten ve her işten sorumlu) deyin dedim. Sonunda hata bende olacaksa ben bu yetki ve sorumluluğu alırım.”
Tecrübeli teknik adam, futbolun, dünyada kitleleri peşinden sürükleyen bir olgu olduğunu ifade ederek, bilgi birikimi olan sporcular çıkması için üniversiteler düzeyine yayılması gerektiğini vurguladı. Avrupa’da birçok üniversitede futbol branşının bulunduğunu ifade eden Terim, öğrencilerin sınavlarının da maçlarına göre ayarlandığını kaydederek “Futbolu üniversitelere ve okullara sokmak zorundayız” dedi.
Bu arada konuşması sırasında, üniversite öğrencilerinin oluşturduğu internet sitesinin tişörtü armağan edilen Fatih Terim, ceket ve kravatını çıkararak üzerine giyip konferansa öyle devam etti. Konferansın ardından öğrencilerle birlikte üniversitenin yemekhanesinde yemek yiyen Fatih Terim, burada da yoğun ilgiyle karşılanırken, imza dağıtmaktan dolayı bir hayli terledi.