Kimliklerini buldular

Mondragon: Sebat maçı sonrası darağacına asılacaktı! Yanıtı Dortmund’da verdi
Hakan Ünsal: Aforoz edilecekti. Şansı değerlendirdi, 2000’deki ruhuyla geri geldi
Berkant: O da unutulanlardandı. Resital verdi. Lippi’ye, "Kim bu çocuk" dedirtti
 
Juventus zaferi Galatasaray için şüphesiz çok önemliydi. Alınacak üç puan, Avrupa macerasının devamı, prestij, UEFA’ya verilecek yanıt anlamı taşıyordu. Ancak sahaya çıkan ilk 11 içerisinde üç kişi vardı ki, onların mücadelesi bambaşkaydı. Ali Ferit Mondragon, Sebat’tan yediği üç gol nedeniyle hedef adam haline gelmiş, taraftarın tepkisi nedeniyle Türkiye’den adeta kaçmak istediği ileri sürülmüştü. Berkant ve Hakan Ünsal için de durum farklı değildi, onların da kelleleri isteniyordu.
 
Ancak madalyonun tersinde bir gerçek vardı. O da üç futbolcunun tartışılmaz kaliteleriydi. Aslan’ın yıldızları Dortmund’da kendilerini buldu, dosta düşmana en güzel mesajı verdi. İlk önce sahne alan Mondragon’du. Tek başına savaştı, Juventus forvetlerinin karşısında bir dev gibi büyüdükçe büyüdü. Cim Bom’un zorlandığı anlarda, mucize kurtarışlar yaptı, zaferin müjdecisi oldu. Diğer iki isim de ondan farksız değildi. Hakan Ünsal, kim olduğunu hatırladı, kendine yakışanı yaptı.

UEFA Kupası’nın kazanıldığı sezondaki ruhuna büründü. Koştukça koştu, depar üstüne depar attı. Gol anı geldiğinde, o bildik öldürücü ortalarından birini daha yapıp, topu Şükür’le buluşturdu. Sonuç; top ağlardaydı. Bir de sambacı vardı sahada! Juventuslular, Berkant’ın Türk olduğunu bilmese, Brezilyalı sanardı. Kıvraklığıyla İtalyanlar’a sahayı gezdirdi. Şutlarıyla Chimenti’yi her an tedirgin etti. Ocak’ta gönderileceği düşünülerken, Lippi’ye, "Bu çocuk da kim!" dedirtti.

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları