Galatasaray TV’de dün yayınlanan “Avea Kamp Günlüğü” programına Barış Özbek ve Volkan Yaman konuk oldu. Oyuncularımızın açıklamaları şöyleydi…
Galatasaray TV’de dün yayınlanan “Avea Kamp Günlüğü” programına Barış Özbek ve Volkan Yaman konuk oldu. Oyuncularımızın açıklamaları şöyleydi…
BARIŞ ÖZBEK -Barış sen de bu coğraya’yı çok iyi biliyorsun, yakından tanıyorsun. Eşiniz, dostunuz, Türk seyirciler, arkadaşlarınız hep çevrenizde ve size çok rağbet gösteriyorlar. Kampın ilk günleri, Barş Özbek sence nasıl geçiyor?
- Şimdiye kadar her şey çok güzel geçiyor. Buradan taraftarlarımıza teşekkür ediyorum. Bizi hiç yalnız bırakmıyorlar. Otuz beş kişiyiz. Genç arkadaşlarımız var, tecübeli abilerimiz var. Hepimiz birbirimize yardım etmeye çalışıyoruz. İlk günler zaten tanışmayla geçiyor. Hem hocamızın bizi tanıması lazım hem de bizim birbirimizi tanımamız lazım. Yani şu an her şey güzel geçiyor.
- Yorgunluk var mı? Tatilden yeni döndünüz İstanbul’da da çok sıcak bir ortamda çalıştınız Emre’nin de Volkan’ın da ifade ettiği gibi sıcaklık otuz dercenin üzerindeydi. Burada sıcaklık farkı oluştu. Siz bir futbolcu olarak neler hissediyorsunuz?
-İstanbul’da hava gerçekten çok sıcaktı. Burası bizim çalışmamız açısından çok daha iyi bir yer. Aralıksız idmanlar yaptık bu da tabii ki bizi yordu. Gittikçe bu yoğun tempoya alışacağız. Bu yoğun tempo bizi yoğun bir sezona hazırlayacak. En kısa sürede daha çok antrenmanla yüksek tempoya erişeceğiz.
- Peki Barış iyi bir tatil süreci geçirdin mi?
- Serkan Çalık ve Emre Güngör ile beraber tatilimizi iyi geçirdiğimizi düşünüyorum. Geçen sezonun bütün yoğunluğunu üzerimden attım. Artık yaz tatili geride kaldı. Önmüzde önemli maçlar var.
- Transfer döneminde en çok ismi ön plana çıkan oyuncu sen oldun. Sana böyle bir teklif geldi mi? Çünkü spor bültenlerinde ve gazetelerde senin taliplerin olduğunu gördük ve duyduk. Sen bu konuda GS TV izleyicilerine neler söyleyeceksin?
- Açıkcası ben de bu haberleri sizin gibi gazetelerde okudum. Bana hiçbir kulüpten resmi bir teklif gelmedi. Tabii ki beni beğendikleri hakkında görüşmeler oldu ama resmi bir girişim olmadı.
- Belki de senin Almanya’da yetişmiş olduğundan dolayı bu tarz spekülasyonlar çıkmış olabilir değil mi?
- Evet tabii ki çünkü Alman Milli Takımı’nda oynuyorum. Almanya için önemli bir oyuncuyum. Kamplarda ve maçlarda takip ediliyorum. Bu da benim ismimi ön plana çıkarıyor.
- İyi bir kadro kuruluyor. Transferler var. Senin oynadığın bölgeye de Mustafa Sarp transfer edildi. Sizin için iyi bir rekabet olacak. Sizin mevkiniz açısından sen neler söyleyeceksin?
-Öncelikle Mustafa ağabeye de buradan hoşgeldin diyorum. Kendisi gerçekten kaliteli futbolcudur. Takımımıza yakışacaktır. Sizin de belirttiğiniz gibi rekabet takımı güçlendirecektir. Galatasaray’da bulunduğum iki seneden beri, kendime olan güvenimi gösterdim. Bu sene de hiç şüphem yok. İlk on birdeki yerimi koruyacağıma inanıyorum. - Fifa’nın yeni getirdiği bir kural var. Sen Almanya Ümit Milli Takımı’nın formasını başarıyla giyiyorsun. A Milli Takım’la ilgili düşüncelerin neler?
- Şimdiye kadar hep söyledim. Ben Türk Milli Takımı’nın formasını giymek isterim. Ama geçmişte bazı sorunlar yaşandı. Yeni kural ile bir seçme hakkım daha doğdu. Şimdiden bir şey söylemek istemiyorum. Hocalarımız bizi çağırırsa, biz seve seve forma giymek isteriz.
