Ya herro, ya merro, ya da...

Ligde 9 puan önünde bulunduğu takipçisi Fenerbahçe'ye konuk olacak Galatasaray, Kadıköy'e hiç olmadığı kadar özgüvenli gidiyor. Fatih Terim 3.döneminde geçmişten farklı bir yolla Saraçoğlu'nda zafer kovalayabilir.

Derbi tarihinin seyrini değiştiren maçlardan biri olan 6 Kasım 2002'de Galatasaray'ın teknik direktörü Fatih Terim'di. Devre arasına 2-0 geride giren takıma Terim, adeta "ya herro, ya merro" demiş, Ayhan Akman'ı kenara alarak Arif Erdem'i sahaya sürmüş ve kırılma noktaları Galatasaray aleyhine gerçekleşince bu hamle tarihi farkın önünü açmıştı. Aradan geçen yaklaşık 10 senede Galatasaray Kadıköy'de lig galibiyeti yüzü göremedi ve bu süreci belki de en iyi anlatan anekdot da bu. Derbinin kırmızı yakası o günden beri sahaya kazanmaya şartlanmış şekilde çıkıyor ve her seferinde psikolojik olduğu kadar taktik tahtasında da 1-0 önde başlayan bir rakip buluyor.

Bütün mesele bu (mu?) Konjonktürel olarak bu süreçte Fenerbahçe'nin kadro kalitesi hiçbir zaman Galatasaray'ın altında kalmadı, sarı-kırmızılıların şampiyonluk yaşadığı senelerde bile. Buna karşın Galatasaray derbilerinde her daim kontrollü oynayan, önce alanını savunup, rakibini bozup sonra yarattığı boşluklardan hücum üreten, akılcı bir yol üreten taraf sarı-lacivertlilerdi. Bunun belki de tek istisnası önceliği hücum etmek yerine oyunu tutmak olarak belirleyen Gheorghe Hagi'nin takımlarıydı, o da bu 10 senelik süreçte Kadıköy'den puan çıkaran tek hoca olarak önümüzde duruyor. Üstelik sezonun kalanında Galatasaray'ın yakın tarihteki en kötü kadrosuna sahip olmasına rağmen. 2005'te şampiyonu doğrudan belirleyen maçta kazanması gereken taraf olsa dahi bu kontrolü kaybetmemesi ikinci devrede maçın tek sayısını kaydeden Nobre'nin golüne kadar maça tutunma şansını vermişti. İşte bu tarihe geçen serinin özeti belki de bu: Galatasaray'ın Kadıköy derbilerini "olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu" olarak addetmesi.

Bozgunu bozmak Bu 10 yıl Galatasaray adına tam bir bozgun ve herkes bunda hemfikir fakat bu kez Fatih Terim'in elinde bir antitez, bir reçete var. 2012 model Galatasaray ilk karşılaşmayı Fenerbahçe'yi tam da kendisinin yoluyla, önce rakibi bozarak, onları oynatmayarak kazanmıştı. Fenerbahçe daha top çıkaramadan ilk bölgede top tekrar Galatasaray'a dönmüş, 3-1'lik skorun ötesinde oyunun dominasyonu açısından da tarihi bir zafer elde edilmişti. İşte bozgunu bozmanın yolu Fenerbahçe'yi bozmaktan geçiyor ve eldeki kadro da buna çok uygun.

Kilit orta saha Galatasaray bu sezonun ilk çeyreği haricinde hep 4-4-2 oynadı ve gelişen süreç Fatih Terim'i orta dörtlünün tamamını orta saha kimlikli oyunculardan seçmeye yönlendirdi. Emre Çolak, Engin Baytar, Selçuk İnan ve Felipe Melo. Fenerbahçe karşısına çıkması muhtemel bu dörtlünün sarı-lacivertli mevkidaşlarına üstünlük kurup kuramaması doğrudan maçın skorunu tayin edecek gibi görünüyor.

Sonuç Galatasaray birçok kez Kadıköy'e günün favorisi olarak çıktı ancak bu genel derbi çizgisini değiştirmemişti. Bu kez favori olmaktan ziyade sarı-kırmızılıların farklı bir ağırlığı var ve 6-0'ı birebir yaşamış Fatih Terim'in bir şeyler ispatlamaktansa takımın başarılı olduğu işi yapmasına müsaade etmesi, hazır olanı bozmaması olası. Play-off sebebiyle gerginliği de bir seviye düşük derbide Galatasaray'ın azımsanmayacak bir şansı var.

Uğur Karakullukçu
ugurk@hayatimfutbol.com
Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları