Adnan Polat Galatasaray'ın gündemiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
"Galatasaray Yönetim Kurulu olarak sportif, sosyal, mali ve idari açıdan çok yükümüz var. Şöyle bir plan yaptım; sabah erken kalkacağız, geç yatacağız, cumartesi-pazar çalışacağız. Biraz sosyal ve aile hayatımızı ihmal edeceğiz.
Şu anda sadece iki şey istiyorum. Birincisi Galatasaray’ın şampiyon olması, ikincisi de mali yapısının düzelmesi. Futbolda güzel bir söz vardır; en önemli maç oynayacağınız maçtır. Bizim maçımız da Galatasaray’ın şampiyonluğu ve mali yapısının düzeltilmesi. Büyük dağların karları büyük olur. Galatasaray’ın sıkıntıları da büyük oluyor. O büyüklüğüne yakışır bir şekilde de o karları eriteceğiz.
Büyük kulüplerde başkanlık ya da yöneticilik yapmak büyük özveri istiyor. Sayın Özhan Canaydın 4 senedir mücadele ediyor. Aziz Yıldırım da ilk geldiği vakit az mı sıkıntı çekti. Aziz Bey belki o zaman daha çok çalıştı ama sportif başarı gelmedi. Sabırla, uğraşa uğraşa takımı bir yerlere getirebildi. Futbolda her şey her zaman istediğiniz gibi olmuyor. İşler ters gittiği vakit düzeltemiyorsunuz da. Çok iyi transferler yapıyorsunuz ama futbolcunun kimyası uyuşmuyor. Veya herhangi bir nedenden dolayı şampiyonluğu kaybedebiliyorsunuz. Amacımız Özhan Bey’e bir şampiyonluk kupası kaldırtmak.
Ligin bitimine 5 hafta kaldı. Fenerbahçe iyi bir takım. Bizimle oynayacakları maçın kendi sahalarında olması büyük avantaj. Zor bir yarış oluyor ama ben Galatasaray’ın şansının Fenerbahçe’den az olduğunu düşünmüyorum. Tam tersine daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe’den bir adım öndeyiz. Çünkü biz her şeyimizle bir takımız. Bizim en büyük avantajımız bu. Golcüler atamazsa, başka bir mevkiden biri çıkıp atıyor, galip getiriyor takımı.
Galatasaray takımında kaliteli oyuncu çok. Ama daha önemlisi, bu kaliteli futbolcular takım olarak mücadele ediyorlar. Beni en çok mutlu eden bu. Onur mücadelesi veriyorlar. Karşılarındaki tam techizatlı bir Fenerbahçe takımı var. Bu bir gerçek, bunu inkar etmemek lazım. Onun için bu çocukların ortaya koyduğu mücadele takdire şayandır. Böyle olduğu için de çok transfer yapmayacağız. İhtiyaç duyulan yerlere 1-2 takviye yaparız, yeter."
"Aziz Yıldırım’ı kutluyorum"
"Fenerbahçe’yi kıskanmıyorum ama Aziz Bey’i ve ekibini yaptıkları işlerden dolayı kutluyorum. Statlarına gittim, hakikaten iyi bir stat yapmışlar. Mali durumlarının da iyi olduğunu duyuyorum. Futbol takımını da başarılı buluyorum. Biz, mali alanda Fenerbahçe ile rekabet edebilecek düzeye gelip, onlardan daha iyi bir stat yapmak arzusu içindeyiz. Onun için çalışacağız, mücadele edeceğiz. Artık neticeyi zaman gösterecek."
"Galatasaray çok değişmiş"
"Ben gittikten sonra Galatasaray’da çok büyük değişiklikler olmuş. Futbolcuları bile yeni tanımaya başladım. Çünkü benim dönemimden bir tek Hakan Şükür ve Ergün kalmış. Diğerlerini tanımıyorum. Kulüp personeli de benim hiç tanımadığım arkadaşlar. Onlarla ilgili yorum yapabilmem için, tanımam lazım. Bunun için de bir süreç gerekli. Sezon sonuna kadar kulüple ilgili her şeyi öğrenebilirim."
"Gerets’te sorun yok, göreve devam edecek"
Teknik heyeti değiştirmek gibi bir düşüncemiz yok. O açıdan çok rahatım. Teknik direktörümüz Erik Gerets’in daha 2 senelik sözleşmesi var. Gerets, bir kere duruşunu bozmayan, prensipleri olan bir antrenör. Başarılı bir hoca. Kimseyle de problemi yok. Yardımcısı Erdal Keser de benim daha önceki yöneticilik dönemimde takım kaptanımızdı. Alışkanlık olarak ona hep ’kaptan’ diyorum. O da bana, ’Abi ben artık kaptan değilim. Hoca oldum, biliyorsun’ diyor.