- Rijkaard ve ekibinin, kondisyon yüklü antrenmanlar yaptırdığını görüyoruz. Sen de zaten prese dayalı bir futbolcusun. Onlarla çalışmak senin için de büyük bir şans olsa gerek.
-Tabii ki benim için çok büyük bir şans. Aralıksız antrenmanlar yapıyoruz. Teknik ekip, hep hareket halinde olmamızı istiyor. Ben de bunu seviyorum. Hocamız da bunu görürse her şeyin iyi gideceğini düşünüyorum.
- Hep pres yapan, koşan, sahanın her yerinde ısıran, mücadele eden bir Galatasaray sezon içinde yavaş yavaş meydana gelecektir diye düşünüyorum.
- Evet bu dedikleriniz bir iki kişiyle olmuyor. Hep beraber bunu yapmak zorundayız. Hocamız da bize az önce Serkan’ın dediği gibi taktik konuşmasında söyledi. Herkesin birbirine yardım etmesinin çok önemli olduğunu belirtti. - Biz umuyoruz ki çok parlak günler sizi bekliyor. Geçen sene Uefa Kupası’nda Werder Bremen final oynadı. Hamburg yarı final oynadı. İki Alman takımı birbiriyle eşleşti. Galatasaray’ın elendiği Hamburg, Milan’ın elenmesi. Demek ki bu Avrupa’nın iki numaralı kupasında sürpriz sonuçlar çıkabiliyor.
-Ben açıkcası o maçları hatırlamak istemiyorum. Bordeaux maçı’nın 3-1 den 3-3’e gelmesi ve turu geçmemiz çok güzeldi ama Hamburg maçı kabus gibiydi. Benim için o dakikalar çok kötü dakikalardı.
- Bu sene yeni formatta gerçekleştirilecek olan UEFA Avrupa Ligi için neler söyleyeceksin?
-Takımımızın kalitesi ortada ama her kaliteli takım rakiplerini her zaman yenemiyor. Aynı zamanda sahada mücadele etmemiz de gerekiyor. Eğer hem kalitemizi gösterip, hem de sahada mücadele edersek çok iyi yerlere geleceğimizi düşünüyorum. İlk maçımızı Tobol takımıyla yapacağız. İsim olarak kendilerini pek tanımıyoruz ama Kazak ekibi bize karşı yüzde yüz çok iyi hazırlanacaktır. Biz de hem beyin hem de fiziksel olarak buna hazırız. Bu maça çok iyi hazırlanıp, rakibimizi yeneceğiz
- Galatasaray taraftarına mesajınız nelerdir?
-Tarafarımızın bize hep destek vermelerini istiyorum. Çünkü Galatasaray, Türkiye’nin en büyük takımı. Geçen seneki kötü sonuçlarımızdan dolayı tribünler dolmadı. Biz Galatasarayız!
- Barış, kendinde eksik gördüğün özellikler var mı? Varsa neler?
-Galatasaray’a geldiğim ilk günlerde sadece gücümle futbolumu oynamaya çalışıyordum. Galatasaray’la birçok maça çıktım ve bu bana tecrübe kazandırdı. Maç esnasında artık sadece gücümü değil beynimi de kullanmaya başladım. Bana bu konuda yardım eden abilerime de çok teşekkür ediyorum. Ayhan Akman gibi çok tecrübeli bir futbolcuyla yan yana oynarsan çok şey öğrenirsin. Ben yanımda oynayan futbolcuların iyi yönlerini kapmaya çalışıyorum. Bu da beni geliştiriyor.
VOLKAN YAMAN
-Volkan senin de kamp ile ilgili genel izlenimlerinle başlayalım. Daha sonra geçen sezonu da bu sezonu da detaylı şekilde konuşacağız. Öncelikle sen de bu topraklara yakın kültürdensin yani burası senin alıştığın bir iklim, coğrafya olduğunu biliyoruz. Bu bakımdan kendini nasıl hissediyorsun? Sence kamp nasıl başladı?
- Öncelikle bildiğin üzere ilk hafta İstanbul’da çalıştık. İstanbul’dayken hava çok sıcaktı. Yaklaşık her gün otuz beş derece sıcaklıkta antrenman yapıyorduk. Birden bire buraya gelince iklim değişikliği oldu. Buraya gelince hava değişikliği yaklaşık on beş, yirmi derece düştü. İlk gün çok yağmur yağıyordu ama kampımız gayet güzel ve yoğun geçiyor. Herkes zevk alyor. İnşallah hep beraber burada kaldığımız sürece güzel günler geçiririz. - Biraz da senin form grafiğinden bahsedelim. Herkes senin fizik olarak geçen seneye oranla daha hazır bir Volkan Yaman olduğunu söylüyor. Sen neler söyleyeceksin?
