Türkiye'nin en kaliteli forvet hattının G.Saray'da olduğu söylenir. Yeterli forma şansı bulamayan Kabze'nin bu konudaki yorumu şöyle: ``Herkesin de dile getirdiği gibi kaliteli bir forvet hattına sahibiz. Ancak bütün forvet oyuncularının özellikleri farklı. Bu da takım için büyük avantaj oluyor. Örneğin ben Çanakkale'de oynarken 3'lü forvetin sağında görev yapıyordum. Bazen de ikilinin arkasında. Önemli olan da bir santrfor olarak tek bir yönde sabit olarak değilde 3 - 4 özellikli oynamak.''
Bir futbolcunun başarısı hele de bir forvet oyuncusuyla attığı gole göre değerlendirilir. Bu anlamda Hasan Kabze standartların üzerinde. Gelgelelim işler hiç de onun istediği gibi gitmiyor. ``Tabii ki her futbolcu oynamak ister. Yedek kalırsan da üzülürsün. Üzülmüyorsan zaten heyecanını kaybetmişsindir. Gelecekten beklentin ve planların yoktur. Bizler forma için çabalamak zorundayız. Oynadığım zaman elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Geçen yıl sonradan girip iyi işler yapmaya çalıştım. Bu sene farklı olacak.''
18 yaşında futbola başlayan bir futbolcu için Hasan Kabze oldukça şanslı. Çünkü basamakları üçer beşer çıkmış. Buca'da başlayan serüven bugünlerde G.Saray'da devam ediyor. ``Futbola başladığım günden bu yana hedeflediğim yerlere ulaştım. Futbola başlarken 4 büyüklerin birisinde oynamak hayalim vardı. Bugün G.Saray'dayım. Öncelikli hedefim bu camia için elimden geleni yapmak. Başarılı olmak ve uzun yıllar forma giymek. Bunun dışında başka hedeflerim de var. Ulusal Takım'da sürekli oynamak gibi. Ayrıca İngiltere'de oynamak isterim. Premier Ligi televizyondan izlediğimiz kadarıyla çok özel bir lig. Buraya gitmem için kendi milli takımıma sürekli çağrılmam gerekiyor. Belki İngiltere değil ama başka bir ülkeden yapılan transfer teklifi oldu. Ama burada kalmayı tercih ettim. Galatasaray'ı seviyorum ve sevildiğime inanıyorum.''
Hasan'a büyük takımda oynamanın avantajlarını ve dezavantajlarını soruyoruz...``Büyük takımda oynayınca sizi herkes tanıyor. Ama diğer liglerde forma giyerken sadece futbolla ilgilenen insanlar biliyor. Para kazanmaktan daha çok mutlu eden sevdiği işi yapman ve tanınman. Elbette büyük takımda oynamanın zorluğu da var. Yaptığın en ufak olumsuzluk basına yansıyor. Karşı tarafın bunu ne şekilde algıladığı da önemli. Örneğin Bordeaux maçında Hasan ağabey kaptanlık pazubandını yırtıldığı için çıkardı. Ama olay farklı algılandı. Bir forvet oyuncusu olarak görevin gol atmaktır. Eleştiriler atacağın bir golle tersine dönebilir.''
Ve söz dönüp dolaşıp o meşhur Beşiktaş maçına geliyor...``O maçın üzerinden çok geçti. Ve hala o golle anılıyorum. O maçtan sonra gol atamadım. Bundan sonra atacağım gollerle anılmak istiyorum. O golle değil. Benim için son saniyede attığım gol `Tanrının bir lütfuydu'. Yedek kalmamam gereken zamanlar oldu. Bütün sezonun üzüntüsünü attım. Bu maçtan sonra Cordoba'nın hedef adam haline gelmesi çok yanlıştı. Mondragon vasıtasıyla kendisiyle birçok kez yemekte biraraya geldik. Çok iyi bir insan olduğunu biliyorum. Bu maçta kalede Cordoba değil Runje olacak. Onu da göreceğiz.''
Kabze, yarınki büyük derbi için yine gol atmak istediği söylüyor. ``Beşiktaş'ı yenerek taraftarımızı mutlu etmek istiyoruz. Artık beraberlik fobisine de son vermeliyiz. Her iki tarafın da fazla mücadele edeceği bir maç olacak. Yine gol atmak isterim.''Golcü futbolcu son olarak yeni transfer Mehmet Topal'ın özelliklerini ise şöyle anlatıyor...``Mehmet benim oynadığım dönemde Çanakkale'de altyapıdaydı. Bizimle de antrenmanlara çıkıyordu. O günden bu güne kendisini çok geliştirmiş. Kimse ondan ara pas beklemesin. Çalım atma özelliği de zayıf. Ama iyi bir kesici. Ön liberoda ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyor. İki ayağını iyi kullandığı gibi etkili şutları var. Dün 3. ligde oynarken bugün Şampiyonlar Ligi'nde. Benim yaşadığım heyecanları o da fazlasıyla yaşıyor.''.
Kaynak: Nevzat DİNDAR - Cumhuriyet Gazetesi