Galatasaray'ın genç yıldızı Semih Kaya, GS TV'de konuk olduğu programda ileride her Galatasaraylı'nın hayali olan kaptanlık bandını takmak istediğini açıkladı.
GS TV’de yayınlanan ‘Yıldızlarla 24 saat’ programının bu haftaki konuğu olan Semih Kaya, Bergama’da çocukluğunun geçtiği evin kapılarını açtı.
Murat Borlu’nun sorularını yanıtlayan Kaya, şunları söyledi: “12 yaşında evimden ayrıldım. Buranın yeri benim için çok farklı. Yer yatağımız vardı 3 kardeş birlikte yerde yatıyorduk. Buraya geldiğimde yine aynı şekilde anneme yer yatağı yaptırıp yerde yatıyorum.
İşte Semih'in o açıklamaları...
"Bu ev benim ilk göz ağrım. Dünyaya burada gözümü açtım. Burada doğdum, büyüdüm ve burada nasıl kişilikli olunması gerektiğini öğrendim. Bende inanılmaz bir yeri var bu evin. Evin sadece dış cephesini yeniliyorum. İç cepheye yalnızca tadilat yapıyorum nerede yetiştiğimi anlayabilmek, görebilmek için böylesi daha iyi oluyor. Dört buçuk aydır evime gelemiyorum. İstanbul'da da bir evim var ama memleketimdekinin yerini tutmuyor. Çok özlüyorum köyümü. Her yaz tatilimde buraya geliyorum. Tatilimin hemen her gününü burada geçiriyorum. 12 yaşında evimden ayrıldım. Buranın yeri benim için çok farklı. Yer yatağımız vardı 3 kardeş birlikte yerde yatıyorduk. Buraya geldiğimde yine aynı şekilde anneme yer yatağı yaptırıp yerde yatıyorum."
"KAPTANLIK YAPMAK İSTİYORUM"
"Fatih hoca geldiği zamanki ilk hazırlık maçında bana kaptanlık görevini verdi. Fatih hoca ilerisini görebildi ki bana bu görevi verdi. Yavaş yavaş kendimi kaptanlığa hazırlıyorum. Zamanı geldiğinde her Galatasaraylı’nın olmak istediği gibi ben de en iyi şekilde kaptanlık yapmak istiyorum. Her maç başladığında biliyorum ki babaannem evde ağlıyor. Yere düşmesem bile maç başladığında babaannem başlıyor ağlamaya. En küçük torunuyum."
"ŞU AN ÇOK MUTLUYUZ"
"Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Benim arkamda önce babaannem ve annem oldu şimdi yavaş yavaş görevi nişanlım İdil'e devrediyorlar. İlerleyen yıllarda evlilik hayalimiz var. Şu an çok mutluyuz. Bir arkadaş ortamında tanıştık İdil'le. İki buçuk yıl arkadaşlığımız sürdü. Ondan sonra bir flört yaşandı. Bir buçuk yıl sonra da nişanlandık. Ailemle birlikte tatil yaptığım için mutluyum. Tatilimin çoğunu burada geçireceğim. İki yıl üst üste şampiyonluğumuz var. İki yıldır bu yüzden çok keyifli tatil geçiriyorum. Sezon iyi geçince moral olarak yaz tatiline en iyi şekilde yansıyor. Bir haftalığına da Akdeniz’i gezeceğim."
"BABAM DA BENİ UYARIYOR"
"Babamın bana eleştirileri oluyor; babam Fatih Hoca'dan sonra en net gören kişidir. Benim de ara sıra performansımın düştüğü maçlar oluyor. Kötü oynadığım maçlardan sonra gelir bana konuşur, uyarılarda bulunur. Bir futbolcu kötü oynuyorsa kendine bakmadığındandır. Babam da bu yüzden beni uyarıyor. Babamla ağabey kardeş gibiyiz. Her söylediğini dinlerim. Her söylediğini yapmaya çalışırım. Bu yüzden babamın gelişimimde çok büyük payı var."