- Muhakkak ki geçen sene yedek kaldığım için eksiklerim olmuştur. Bu sene formumu yükseltmek için daha çok çalışıyorum. Takımıma ve takım arkadaşlarıma daha faydalı olmak istiyorum. Rekabet konusuna gelince, rekabet tabii ki her takımda olacak. Zaten rekabet olmaz ise başarı da olmaz. Hakan kardeşim de, ben de takıma elimizden geldiğince katkıda bulunmak istiyoruz. İyi olan oynasın. Söylediğim gibi kim oynamış önemli değil aramızda hiçbir zaman bu konu sorun olmadı. Biz arkadaşız ve çok iyi gidiyor. Kendimi çok iyi hissediyorum. Yaz tatilim de çok güzel geçti. O yüzden kendimi fiziksel anlamda iyi hissediyorum.
Takıma katılan genç arkadaşlarımız da çok iyi ve yetenekli futbolcular. Onlar da forma savaşı verecekler. Açıkçası gayet güzel, tatlı bir rekabet olacak.
- Sen Cevat Hoca ile çalıştın, Skibbe ile çalıştın, son olarak Bülent Hoca ile de çalışma imkanı buldun. Yeni teknik direktör ve yeni teknik heyet ile yola devam ediyorsunuz. Antrenman disiplininde ne gibi farklılıklar var? Kuşkusuz hocanın gelmesinden itibaren çok kısa bir zaman geçti. Barcelona’da beş yıl görev yapan çok deneyimli bir teknik adamla beraber olacaksınız. Rijkaard, dünyanın sayılı antrenörleri arasında gösteriliyor. Neler düşünüyorsun?
-Hocamız herkesin bildiği üzere Frank Rijkaard, dünya çapında bir teknik adam. Biz de, kendisi Barcelona’da antrenörlük yaparken takımına oynattığı iyi futbolu zevkle izliyorduk. Bize anlatmak istediği futbol oynamaktan zevk almamızı sağlayarak, iyi sonuçlar çıkarmaktır. Biz de bu durumdan zevk almaya başladık. Her şey çok güzel geçiyor. İnşallah Barcelona’da seyrettiğimiz güzel futbolu kısa zamanda biz de uygularız.
- 16 Temmuz’da Kazakistan’ın Tobol takımı ile karşılaşacaksınız. Görüşlerini alabilir miyiz?
- Bu tür takımlar karşısında en üst konsantrasyonla oynamak gerekiyor. Her takım elinden geldiğince Galatasaray gibi bir camiaya karşı kendini göstermek isteyecektir. Bu gayet de normal bir şey. Dediğim gibi biz oyunumuzu oynamaya çalışacağız ve sonucun da ona göre şekillendiğini göreceğiz. - Artık ülke puanı açısından Galatasaray’ın kazanabildiği puanlar çok önemli yer tutuyor. Bu tarz takımlara verilen fireler ilerisi için kötü sonuçlar doğuruyor. Geçen sene Galatasaray Steaua Bükreş takımına elendi ama bunun telafisi vardı. Uefa Kupası’nda en azından gidebildiğiniz yere kadar gittiniz. Avrupa Ligi’ndeki gruplara kalmadan fire vermek Avrupa defterini kapatma anlamını taşıyacak.
- Galatasaray üç senedir aynı talihsizliği yaşıyor. Geçen sene ön eleme maçında elendik. İnşallah böyle olaylar bir daha yaşanmaz. Galatasaray’a da yakışan Uefa Avrupa Ligi’nde başarılı olmaktır. Amacımız bu kadroyla büyük başarılar elde etmektir. Galatasaray Uefa Kupası’nı kazanalı neredeyse on sene oldu. İnşallah hep beraber bunu tekrardan yaşayacağız ve yaşatacağız.
- Galatasaray, Uefa Kupası’nın yeni formatıyla, yeni ismiyle tekrar üst noktaya kadar yükselir mi?
- Eğer sakatlıklar yaşanmaz ve her şey istediğimiz gibi olursa neden olmasın. Herkes gibi siz de gördünüz, Weder Bremen final oynadı. Biz onları yenebilecek güçteyiz. - Galatasaray taraftarına mesajınız nelerdir?
-Geçen sene taraftarımızı çok üzdük. Bu sene taraftarımıza daha güzel şeyler yaşatmak istiyoruz. Bizi yalnız bırakmadıkları için çok teşekkürler. Devamlı bizi desteklemelerini istiyoruz. İnşallah kupaları kazanıp, Galatasaray taraftarına armağan ederiz. Umarım kazandığımız kupalarla beraber Ali Sami Yen Stadı’na veda ederiz.