Selçuk İnan: "İyi ki Galatasaray'ı seçmişim"

Süper Lig'de Manisaspor, Trabzonspor ve Galatasaray'da forma giyen ve sarı kırmızılı takımın efsaneleri arasında giren eski milli futbolcu Selçuk İnan, kariyerine dair birçok konuda açıklamalar yaptı.

Futboluyla Galatasaray’da büyük izler bırakmış olan ve şimdilerde teknik direktörlük planları bulunan Selçuk İnan, açıklamalarda bulundu.

- Dün Milli Takımımız Faroe Adaları’na 2-1 kaybetti. Milli Takım hakkında ne düşünüyorsun? Yabancı hoca mayası milli takımda tutuyor mu?

“Daha önce de bunu söylemiştim. Ülkemizde başarı odaklı yaşıyoruz. Başarısızlıkta hocaların eleştirilmesi ya da gönderilmesi gibi konuların gündeme gelmesi çok normal… Sonuçta karar vericiler oluyor; kulüplerde de milli takımda da böyledir. Size uyan, gelecekte sizi başarıya götüreceğine inandığınız kişileri milli takımın başına getiriyorsunuz. Bugün Hamit Altıntop bunu uygun gördü, geçmişteki başkanlar Şenol Güneş’i uygun görmüştü. En nihayetinde bunların hepsi bizim oyuncularımız, bizim çocuklarımız… Kötü bir dönemden geçiyoruz. Ancak çok iyi futbolcular var, bu durumun altından rahatlıkla kalkabilecek. Hoca değişikliğiyle ilgili dışarıdan konuşmak en kolayı… İçerideki insanlar bunun kararını verecek. Bence şu an o görevi üstlenen kişiler, gerekeni yapacaklardır.”

- Daha önce çok büyük teknik adamlarla çalıştın. Şenol Güneş, Ersun Yanal, Mancini ve Fatih Terim gibi… Bu teknik adamlardan birçok edindiklerinin sonucunda; herkes Selçuk İnan’ın nasıl bir teknik direktör olacağını merak ediyor.

“Birçoğuyla çalışırken kaptanlık yaptım. Sonrasında yardımcılıklarını yaptıklarım da oldu. Hepsiyle de şu ana kadar görüşüyorum. Sıkıştığımda, aklıma bir şey geldiğinde hemen onları arıyorum ve ne düşündüklerini öğrenmeye çalışıyorum. Futbol; basit ama bir o kadar da değişken bir oyun ki… Bir hocadan bir şey alıp ‘Bunu ben de yapmalıyım’ demek çok doğru değil. Ben de bugüne kadarki hayatımı futbolla geçirdim. Kafamda oluşturduğum şeyler var. Doğru bulduğum, yanlış bulduğum davranışları da oldu bu hocalarımın…”

İtalya Milli Takım Teknik Direktörü Roberto Mancini ile geçirdiği 1 haftayı Selçuk İnan şöyle anlattı:

“7 gün boyunca analiziyle, taktiğiyle baya iyi bir zaman geçirdik. Çok sevdiğim bir insan Mancini… Çok güzel şeyler öğrendim, iyi insanlarla tanıştırdı. O insanlarla da belli istişareler ettik. Kendi ekibim için bazı isteklerim, dileklerim var. Bunlarla ilgili de konuşmalar oldu. Faydalı bir zaman oldu. İspanya’ya gittim, birçok maç izledim. Oradaki hocalarla görüştüm. Türk futboluna hâkim olduğum için Avrupa’da da belki farklı bir şeyler yakalarım diye böyle bir tura çıktık. İnşallah ileride bunun faydasını görürüz.”

- Teknik direktörlük için ne aşamadasınız, teknik ekibinizde kimler olacak?

“Eski takım arkadaşlarımdan bir ekip oluşturmadım. Daha tecrübeli, bir araya gelmesi kolay olmayan bir ekip oldu. Güzel bir ekip olduk. A lisansımı da aldım. Pro lisansı bekliyoruz. Ekipte isim vermeyeyim ancak yabancı bir hoca da var.”

