"İyiki almışız seni Lincoln!"
Söze ilk önce Adnan Sezgin başladı. Adnan Sezgin, Norveç maçında Milli Takım'ın alnının akıyla karşılaşmadan çıkacağına inandığını söylerek sözlerine başladı. Sezgin sözlerini şöyle sürdürdü: "Ankaraspor maçı bizim için çok önemli, seyircimizi özlemiştik bu seyircisiz oynayacağımız son müsabaka olacak. Seyircimizin önüne ligin en tepesinde çıkmak istiyoruz. Tüm hazırlıklarımız bu maçı kazanmaya yönelik. Sakat oyuncularla ilgili ise son durum şöyle; Ayhan iki hafta aradan sonra salonda çalışmaya başlayacak, Okan'da yavaş yavaş çalışmalara başlayacak, Sabri bir aksiklik olmazsa gelecek haftadan itibaren takımla çalışmalara başlayacak. Hasan Şaş'ta korktuğumuz başımıza gelmedi, yarın durumuna bakılacak ağrıları olmazsa takıma katılacak.
Bordeaux'ya 24 Ekim'de özel uçakla gideceğiz, maçın ardından da aynı gece özel uçakla döneceğiz. Lincoln, her ne kadar duygularını paylaşamamış olsa bile, geldiği günden beri beklentilerimizin çok üzerinde olmak üzere, çok pozitif bir enerji yaymaya başladı, takım arkadaşları ve bizler kendisini çok seviyoruz. Diğer aramıza katılan arkadaşlar gibi, bir iki ufak olay dışında bugüne kadar gösterdiği profesyonellik, arkadaşlık ve kulübümüzde sanki yıllardır oynuyormuşcasına gibi davranışlarından dolayı kendisine teşekkür ediyorum. (Lincoln'e dönerek) İyiki almışız seni. Bu arada Adnan Polat'a da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Ankaraspor'daki kiralık oyuncularımızın hepsi bize karşı oynayabilir. Bize karşı oynayamazlar tarzında bir sözleşme bana çok doğru gelmiyor."
"Bu kadar kısa sürede uyum göstereceğimi düşünmüyordum"
Sözlerine öncelikle bu basın toplantısını neden düzenlediğini açıklayarak başlayan Lincoln şunları söyledi: "Dört aydır burdayım ve yaşadığım şeyleri sizlerle paylaşmak istedim. Sizler için yeni bir transferin hiç konuşmaması zor olmuştur, bugüne kadar bana karşı göstermiş olduğunuz sabır için teşekkür ederim. Gerek ligin zorluğu gerekse konuşmak için doğru zaman olduğunu düşünmemem buna neden oldu.
Türkiye'ye gelir gelmez bu kadar kısa sürede uyum göstereceğimi sanmıyordum. Çok kısa bir sürede kendimi evimde hissettim. Yalnız bu adaptasyonda burda bir çok insanın büyük katkısı oldu. Geldiğim günden itibaren herkes bana yardımcı oldu. Sahada bakım yapan insandan, başkana kadar herkes beni sevdiğini hissettirdi. Bunun için en ufak kademesinden, başkanına kadar herkese binlerce defa teşekkür ediyorum.
"Feldkamp'a kararına katılmadığımı söyledim"
Beşiktaş kampının olaylarına gelirsek, tek bir cevap vereceğim ve herkesin bunu anlamasını istiyorum; öncelikle burda bulunduğum dört ay süresince yaşadığım olumsuz tek olay budur. Bunu tabi yaşamak istemezdim ancak herkes her zaman istediği şeyleri yaşayamaz. Bu olayda, daha doğrusu hata diyorum. Kulübün kuralları vardır, ben bunlara uymadım ve hata yaptım. Beni ziyarete gelen insanlar dosttan önce ailem gibi gördüğüm insanlardı. Onlar beni büyük bir maçtan önce yüreklendirmeye gelmişlerdi ve ben hata yaptım ve kadro dışı kaldım. Hata yapınca insanların özür dilemesi gerekir ve ben de takım arkadaşlarımdan onları yalnız bıraktığım için özür diledim. Daha sonra hocam ile görüştüm, hocam kurallar çerçevesinde bir karar almıştır ve doğrudur ancak bu konuda ona katılmadığımı da söyledim. Çok üzüldüm bu karar karşısında, bunu saklamakta bir sakınca görmüyorum. O gece uyuyamadım sabaha kadar. Bana yakın olan insanlar bunu gördü zaten. Bu kadar ağır bir karar beklemiyordum, sonuçta bir karar alınmıştır ve bize de buna uymak düşer. Biz oyuncular burda bir hoca için oynamak için gelmedik, burda herkes Galatasaray'a hizmet için gelmiştir, bu gerçek dahilinde ben bu kararı kabullendim.
Feldkamp ile Lincoln'ün arasındaki buzların eridiği konuşma!
Beşiktaş maçının ertesi günü hocam ile bir araya geldik, bu kararın üzüntüsünü O'nunla paylaştık ve katılmadığımı söyledim. O da bana bundan sonra nasıl olacak diye sordu, ben de açık bir şekilde şu cevabı verdim, buraya gelme kararımı verdim ve burada elimden gelenin en iyisini yapmaya geldiğimi söyledim ve aramızdaki buzlar biraz eridi. Sion maçına çıkınca 10-15 bin taraftarımızın adımı söylemeye başladığı zaman büyük moral buldum ve o gün moralim yüzde 80 düzeldi ve o moralle çıktım ve oynadım, bunun için taraftara çok teşekkür ediyorum ancak yine de yüzde 100 herşeyi unuttuğumu söyleyemem. Bu konu kapanmıştır, benim Galatasaray ile dört yıllık mukavelem var, bu dört yılın ardından da futbola devam etmek istemiyorum. Yani Galatasaray futbolu bırakmak istediğim yerdir.
"Milli Takım için resmi teklif gelirse, ciddi şekilde düşünürüm"
Milli Takım konusuna gelince, ben de gazetelerden takip ediyorum açıkçası. Şu ana kadar resmi olarak bana gelmiş bir teklif yok. Resmi olarak böyle bir teklif gelirse, bu bana büyük gurur verir, bu demekki sizin iyi bir oyuncu olduğunuz gösterir. Böyle bir teklif gelirse, sevdiğim insanlarla bir araya gelip düşünürüm, yöneticilerime ve aileme danışıp ciddi bir şekilde düşünürüm. Türk vatandaşlığına geçersem, Milli Takım'da oynamak işin zor kısmı değil, zor kısım ismimi değiştirmek olacaktır.
"Buradaki seyirci desteğini hiçbir yerde görmedim"
Seyircisiz maç daha önce hiç oynamamıştım. Şu ana kadar oynadığım tüm kulüplerde büyük bir taraftar grupları vardı. Bugüne kadar Galatasaray'da gördüğüm seyirci desteğini ve taraftarı hiçbir yerde görmedim. Seyircisiz oynadığımız maçların sonu geldiği için son derece memnunum. UEFA maçlarını seyircili oynadığımız zaman seyircimizin eksikliğinin ne kadar büyük olduğunu anlıyoruz, seyirci olduğu zaman kendinizi çok daha iyi hissediyorsunuz.
Brezilya'dan Türkiye'ye gelirken, Almanya aktarmamda menajerimle, Türkiye'de herhangibir kimse beni karşılayacak mı diye sordum ve o da gülerek, bir kaç kişi heralde seni karşılar dedi. Havaalanından inince beni karşılayan binlerce insanı görünce doğru yerde olduğumu anladım ve inanılmaz bir pozitif havaya girdim ve kendi kendime "Tanrı beni olmam gerektiği yere gönderdi" diye düşündüm. Bu etkileyici bir başlangıçtı, bunun içinde ayrıca herkese teşekkür ediyorum.
Kolyesinin ne anlama geldiği sorusuna Lincoln şu yanıtı verdi: "L 10, beni simgeliyor, adıma tasarlanmış ürünler ancak şu ana kadar çok fazla tanıtmadım."
"Hagi'nin yaptıklarını başka bir futbolcu yapamaz"
Lincoln sözlerini şöyle sürdürdü: "Futbolumla ilgili şunları söylemek istiyorum; geldiğimden dört aydan beri iyi futbol oynamam için gerekli tüm ortam bana sağlandı. Burda dostlarım var, bana destek olan insanlar var. Tüm sorunlarımı çevremdekiler hallediyor, bana yalnızca futbolu düşünmek kalıyor. Herhalde bu benim kaderimde var, gittiğim tüm kulüplerde başka oyuncular ile karşılaştırdım. Bu karşılaştırmaları doğru bulmuyorum, çünkü büyük oyunculara çok saygım var. Hagi ile karşılaştırılınca alttan aldım, çünkü O'nun burada yaptıklarını başka hiçbir futbolcunun yapacağını düşünmüyorum. Buraya elimden gelen herşeyi yapmaya geldim ve kanımı son damlasına kadar bunun için çalışacağım ama Hagi ile karşılaştırılmamı çok doğru bulmuyorum. Yani geldiğim günden beri Hagi konusunda o kadar çok güzel şey duydumki gerçekten birebir tanışmak istediğim insan. Kim bilir belki Hagi ile beraber sizlerle bir röportaj yaparım."
