"Kaybolan ümitler"

Genelde böyle bir girişten sonra maçın analizine geçiyorum sevgili okurlar, ama Sivasspor karşısında maçın analizi yerine “45. dakikadaki pozisyonun analizini” yapmak inanın daha doğru ve inandırıcı olur.

Sivasspor maçından önce kafamda kadroyu şekillendirmeye çalışıyordum: 4’lü defansa Uğur-E.Güngör-Meira ve Servet’i, orta sahaya Hasan, Lincoln, Linderoth ve M.Güven’i, forvete Kewell ve Nonda’yı, yedek kulübesine de S.Çalık, S.Kurtuluş ve Ferdi’yi koydum ve aklımdan bu eksik Galatasaray’ın Sivasspor’u yeneceğini geçirerek bu 13 oyuncuyu hariç bırakarak Skibbe’den buzda dans için ayrı bir 11 seçmesini rica ettim.... Skibbe ise geriye kalan Aslanlardan makul bir takım çıkardı ve ne yazık ki yine çoğu zaman olduğu gibi bu makul takımı yandan yönlendirmeyerek ve yerinde değişiklikler yap(a)mayarak deplasmanda çok önemli bir 3 puan daha bırakmamıza engel olamadı…

Genelde böyle bir girişten sonra maçın analizine geçiyorum sevgili okurlar, ama Sivasspor karşısında maçın analizi yerine “45. dakikadaki pozisyonun analizini” yapmak inanın daha doğru ve inandırıcı olur. Devre arasını “ben Göztepe’yi tutuyorum, senin Trabzon’a sempatin olsun. Öyle bir liste yayınlayalım ki hepimizin tuttuğu 3 büyük takım sayısı hemen hemen eşit olsun. Maçları ligde kim mağdursa O’na yardım edecek şekilde yönetelim” şeklinde yapıcı (!) antrenman ve direktiflerle geçiren hakemlerimiz kendilerine yakışan bir performansla ligin 2. yarısına başladılar.. İlk büyük ikramiye bize vurdu; ne diyelim darısı diğer büyüklerin ve Anadolu (!) takımlarının başına..

Kaptan Ümit bu sene Eskişehir deplasmanında ayağına çarpıp giren golde 5 dakika kendi takım arkadaşlarına doğruyu söylemeyip 4 kişinin sarı kart görmesine ve oyundan düşmemize sebep olmuştu.. Altay’la oynanan kupa maçında oyundan alınırken biraz sonra kritik bir gol atacak olan kendisinden 12 yaş küçük Yaser’e en ufak bir tepkide bulunmamış, oyundan çıktıktan sonra Skibbe’yi pas geçerek Burak Dilmen’e yüklenmiş ve hala bildiğim kadarıyla hala atıldığı yerden kaldırılmamış bir forma fırlatma olayına sebebiyet vermişti.. Oysa Ümit’in Almancası derdini Skibbe’ye anlatabileceğinden daha  fazla olduğunu hepimiz biliyoruz zaten… Takımın kendisine en çok ihtiyacı olan maçlarda bekleneni gösteremiyor olabilir Ümit ama bize en azından iyi niyetini göstermeli..Dünkü pozisyonda zerre kadar günahı olduğuna inanıyorsam bir daha ASY’e gitmek nasip olmasın bana..

Ama sen 33 yaşında, Galatasaray’da 8. sezonunu geçiren ülkenin son 10 yılda yetiştirdiği 3-5 golcüden birisin.. Yapma artık Ümit bunları, ne hakemlerin ne de başkalarının eline bu fırsatı verme artık.. Yan hakemin o pozisyonda senle hiçbir alakası yoktu, orta hakemde sözün ona “kesin bir şey yapmıştır” düşüncesini uyandırmak için direkt kırmızıyı gösterdi sana..

Hakemlerin bu rezil kararlarından sonra “yazıklar olsun” demekten başka bir şey söylemek gelmiyor inanın insanın içinden.. Federasyon’dan bir ricam olacak; madem hakemlerin sempati tuttukları takımları açıklayacak, Önder’in elle attığı golden sonra bunu defalarca izleyip “hala karar veremedim” diyecek kadar her şeyi açık ve net tartışmak istiyorsunuz buyrun açıklayın: Dün Ümit’in en az 5 metre yanında duran yan hakeme sözüm ona kaç miligram su geldiğini..

Maçın 2. yarısını değerlendirmek gerekirse rakip antrenörün yaptığı akıl dolu değişikliğe Skibbe’nin akıl noksanı bir değişiklikle cevap verdiğine şahit olduk.. Rakip 2 golü de bizim sağ kanadımızdan arka direğe yaptığı ortada orta sahadan kopup gelen ve Ayhan-M.Topal ikilisinin yakalayamadığı oyuncularla buldu.. Sadece bu cümleye bakarak Skibbe’nin dakika 60 civarında biri sağ kanadımıza, biri de defansın önünde oynayan ikiliye müdahale etmesinin elzem olduğunu söyleyebiliriz ama iş işten çoktan geçti.. Yaser’in oyuna girecek olması hepimizi biraz olsun ümitlendirirken oyundan Baros’un çıkması da çok akıllıcaydı.. Nasıl bir mantıkla 13 oyuncusu eksik mağlup takımdan, üstüne üstlük geriye yaslanmışken rakip ligin gol kralını oyundan çıkarılır, inanın bunu da anlamış değilim.. (İstemeden de olsa empati yaptığımda Skibbe’nin yerini sağlamlaştırmak için hala 3 kupaya da aynı önemi verdiğini ve ligi alamayıp, UEFA’da finali zorlayamazsa kupayı alarak kendini telafi ettirme telaşı içinde olduğu söylenebilir. Bu yüzden de Lincoln gibi Baros’u salı günkü kupa maçı öncesi dinlendirmeyi tercih etmiş olabilir; umarım Sivasspor’un 4 puan ve ikili averajla önümüzde yer aldığının farkındadır.)

Rakip Sivasspor’un kadrosuna ve oynadıkları oyuna baktığımızda sağlam bir kaleci, sağ kanatta Abdurrahman-Musa gibi ligin ortalamasının çok üzerinde bir ikili, M.Yıldız gibi kanımca bir süperstar, Tum ve Balili gibi toplamda 1 kişilik performans gösteren diğer bir ikiliye sahip olduklarını ama bu yarım takımla şapkadan tavşan çıkarmaya devam ettiklerini söyleyebiliriz sevgili okurlar...

Skibbe’nin kendine sorması gereken asıl soru yönetimindeki takımın bu takımdan nasıl 4 puan geride olduğudur…

Kalın sağlıcakla,

Saygı ve sevgilerimle,

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları