Galatasaray taraftarı, Bursa maçında ilk kez bir futbolcusuna 'dışarı' diye bağırdı. Gönderilmesi istenen futbolculara ise sahip çıktı. Bu tip şeyler genelde F.Bahçe'de olurdu. Ama şimdi Galatasaray'da oluyor. Hagi bu yapılanın kendisine olduğunu ve bazı yöneticilerin taraftarı yönlendirdiğini ima etti. Galatasaray'da Hagi ile yönetim arasında bir sorun, fikir ayrılığı olduğu zaten biliniyordu ama şimdi bu taraftar cephesine de sıçramış görünüyor. Galatasaray'da neler oluyor? Şimdi Ümit Karan ve Saidou lehine tezahürat yapılması açıkça Hagi'ye karşı bir tavır. Hiç kimse tartışamaz. Hagi'nin oynattığı adamı yuhalıyorlar, Hagi'nin gönderdiği adamları da alkışlıyorlar.
Yalnız burada mesele şunu çözmek. O tezahüratı yapanlar kimler? Taraftar ve Galatasaray seyircisi mi, yoksa belli bir grup mu? İkisi çok farklı sonuçlara götürürler. Galatasaray taraftarı ise bu şu demek; Hagi, Galatasaray camiasında bütün kredisini bitirdi. Şu andan itibaren sırat köprüsünün üzerinde yürüyor. Her an düşebilir. Her an dediğim Galatasaray'ın ligdeki ilk puan kaybında Hagi gider! Galatasaray'ın orta sahasının ne kadar eksik olduğu her maçta gözükürken Hagi, orta sahada ayakta duran tek oyuncu Saidou'yu ısrarla ve inatla gönderiyor. Ne olduğu belli olmayan adamları da tutuyor. Ümit Karan gibi bir forveti def ediyorsunuz, kovuyorsunuz. Hem de aşağılayarak kovuyorsunuz. Hagi artık her maçını kazanarak gitmek zorunda. Sendeledi mi bir tekme de Galatasaray seyircisinden yer. O Hagi efsanesi, 'I Love you Hagi'ler' bitti. Taraftar 'Sen büyük yanlışlar yapıyorsun. Biz artık arkanda değiliz. Kendi başınasın' mesajını verdi. Ama Hagi diyor ki; 'Bunu yönetimden belli gruplar yaptırıyor!' Hagi'nin bu lafı üzerine ben Galatasaray'ın ultrAslan ve diğer taraftar gruplarındaki bir takım insanlarla konuştum. Onlar da 'Bunları yönetimden bir takım insanlar yaptırıyor. Bağıranlar Galatasaray seyircisi değil.' O zaman tablo tamamen değişiyor. Yönetimden Hagi'nin aleyhine kim bağırtabilir. Galatasaray yönetiminde kim var. Özhan Canaydın var. Yanında Turgay Kıran... Yedek üyeler var. Neyin yanında kimin yanında olduğu belli olmayan Fatih Gökşen var. Bir de ikinci başkan var; Ergun Gürsoy. Onun ötesinde yönetici, mönetici yok. Ne adları geçiyor, ne sanları. Varlar mı, yoklar mı belli değil!
Şimdi Fatih Gökşen'in Galatasaray'da bir grubu bağırtması söz konusu değil. Galatasaray taraftarı Fatih Gökşen'i sokakta yürürken görse tanımaz. Özhan Canaydın ve Turgay Kıran, Hagi'nin aleyhine bir şey yaratabilirler. Neden, çünkü onların kafalarında bir Fransız ekolü var. Hatta işi epey de geliştirmişlerdi. Birden bire Ergun Gürsoy'un emrivakisiyle Hagi'ye razı olmak durumunda kaldılar. O sırada işlerine de geldi. Çünkü tribün fena halde aleyhlerineydi. Hatta kongreyi bile bastılar tribünün elebaşıları Özhan Canaydın'ı protesto etmek için. Canaydın o sırada Hagi gibi bir efsanenin arkasına sığınmayı uygun gördü. 'Sene sonuna kadar Hagi ile gider, sene sonu da şutlayıp yerine hocamızı getiririz. Biz de rahat ederiz' diye düşündü. Fakat evdeki hesaplar çarşıya uymadı. Neden uymadı karışık. Birdenbire yön değiştirdi. Bir baktık Ergun Gürsoy ile Hagi'nin arası açılmış. Özhan Canaydın, Hagi'nin yanında can ciğer kuzu sarması olmuşlar. Neden? Özhan, Galatasaray'ı yönetmeyi bilemiyor ama kendi menfaatlerini yönetme konusunda uzman. Tam bir parçala, yönet uygulayıcısı. İkisi bir olduğu sürece kendisi için çok tehlikeli olduğunu düşündüğü Ergun ile Hagi'nin arasını çok ustaca manevralarla açtı. Hagi, kendisini Galatasaray yönetimine kafa tutarak getiren Gürsoy'a ihanet ederek Özhan Canaydın safına geçti. 'Özhan'a yamanırsam kalırım, yoksa beni gönderirler' diye resmen Ergun Gürsoy'u satıp Özhan'a yanaştı. Canaydın da istediğine ulaştı. Ve Ergun bir anda yapayalnız kaldı. O Ergun ki Özhan Canaydın'ı başkan yapan adamdır. Ergun seçimde onun yanında yer almasaydı seçimi Mehmet Cansun kazanırdı. Ona rağmen Özhan, Ergun'dan rahatsız. Kafatasçı sultaniciler var. Onlar hiç tahammül edemezler. Yurdaşen Karahasanlar, Abdurrahim Albayraklar, Ergun Gürsoylar onlar için Galatasaray'ın kapısından geçmemesi gereken insanlardır. Özhan da bunlardan bir tanesi. Kendisine seçimi kazandıran Ergun'u tasfiye edemedi ama öyle bir açığa attı ki ya istifa edecek ya etkisiz hale gelecek. Ergun görünüşte etkisiz biri oldu. Ve televizyonlara çıkıp diyor ki; 'Bu benim son yöneticiliğimdir. Yöneticilik hayatımı Galatasaray içinde bir başkan olarak kapatmak istiyorum. Onun dışında her zillete razıyım. Bana ne yaparlarsa yapsınlar ben sesimi çıkarmam. Ama bana bıraksalardı kulübü şampiyon yaparım falan...' Tabi Ergun'un bu kadar sessiz kalmayı, yenilmeyi kabul etmesi mümkün değil. O zaman tabloya yeniden bakıyoruz. Bağıran Galatasaray seyircisi değil belli grup. Bu grubu Hagi'nin aleyhine kışkırtan Özhan Canaydın, Turgay Kıran grubu olabilir mi? Olamaz. Ama Hagi'nin ihanetine uğrayan ve yapayalnız kalan, dışlanmış kalan Ergun intikam alıyor olabilir mi? Olabilir! Taşları böyle koymaya başlayınca görünürde bunun kanıtı olmasa bile Hagi'nin demeci ve Galatasaray'dan bana gelen haberler de bu işin yöneticiler tarafından tezgahlandığı yönünde olunca ortadaki tek adam Ergun Gürsoy. Eğer denilenler, Hagi'nin iddiası ve bana ulaşan haberler doğruysa Hagi'nin aleyhine kendi adamlarını bağırtan kişinin Ergun Gürsoy olması kuvvetle muhtemel. Ya da bunların hepsi yalandır. Galatasaray seyircisi Hagi'ye kredisini bitirmiştir.
-Bunlar ışığında G.Saray'ın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Galatasaray'ın şampiyonluk ümitlerini yitirdiği gün Özhan Canaydın gider. Canaydın gidince de Hagi magi hepsi giderler.
-Yani G.Saray'ı ayakta tutan şampiyonluk ümidi mi?
Evet..
-Canaydın kendisi mi istifa eder?
Benim bildiğim Özhan Canaydın istifa mistifa etmez. Bütün hayatını Galatasaray başkanı olmak için kurmuş, planlamış adam kulüplen batmayı göze alır, Galatasaray'ı batırmayı göze alır bırakmaz. Çünkü onun öyle bir tarzı yok. Yoksa gerçek, yürekten bir Galatasaraylı olsaydı, kendinden çok Galatasaray'ı sevseydi şimdiye çoktan bırakmış olurdu. Tarihinin en kötü dönemini yaşıyor Galatasaray. Kulüp olarak, sadece futbol takımı olarak değil. Futbol dışındaki branşları yüzkarası! Futbolda da bütün Türkiye liginin en kötü dönemlerinden biri olduğu halde hala 4 puan geride, ikinci durumda. Başkası olsa çoktan bırakırdı ama Özhan Canaydın bırakmaz. Özhan Canaydın'ı bıraktıracak ancak imzalı kongredir!..
Hıncal Uluç / Fotomaç