"Sezonun yorgunluğunu ailemizin yanında atmaya çalışıyoruz. Dünyalar güzeli yeğene sahip olmak sevindirici bir şey. Böyle bir ailem olduğu için çok mutluyum. Takımda evde olduğu gibi aile havası var. Hepimiz ağabey – kardeş gibiyiz. Böyle olunca da başarı geliyor. Umarım bu şekilde arkadaşlığımız sürdükçe daha büyük başarılar yakalayacağız."
'FUTBOLA BURADA BAŞLADIM DİYEBİLİRİM''
"Dedem ve babaannemim inanılmaz emekleri var bende. 65 yıl köyde yaşamalarına rağmen sadece torunu için İzmir’e geliyor. Başarılı olabilmem için. O yüzden buralara gelebilmemde büyük emekleri var bende. Memleketime gelince İstanbul’da ki egzoz dumanından uzaklaşıyoruz . Burada araç sayısı az olduğu için, genelde traktör olduğu için buraları tercih ediyorum. Benim de hoşuma gidiyor traktör kullanmak olsun, çiftçilik ile uğraşmak olsun. Sonuçta çiftçi bir aileden geliyoruz. O yüzden çok hoşuma gidiyor buralarda tatilimi geçirmek. Böyle doğal yerlerde olmayı tercih ediyorum. Ben 6 yaşındayken saha şeklinde hazırlıyorduk buraları. Buradaki salıncak olsun, direkler olsun, kendimiz tahtadan üst direk yapıyorduk. O yüzden burada arkadaşlarımızla maçlar, turnuvalar yapardık ve çok eğlenceli oluyordu. Bir nevi futbolcu olduysak burada olduk. Alt yapımızı burada kendimiz hazırladık. Tabi ki üst takımlara, profesyonel takımlara gittikten sonra daha iyi altyapılara sahip olduk ama futbola başlamamızdaki temel nedenlerden bir tanesi şu gördüğünüz küçük parktır. Ben futbola burada başladım diyebilirim."
"Hiçbir çocuk o yaşlarda kafasında ben futbolcu olacağım diye düşünemez, ben öyle düşünüyorum açıkçası. Futbol tabi ki yetenek ve beceri isteyen bir şey. Allah’ımıza çok şükür bize bir yetenek vermiş, belli bir yerlere geldik. Böyle yerlerden çıkabilmek gerçekten çok kolay şeyler değil. Sonuçta futbolcuları biliyorsunuz çok çalışıp çabalayan, ailesi için oynayan, kendi parasını kendi kazanmak zorunda olan kişiler. Gerçekten de küçük bir köy yerinden, Galatasaray gibi büyük bir camiada oynadığım için çok mutluyum. Sonuçta kendi köyümün adını da duyuruyorum burada. Galatasaray camiası sayesinde köyümüzdeki insanları da temsil ediyorum."
"Galatasaraylıların sayısında ezici bir üstünlüğü var burada. Rakip takımı tutan iki üç aile var. Ben futbola başlamadan da böyleydi. Buraya Galatasaraylılar köyü diyebiliriz. Böyle bir köyde doğup büyüdüğüm, Galatasaray’ da oynadığım için gerçekten çok mutluyum. Benim doğup büyüdüğüm yerler burası, gizlemeye gerek yok. Ben burada büyüdüm, burada yetiştim bu program da da bunu göstermek istedim. Kendi köyümü, kendi köyümdeki vatandaşları, ağabeylerimi , büyüklerimi tanıtmak istedim."
SCOTT PIRI'YE BÜYÜK ÖVGÜ
"Scott Piri inanılmaz iyi bir kondisyoner. Amerika’da çok büyük takımları çalıştırmış bir kondisyoner. Onun gibi bir kondisyonerle çalışmak gerçekten gurur verici bir olay. Biz küçükken burada çalışıyorduk ki Scott Piri bizi daha iyi yerlere getirebilsin diye."