Galatasaray'da geride kalan haftayla ilgili olarak spor yazarı Hıncal Uluç oldukça sert açıklamalar yaptı.
Spor yazarı Hıcan Uluç, Galatasaray'da geride kalan haftayı değerlendirdi. Uluç yine sarı-kırmızılı camiayı kızdıracak sözler söyledi.
İşte Hıncal Uluç'un o açıklamaları...
"Tugay, 'Galatasaray'dan bu kadar parayı neden alıyor? Hiç sıkılmıyor mu? 'Ben, bunca yıllık Galatasaraylıyım ve bu parayı, hak etmiyorum. Bu kulübün, zaten 500 milyon lira borcu var' demiyor. Hiçbir şey yapmadan, orada oturuyor!
Oraya heykel oturtsan, bir şey fark etmez. Bunlar, açık seçik birbirlerine girmişler. Geçen hafta söylediklerim, iyice ortaya çıktı. Oyuncular, birbirleriyle dargın. Selçuk Efendi ile Burak Efendi, maç sonrası takım otobüs ile dönmüyorlar. Bu; 'Biz, takımla beraber değiliz. Biz takım değiliz' demektir. Kendi delüks arabaları ile dönüyorlar! Bunu söylediğin zaman da bir takım gazeteciler, Galatasaray'ı baltalamak için böyle şeyler uyduruyorlar. Selçuk kim, Burak kim; takımdan ayrı dönüyorlar! Drogba Efendi, Londra'dan takımdan ayrı dönüyor; Selçuk ile Burak da stadyumdan ayrı dönerler! Ünal Aysal'ın Galatasaray'a getirdiği zavallılıktır bu... " dedi.
ROBERTO MANCINI HAKKINDA OLAY SÖZLER
Mancini ile yollar, başından beri sonda zaten... Ben şahsım adına, Mancini'nin iyi bir futbol hocası olmadığına inanıyorum. Adam takımı hazırlamayı bilmiyor, takım seçmeyi bilmiyor; maç boyu takımı yönetmeyi, değişiklikler yapmayı bilmiyor, taktiksel değişiklikler yapmayı bilmiyor.
En önemlisi, insan yönetmeyi hiç bilmiyor. Bir insan nasıl kazanılır; haberi yok. Ama benim yabancı aşığı medyama göre; çok büyük ve efsane bir hoca!.. Nasıl olmuşsa efsaneliği!.. Bunlar senelerden beri, mesela Mustafa Denizli'yi, mesela Fatih Terim'i; yerin dibine sokmak için fırsat kollarlar ama bu kerameti kendinden menkul Mancini, 'ilah' muamelesi görür!
Diyelim ki onlar haklı... Mancini, çok büyük bir hoca... O zaman ortaya çıkan tablo, daha feci... Demek ki bu adam Türkiye'yi, Galatasaray'ı fevkalade küçümsüyor; 'Ben Avrupa'dan büyük teklifler bekledim; gelmedi. Bu günleri, parasız geçirmeyeyim. Bir de güzel memleket; boğazın kenarı... Gideyim oraya; hem Galatasaray'ı yolayım hem de eğleneyim' diye düşünüyor. Galatasaray'la, oyuncak gibi oynuyor.
Bir insan, babasının oyuncağı ile bile bu kadar oynamaz! Hani haşarı çocuklar vardır ya; oyuncağı kırıp içine bakarlar. Bu da öyle... Galatasaray'ı kırıp, parçalayıp; içine bakmaya uğraşıyor sanki...
Geçen hafta, bir soru sordum. "Bana bir izah etsin. Ben anlamıyorum. Ben, geri zekalıyım. Futbola aklım hiç ermiyor. Oyun, 0-0 giderken ve futbol doldur-boşalta dönmüşken; 89. dakikada, Drogba'yı oyundan çıkarmanın anlamı nedir! Bana bir anlatsın" dedim. Çıt yok. Chelsea maçı, tam bir kepazelikti. 10 dakikada, üç kere oyun içi taktiği değiştiriyor! 4-4-2'den 3-5-2'ye; oradan 4-3-3'e... Zannediyor ki 'tık' dediğinde hemen uyacak; programlanmış robotlar var. Mourinho, maçtan sonra resmen dalga geçti. "Anlamaya imkan yok" dedi.
Kayseri maçında yaptıklarına bak: Devre 0-0 bitmiş; Galatasaray'ın tek pozisyonu yok. Bu oyunun en büyük sorumlusu da orta saha... Orta sahada, Selçuk en kötü... Sneijder, hiç görünmüyor. Melo canlı bomba; her an kırmızı kart görebilir.
Maçın başında, Galatasaray'ın yaptığı 8 faulden 7'sini Melo yaptı ve bunların her biri, ayrı ayrı kırmızı kart olabilecek faullerdi. Anlıyoruz ki öbür hafta, Fenerbahçe maçı var. Konya maçında cezasını çekmek için sahaya biçerdöver gibi çıktı!