- Elinizde genç oyuncuları kalem kalem incelediğiniz, data verilerinin bulunduğu bir bilgisayarınızın olduğu konuşuluyor. Bu doğru mu?

“Evet. 2 yıldır Fatih Hoca’nın yardımcılığını yaparken, scout ekibiyle de iç içeydim. İzlemediğimiz oyuncu kalmadı. Hepsine hakimiz, çok oyuncu tanımak önemli. Çok fazla maç izliyoruz zaten… Türkiye ligleriyle ilgili problem yok. Avrupa’da da birçok oyuncuya hakimim… Bu bizim işimiz, bunu yapmak zorundayız.”

- Fatih Terim ile Şenol Güneş arasındaki farkı sormak istiyorum. Oyunculuğun döneminde iki teknik adamı birbirinden ayıran özellikler nelerdi?

“Şenol Hoca’yla çalıştığım dönemde; bana o kadar güveniyordu ki çok rahat bıraktı. İnanılmaz bir oyuncuya dönüştürdü beni onun gözünde… Fatih Hoca da beni çok sevdi, çok güvendi… Fatih Hoca daha fazla oyuncuyla oynayan, oyuncuyu istediği gibi idare eden, istediği pozisyona yontabilen bir hocaydı. Şenol Hoca, oyuncudan da nasıl verim alacağını çok iyi bilen bir teknik direktör."

- Selçuk İnan her zaman gerçek bir takım oyuncusu oldu. Son 10 yıla baktığımızda ortalama dakikan 86 dakika… En kötü oynadığın sezon 36-37 maçı gösteriyor. Senden sonra gerçekten takım oyuncusu dediğin biri var mı?

“Çok iyi oyuncular var. Başarı tabii ki çok önemli. Gol atmak, asist yapmak… Benim gözümde en önemli başarı istikrardır. Her sene 40 maç oynamak, büyük takımlarda 5-10 sene kalmak. Genç oyunculara hep bu tavsiyede bulunuyorum. Çünkü 40 maç oynuyorsanız, kendinize iyi bakıyorsanız zaten o istatistikler gelecektir. Başarıya giden yolda en önemli şey bence istikrar… Çok maç oynamak, sürekli sahada olmak. Bence başarının anahtarıdır bu.”

- Şimdiki Galatasaray’a baktığımızda Sergio Oliveira da Selçuk İnan gibi bir takım oyuncusu diyebilir miyiz?

“Sergio Oliveira önemli bir oyuncu. Benim gibi oyuncularla kıyaslamak çok doğru değil. Belki benden daha iyi oyuncu da olabilir. Henüz yeni geldi. İnşallah başarılı olur.”

- Kadıköy’de kazanılan tarihi bir şampiyonluk var. Bu şampiyonluk öncesi soyunma odasında neler konuşuldu?

"Aslında o sezon biz açık ara şampiyon olmuştuk. Sonradan play-off diye bir şey çıkardılar. İş son maça kaldı. Fatih Hoca ile bir anım var. Fatih Hoca ile yan yana yürüyoruz. Hocaya, “Bu kadar mücadele ettik, 1 sene boyunca. Her şeyi yaptık. Bir tane maç kaybettik, belki de şampiyonluğu kaybedeceğiz” dedim. Fatih Hoca da bana “Her şeyde bir hayır vardır. Demek ki nasip böyleymiş. Gideceğiz o kupayı orada kaldırıp geleceğiz” dedi. Biz de buna inanıyorduk zaten… İyi de bir takımdık. Galibiyet lazım olsa, biz galip gelirdik. Soyunma odasında kimse negatif bir şey düşünmedi. Tarihi bir şey olacak dedik, hakikatten de öyle oldu. Maçtan sonra yaşadıklarımız normal değildi. Çok uzun süre soyunma odasında bekledik. Birçoğumuz ilk defa şampiyon olmuştu. O kupaya dokunmak, o kupayı kaldırmak bir oyuncunun en büyük hayalidir. Basit gibi geliyor ama o şampiyonluk kupasını kaldırmak çok çok önemli.”

