"Bütün geceyi neredeyse uyumadan geçirdim. Pisi pisine bir golle önemli bir avantajı kaybettik. Golde en büyük hata Mondragon'un. Çünkü o pozisyonda Fleurquin'in arkasını görme imkanı yoktu. Üstelik kale sahası içini anlarım ama Mondragon topa çıktıktan sonra kalenin 15 metre uzağına düştü. Bu kadar açılmanın gereği yoktu. Cezasını da ağır ödedik. Roma'ya karşı oynattığım sistem konusunda beni eleştirenleri anlamakta güçlük çekiyorum. Çünkü, Roma geçen yılın İtalya şampiyonu. Müthiş bir takım. Kadrolarında sadece 4 İtalyan var. Onlara karşı sahaya kazanmak için, 3 puan için çıktık. 1-0 da benim için yeterli bir sonuçtu.
Roma'nın Real Madrid maçını da izledim. 6 tane yüzde 100'lük gol pozisyonu yakalamışlardı. Ama bize karşı tek pozisyon yaratabildiler. Onda da +92'de golü buldular. Demek ki, oyun planımız doğruydu. Arif'i oyuna almadığımı söyleyenler çılgın. Ne yani, maç 1-0 olduktan sonra defans veya orta sahadan adam mı çıkarsaydım. O takdirde yenilsek "Arif niye girdi?" diyeceklerdi. Beyler; ben Bursa'da Arif, Sergen ve Suat'la oynadım. 5-0 yenildim. Önceki gece bir tek taktik hata yapmış olabilirim? O da, maçtan önce hakemi öldürmedim. Öldürsem maçı kazanırdık. Ama hakem bizi öldürdü.
UEFA geçen yılki senaryoyu yeniden sahneye koyuyor. Esas parayı büyük kulüplerden kazandıkları için, onların ratingi daha yüksek olduğu için resmen bazı kulüpleri destekliyorlar. Roma ve Barcelona da bunlardan bazıları. Geçen sene sürpriz yapmıştık. Ama bu defa Galatasaray'ın potansiyelini biliyorlar. Alın bakın. İyice inceleyin. Maçın hakemi Colombo İtalyan asıllı. Üstüne üstlük gözlemci Bianchi de İsviçreli, ama İtalyan asıllı. Şimdi gelin de hakemin Roma'yı tutmadığına beni ikna edin. Türkiye'nin beni eleştirmek yerine, bu kadroyla bu noktaya geldiğimiz için bana teşekkür etmesi gerekiyor."