"Aklımda sadece G.Saray'da 4 yıl oynamak var"
Futbolu bırakma kararının çok erken olup olmadığı konusuna Lincoln şu yanıtı verdi: "Doğrusunu söylemek gerekirse, bu fikrimi açtığımda tüm insanlar bana aynı şeyi söylüyor. Beni yakınen tanıyan insanlar bilirki, geleceğini planlayan bir insanım. Şunu da unutmamak lazım, geleceği bir tek Tanrı bilir. O yaşa geldiğimde kendimi oynayacak güçte hissedersem oynarım ancak şu an için kararım bu, nihai bir karar değil. Şu an kafamda yalnızca Galatasaray'da 4 yıl oynamak var."
"Alex iyi bir oyuncu"
Fenerbahçeli Alex ile karşılaştırılmasına ise Lincoln şu yanıtı verdi: "Karşılaştırılmalardan hoşlanmıyorum, hiçbir oyuncu birbiriyle karşılaştırılmaktan hoşlanmaz. Kendisi ile ümit milli takımda da beraber oynamıştık ve iyi bir oyuncu. Alex, Fenerbahçe'nin kontratlı oyuncusu ve elinden gelen herşeyi Fenerbahçe için yapıyor, ben de Galatasaray'ın kontratlı oyuncusuyum ve elimden gelen herşeyi takımım için yapıyorum. Olayı böyle düşünmek lazım, bu soruların da tekrar tekrar geleceğini biliyorum."
"Brezilya Milli Takımı'na neden çağrılmadığıma anlam veremiyorum"
Brezilya Milli Takımı'na niye seçilemedi sorusuna Brezilyalı oyuncu şu yanıtı verdi: "Bu sorunun cevabı aslında çok zor, Brezilya A Milli Takımı'na çağırıldım, Copa America'nın hazırlık bölümüne çağırıldım ancak oynama fırsatım olmadı. Milli Takım'a çağırılmak önemli, bu iyi oynadığınızı gösterir ancak oynamadığım için de sorun yapmam. Çünkü önemli olan kulüp takımımda ne yaptığımdır, çünkü orada kontratım vardır ve önemli olan budur. Düşününce bende niye çağırılmadığımı bilemiyorum, 22 yaşımda Avrupa'ya geldim ve sürekli 11'de oynadım bulunduğum takımlarda. 2005 yılında Almanya'nın en iyi oyuncularından biri seçildim niye çağırılmadığımı ben de anlam veremiyorum."
Alex ile kontağım oldu, daha sonra Nobre ve Ricardinho aradı onlar ile konuştuk. Şu ana kadar hep beraber bir şey yapmadık. Adaptasyonumda bu isimler yardımcı olmadı. Adaptasyonumda en çok yardımcı olan Mustafa Turgun'dur.
"Çok kolay bir grup değil"
Lincoln, Galatasaray'ın UEFA'daki şansı konusunda ise şunları söyledi: "Bizim grubumuz çok kolay bir grup değil. Çünkü herkes elinden gelenin en iyisini yapacaktır. Özellikle Galatasaray'ın ne kadar büyük bir kulüp olduğunu bilip, ellerinden gelenin en iyisini yapacaklardır. Biz de Galatasarayız ve yapabildiğimizin en iyisini yapmak için uğraşacağız. Şu ana kadar atladığımız iki turu unutup, önümüze bakmalıyız, adım adım ilerlemeliyiz. Aynı takımın oyuncuları bir kaç sene beraber oynadığı zaman verim artar, biz yalnızca üç aydır beraberiz, buna karşın iyi işler çıkardık ve bu şekilde devam etmek istiyoruz.
"Daha önce bu kadar sertliğe maruz kalmıyordum"
Türkiye Ligi'nin vasat bir lig olduğuna katılmıyorum. Bu ligin tarihine baktığımız zaman buradan da önemli oyuncular gelip geçti. Ben Bundesliga'dan buraya geldiğimde beni şaşırtan bir şey olmadı. Kararımı uzun süren görüşmelerin ardından verdim.
Daha önceki oynadığım liglerde bu kadar sertliğe maruz kalmıyordum, çünkü o liglerde birebir markaja maruz kalmıyordum. Galatasaray için ne ifade ettiğimi biliyorum, diğer takımlarda bunu biliyor ve markajda kalmama şaşırmıyorum. Şu ana kadar maçlarımızı yöneten tüm hakemlere teşekkür ediyorum, ancak onlara da şunu söylemek istiyorum, şu ana kadarki gibi iyi yönettikleri maçları bundan sonra da iyi yönetirlerse bir sorun olacağını düşünmüyorum."