- Galatasaray taraftarında şöyle bir inanış vardı; uzun saçlı, taç takan Selçuk İnan’ın saçlarını kestirdiğinde o tılsımın bozulacağına inanıyordu. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

“Haklılarmış, keşke kestirmeseydik. [Gülerek]”

- Kariyer golünüz olarak hangi golü söylersiniz?

“Galatasaray dışında söyleyecek olursam… Manisaspor’dayken Süper Lig’de attığım ilk golü söyleyebilirim. Sivasspor’a… Anlam olarak da İzlanda’daki maçı, Galatasaray’da da Sivasspor’a attığım golü söyleyebilirim.”

- 2016 Avrupa Şampiyonası Elemeleri’ndeki İzlanda maçında o tarihi frikikten önce Arda Turan ile aranızda geçen konuşmayı açıklayabilir misin?

“Arda Turan yanıma gelmiş. [Gülerek]. Arda, “Orta yapar mısın, geçelim mi ceza sahasına” dedi. Ben de “Siz geçin, geçin” dedim. O esnada buradan vurabilir miyim diye düşünüyordum. Caner Erkin de söylüyor zaten “Gidin, gidin derken bile kararını vermişti vurmaya” diye…

- Galatasaray'da teknik direktörlük hayaliniz var mı?

"Öyle bir hayalim, hedefim tabii ki var. Çünkü kendi camiam. Orada Selçuk İnan oldum, orada kaptanlık yaptım. Böyle bir hedefim tabii ki var. Ne zaman oraya hazır olurum, bunu söylemek kolay değil. Ama bildiğim bir şey var; inşallah bir gün orada olacağım."

- Trabzonspor'dan ayrıldığında Fenerbahçe'ye gitseydin, kupa sayısında artış olur muydu Fenerbahçe'nin?

"Ben hep mütevazi biri oldum. Ama bir gerçek varsa o sene gerçekten skor anlamında önemli katkılar sağlamıştım Galatasaray'da. Onlar olmasa, Fenerbahçe şampiyon olabilirdi. Belki de etkileyebilirdi sonucu. Benim o zamandaki olduğum halimle şu an bonservisi elinde olan bir oyuncuyu almak kolay değil Türkiye'de. Galatasaray'a gelmem de bir çok yöneticinin emeği var ama ben hayatım boyunca bir karar aldıysam onun peşinden giderim. Galatasaray'da oynamak hayalim ve gerçekleştirmek istediğim tek hedefimdi. Bu fırsat gelince de başka bir şey düşünmeden oraya gitmiştim."

- Fenerbahçe maçında forma çıkarma olayından pişman mı?

"Çok büyütülecek bir olay değil ama keşke yaşanmasaydı diyebileceksek, keşke yaşanmasaydı... Ama yine aynı şeyler olsa yine aynı tepkiyi verirdim yani."

- Karam Tayfa'nın (Burak Yılmaz-Arda Turan-Selçuk İnan) arası nasıl?

"Problem yok. Hayatımız boyunca problem olmaz. Bahsettiğiniz bu arkadaşlık çok göz önünde, insanların içinde yaşandığı için; bu kadar yakın olmak, kardeş gibi çocukluktan bugünlere kadar beraber büyümek, çok da insanların alışık olduğu bir durum değil aslında. Bazen uzaklaşmalar oluyor, zaten baktığınız zaman birisi Çin'de oynamış, birisi İspanya'da oynamış. İster istemez uzaklaşmalar oluyor, evlendik, çocuğumuz oldu, önceliklerimiz değişti bunlar tabii ki olabilir. Ama işin özünde çocukluğumuzdan itibaren beraber büyüdük. Arkadaşlığımız ölene kadar tabii ki baki olacak ama yakınlık derecesi hep değişebilir."

- Selçuk – Melo – Sneijder – Drogba mı, Oliviera – Torreira – Mertens – Icardi mi?

