Roberto Mancini, verdiği röportajda kariyeri ve Türk futboluna dair değerlendirmelerde bulundu.
Geçtiğimiz sonbahardan bu yana herhangi bir kulüple anlaşmayan 2021 Avrupa Şampiyonu ve eski İtalya Milli Takım Teknik Direktörü Roberto Mancini, Transfermarkt'a özel açıklamalarda bulundu. Deneyimli çalıştırıcı, Galatasaray'da görev aldığı dönem ile ilgili de itiraflarda bulundu.
İşte o röportajdan öne çıkan ifadeler;
Soru: 2018'den bu yana bir kulüp çalıştırmıyorsunuz ancak hala 21. yüzyılın en pahalı transferlerine imza atan teknik direktörler arasında yer alıyorsunuz. Oyuncu alımında nelere dikkat edilmeli?
Roberto Mancini: Bir teknik direktör olarak, sportif projeye uygun oyuncuları, kulüp için oluşturdukları mali yatırım ile birlikte değerlendirmek gerekir. Oyuncular birer yatırımdır ve bu nedenle hem sahada hem de kulübün mali tablolarında getiri sağlamaları gerekir. Her kulüp farklı işler. Ben, vetoların ve son kararların kulüp sahibi ya da sportif direktör tarafından verildiği bir yapıya alışığım.
Soru: Sizce yaptığınız transferler arasında kulüp ve takımınız için en iyi anlaşma hangisiydi?
Mancini: Kesinlikle Sergio Agüero. Premier Lig'deki gol istatistikleri olağanüstüydü
"TRANSFER PİYASASI YILLAR İÇİNDE ÖLÇÜT HALİNE GELDİ"
Soru: Bonservis bedellerinin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mancini: Futbol işinin tüm yönlerini büyük bir ilgiyle takip ediyorum. Bonservis bedelleri genel ekonomik durumu, TV haklarıyla ilgili beklentileri ve farklı liglerdeki döngüleri yansıtıyor. Transfer piyasası yıllar içinde merkezi bir ölçüt haline geldi. Yaratıcı yapılar ve bir sporcunun ticari etkisi, yalnızca sportif yönünün ötesine geçerek, nihai transfer ücretinin belirlenmesinde elbette etkili olabilir.
Soru: 2023'ten bu yana Suudi Arabistan'da bazı en yüksek bonservis bedelleri ödendi. Siz de bir yılı aşkın süre milli takım teknik direktörlüğü yaptınız. Ligin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mancini: Suudi Pro Ligi, dünyanın en iyi oyuncularından bazılarının transfer edilmesiyle dikkatleri üzerine çekti. Ancak bu, her zaman bir ligi geliştirmek için en doğru yol değildir. Oyuncuların oraya transfer olma konusundaki içsel motivasyonları, kulüplerin altyapı sistemleri üzerindeki etkisi ve taraftarlarla olan ilişkiler gibi birçok farklı unsur da dikkate alınmalı. Çin Süper Ligi örneği bu konuda bize önemli dersler veriyor. Yüksek yatırımlara rağmen, özellikle yabancı oyuncu transferlerine yönelik çeşitli vergiler ve kısıtlamalar getirildikten sonra, beklenen gelişimi gösteremedi. Fransa örneğini ele alalım; dünyanın en iyi altyapı sistemlerinden birine sahip. Bugün milli takımları bu kadar güçlü hale geldiyse, bu, oyuncularının çoğunun Serie A ve Premier Lig'de oynadığı dönemde edindikleri deneyim sayesindedir.
"LİGİN GELİŞİMİ İÇİN EN ÖNEMLİ ŞEY; ALTYAPI SİSTEMLERİ"
Soru: Suudi Arabistan milli takımı teknik direktörü olarak, Avrupalı, Afrikalı ve Güney Amerikalı yıldızlarla oynayan Suudi oyuncularda bir gelişim gözlemlediniz mi?
Mancini: Genç oyuncuların deneyimli futbolcularla birlikte antrenman yapması, Suudi Pro Ligi açısından olumlu bir durum. Ancak uzun vadede, bir ülkenin milli takımının ve ligin gelişimi için en önemli şey; altyapı sistemleri, futbol akademileri ve bu yöndeki gelişim programlarıdır. Her yıl düzenli olarak forma şansı bulan genç yetenekler yetiştirilmeli. Sonrasında bu oyuncuların büyük Avrupa liglerinde oynaması gerekir. Bir milli takımın ve yerel ligin seviyesinin gerçekten artması ancak bu şekilde mümkün olabilir. Fransa örneğinde olduğu gibi: Oyuncularının büyük bölümü Serie A ve Premier Lig'de oynarken, edindikleri tecrübe, kazandıkları mentalite ve mücadele azmiyle hem kendileri hem de milli takımları büyük fayda sağladı. Tüm bu özellikler, başarılı bir takım oluşturmanın temelidir.
"FİZİKSEL GÜÇ VE TAKIM UYUMU BİR ARAYA GELMEZSE, KAZANMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Soru: Inter ile üç kez lig şampiyonluğu yaşadınız, Manchester City'yi 40 yılı aşkın bir sürenin ardından ilk kez şampiyon yaptınız ve İtalya ile Avrupa şampiyonu oldunuz. Çalıştırdığınız en güçlü takım hangisiydi? Hangi takım futbol anlayışınızı en iyi şekilde sahaya yansıttı?
Mancini: Eğer yetenek, fiziksel güç ve takım uyumu doğru oranda bir araya gelmezse, kazanmak mümkün değildir. Bu üç takımda da bu unsurlar ideal dengedeydi. Hepsi hem yetenekli, hem çok çalışan, hem de aynı kazanma arzusunu paylaşan harika bir grup oluşturuyordu. Takımlarım her zaman kendi özgün hücum kimliğiyle futbol oynamaya ve bundan keyif alarak taraftarlara duygular yaşatmaya önem verdi.
Soru: En çok hangi ligde çalışmaktan keyif aldınız?
Mancini: Her ligin kendine has bir özelliği vardır. Premier League'de çalışmaktan büyük keyif aldım ve Birleşik Krallık'ta geçirdiğim yılları çok seviyorum. Her teknik direktör Premier League'de görev almayı hayal eder. Bunun dışında, Türkiye, Rusya ve Suudi Arabistan'da edindiğim deneyimleri de çok değerli buluyorum. Günümüz futbolunda, farklı kültürler, gelenekler ve mentalitelerle deneyim kazanmak gerekiyor. Tüm bu ülkelerden öğrendiklerinizi bir araya getirerek, soyunma odasında farklı milletlerden oyuncularla etkili bir iletişim kurabilirsiniz.
"PREMİER LİG'E DÖNÜŞ HER ZAMAN CAZİP"
Soru: Premier Lig'de sizden daha yüksek puan ortalamasına sahip yalnızca üç teknik direktör var: Guardiola, Ferguson ve Klopp. İngiltere'ye dönüş sizin için cazip olur mu?
Mancini: Her zaman!
Soru: 2012'de Premier League'in son haftasında kazandığınız şampiyonluğun sizin için önemi nedir?
Mancini: Bu, spor kariyerimin en güzel ve en yoğun anlarından biriydi. Bu ligin her hafta sunduğu inanılmaz yoğunluk, o şampiyonlukla zirveye ulaştı.
Soru: Pep Guardiola döneminde yıldızlaşan birçok oyuncuyu siz transfer ettiniz. Manchester City'nin İngiliz futbolundaki uzun süreli hâkimiyetinde kendinizi ne ölçüde pay sahibi görüyorsunuz?
Mancini: Uzun vadeli bir plan uyguladık ve bir başarı dönemi başlattık. Guardiola bu süreci harika bir şekilde devam ettirdi ve sonunda 2023'te Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu hedefi gerçekleşti.
"İNGİLTERE MİLLİ TAKIMINDAN TEKLİF ALDIM"
Soru: 2021'de İtalya ile Avrupa Şampiyonu olduktan sonra İngiltere'den teknik direktörlük teklifleri aldınız mı?
Mancini: Evet, aldım. Ancak İtalya'ya olan bağlılığım bu teklifleri kabul etmemi imkânsız hale getirdi.
GALATASARAY CEVABI
Soru: 2014'te Galatasaray'dan tazminat talep etmeden ayrıldınız ve bu modern futbolda nadir görülen bir davranış. Bu kararı almanıza ne sebep oldu?
Mancini: Futbol bir tutku; ben bu tutku için yaşıyorum. Elbette bu aynı zamanda bir meslek, ama beni motive eden şey asla maddi kazanç değil.
Soru: Türk futbolundaki deneyiminizi genel olarak ve geriye dönüp baktığınızda nasıl tanımlarsınız?
Mancini: Türk futbolundaki zamanımı çok sevdim, çünkü orası saf tutkuyla yönlendirilen bir yer.
Soru: Galatasaray'da görev yaptığınız dönemde karşılaştığınız en büyük zorluk neydi?
Mancini: Şampiyonlar Ligi'nde Juventus'a karşı oynadığımız kar fırtınalı maç.
"YENİDEN BİR TÜRK TAKIMI ÇALIŞTIRIRIM"
Soru: Gelecekte uygun bir fırsat çıkarsa, yeniden bir Türk takımını çalıştırmak ister misiniz?