"Emre en sonunda G.Saray’a dönecek"
Benim açtığım yardım kampanyasına Emre Belözoğlu’nun da katılması çok hoşuma gitti. Burada, paradan çok sosyal dayanışma önemliydi. Emre’nin gönlünde Galatasaray’ın ne kadar büyük yeri olduğunu gördük. Neticede Emre’nin dönüp dolaşıp geleceği yer Galatasaray’dır. Emre’nin iyi bir Galatasaraylı olduğunu düşünüyorum. Zamanında tatsızlıklar, şanssızlıklar olmuştur. Ama bizlerin de affedici olması lazım.
"Seyrantepe hükümete bağlı"
Seyrantepe Projesi konusunda bir şey söylemek için çok erken. Hükümetin kararıyla olabilecek bir şey bu. 15 Nisan’da kulübümüzün genel kurul toplantısı var. Riva’yı en hızlı şekilde devreye sokup, Galatasaray’ın mali durumunu yeniden yapılandırmamız lazım. Kulüp hisselerinin satılması, Galatasaray’ın borcunun 40 milyon dolar eksildiği anlamına geliyor. Bu iyi bir şey ama esasında benim gönlümden geçen bu değildi. Günün şartları böyle olmasını gerektirdi.
Canaydın’ın seçim kozu Polat’tı
Özhan Canaydın’ın üst üste 3. kez Galatasaray Başkanlığı’na seçilmesinde, Adnan Polat’ın büyük rolü oldu. Canaydın, İzmir’deki Diyarbakırspor maçında taraftarları Polat’la birlikte selamladı.
"Hakan Şükür’e laf söyletmem"
"Hakan Şükür’e laf edenler Milanlı Maldini’ye baksın. 38 yaşına geldi, hala top oynuyor. Hakan Şükür iyi bir profesyonel. Antrenmanlarını son derece ciddi yapıyor. Bence Hakan ’oynamak istiyorum’ dediği müddetçe Galatasaray’da kalmalıdır. Hakan’a laf söyletmem. Ben her zaman onu destekledim, sahip çıktım. O da beni hiçbir zaman utandırmadı. Bu sezon yaşanan olaylar Hakan Şükür’ün aynı zamanda iyi bir idareci olduğunu da ortaya koydu. Kriz döneminde bile takımı motive etmeyi bildi."
Allah, F.Bahçe’ye de o kupayı nasip etsin
Fenerbahçe zamanı gelince Avrupa’da bir şeyler yapar. Galatasaray uzun bir süre mücadele edip tecrübe kazandıktan sonra başarı sağladı. Avrupa’da başarılı olmak için sadece iyi takım olmak yetmiyor. Başka faktörlerin de bir araya gelmesi gerekiyor. Avrupa’da bir kupa kaldırmak Fenerbahçe’nin ve Aziz Yıldırım başkanın da gönlünden geçiyordur. İnşallah, onlara da Allah kısmet eder.
Dua edin de G.Saray başarılı olsun
Fenerbahçeli arkadaşlarımla konuşurken, "Galatasaray’ın başarılı olması için dua edin. Aksi taktirde sizin yapmış olduğunuz 60 bin kişilik stat dolmaz ve işin esprisi kalmaz" diyorum. Allah, iyi ki Türk futboluna Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor rekabetini vermiş.
Beğenmeyen gider
"Artık bu para konusu kapansın. Galatasaray’ın parası varsa öder, yoksa da ödemez. Bu şartları kabul eden eder, etmeyen de ’ben oynamıyorum’ der."
Geçtiğimiz günlerde takımın üç kaptanı Hakan Şükür, Hasan Şaş ve Ergün Penbe ve kaleci Mondragon’la bir araya geldim. Onlardan para pul konusunun bir daha gündeme getirmemelerini istedim. Galatasaray Kulübü’nün parası varsa öder, yoksa da ödemez. Bu şartları kabul eden eder, etmeyen de ’ben oynamıyorum’ deyip, gider. Ama bu çiklet gibi çiğnenmez. Her dakika bunun sözü edilmez. Onlar da bana, "Şimdiye kadar nasıl mücadele ettiysek, bundan sonra da aynı şekilde mücadele edeceğiz" dediler. Ama beni en çok duygulandıran şu oldu. Bu dört futbolcu bana, "İmkan olup da paraları dağıtırsanız, lütfen önce ihtiyacı olan arkadaşlarımıza dağıtın, bize daha az verin" dedi. Galatasaray kaptanlarına işte bu yakışır. Açıkçası çok hoşuma gitti.
Şunu hiçkimse unutmasın; Galatasaray’de her zaman herkes parasını almıştır. Artık bu para konusunun kapanmasını istiyorum. İnşallah şansımız yaver gider de yönetim kurulu olarak gereğini yaparız.