"Cevabı size sormak lazım. [Gülerek]. O çok kolay bir araya gelebilecek bir takım değildi. Sneijder, Drogba, Riera, Eboue, Ujfalusi, Melo, Muslera, Hamit... Çok kolay bir iş değildi yani o."

- Fatih Terim’in yardımcılarına güvenmediği dedikodusu doğru mu?

"Bu algıdan en çok rahatsız olan kişi Fatih Hoca aslında. Bunun cevabını birçok kez verdi. Bunu duyduğu zaman çok üzülüyor. Çünkü biz bunun cevabını hep veriyoruz ama bizi şöyle çok üzmüyor; sorunun asıl muhatabı olan kişi Fatih Hoca. Ben belki de futbolculuk olarak hocayla en uzun süre çalışan oyunculardan biri oldum, devamında hocanın yardımcısı oldum. Onun olduğu hemen her dönemde sahanın iç lideri oldum. Ben saha içerisindeyken bile hoca, fikirlerime çok saygı duyardı ve dinlerdi, bırakın saha dışında masa başındayken olduğum dönemi. Zaten bunlar kabul edilecek şeyler değil bizim gibi kariyerli oyuncuların hiç sözü dinlenmeden bir kenara atılması biraz saygısızlık gibi geliyor bana. Öyle bir şey yok. Hoca çok vizyonlu bütün fikirlere açık bir hoca oldu her zaman. Çok güzel çalışmalarımız da oldu. İyi ki de böyle bir 2 sene geçirmişim hocayla."

- Okan Buruk’un Galatasaray’da başarılı olabileceğini düşünüyor mu?

"Düşünüyorum çünkü camiayı biliyor, tecrübesi de var. Gönlümden de başarılı olmasını istiyorum. Başarı önemli bir kıstas. Maç kazanamadığınız zaman homurdanmalar başladığında; çok sağlıklı düşünemiyorsunuz maalesef. Türkiye'deki medya gücünün algısı insanları etkileyebiliyor. Okan Hoca'nın son dakikalarda attığı goller çok önemli. En azından yaptırmak istediği şeyleri, daha kısa zamanda yaptırabilir. "

- Bazen bu serbest atışı ben atsam dediğin oluyor mu?

"Bazı noktalar oluyor, insan diyor yalan değil. Şimdi zamanıydı diyorum yani. Yalan söyleyemem. [Gülerek]."

- Kariyerinin son dönemindeki düşüşün sebebi neydi?

"2011/2012 senesi normal bir sene değildi. Bir merkez orta saha oyuncusunun 12 gol 15 asist yapması dünyada çok görülen bir şey değil. Normal olmadığını ben biliyordum, ondan içimde bir burukluk vardı sonraki senelerde 'ne yapacağız?' diye. [Gülerek]. Bir sonraki yıl yaklaşık 7 gol 15 asist yaptığımda çok eleştirildim ki bu da çok önemli bir katkıydı. Türkiye'de çok alışık olmadığım bir şeydi tepki gösterilmesi bu kadar başarılıyken bazı şeylerin yaşanması. Ama artık ülkemizde normal şeyler bunlar."

- Galatasaray dışında büyüklerden bir takım çalıştırır mı?

"Tabii ki çalıştırırım. Bu benim hayatım. Şu anda yapmak istediğim şey benim yeni mesleğim. Dolayısıyla da kimseyi kırmadan, üzmeden kendi kişiliğime odaklı bir şekilde tabii ki çalıştırmak isterim."

- Avrupa’dan reddettiği kulüpler oldu mu, hangileri?

"Oldu. Trabzonspor'dayken de oldu. Leicester City olayı ben 4. yıldızı taktıktan sonra yaşandı, 30 yaşındaydım olmadı. Galatasaray'a gelmeden önce Trabzon'dayken Sevilla olayı vardı o olabilirdi. O zamanlar konuşuluyordu. Bonservisim elimdeyken, Avrupa'nın 5 büyük liginden de teklifler aldım. Ama Galatasaray'a iyi ki de gelmişim."

 

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları