"Dursun Özbek ne yapsa olmayacak gibi"

Galatasaray’ın, Östersunds gibi zayıf bir takıma elenerek Avrupa Ligi’ne veda etmesi camianın sabrını taşırırken tartışmaları da beraberinde getirdi...

Kayıp geçen sezonun ardından yeni bir sayfa açmak isteyen Galatasaray’ın, Östersunds gibi zayıf bir takıma elenerek Avrupa Ligi’ne veda etmesi camianın sabrını taşırırken tartışmaları da beraberinde getirdi...

Yapılan transferler ve oynanan futbol kimseyi tatmin etmezken, mevcut yönetim ve teknik heyetin durumunu değerlendiren Habertürk yazarları, sorunları ve yapılması gerekenleri yazdı.

SORUN HERKESTE

HALİL ÖZER

G.Saray’ın temel sorunu; yıllardır süren bilinçsiz yapılanma, şuursuz harcamalar ve yaratılan güvensizlik ortamının bugünlerde zirve yapmasıdır. Camiada, iki kişinin bir araya gelip sonra birbirlerine sallar hale gelmesi, G.Saray’ın içinde bulunduğu kaotik durumu ortaya koyuyor. Buna taraftar da dahil. Yıllardır, hedefe koyduğu futbolcuları küstüren, işler iyi gittiğinde alkışlayan ama kötü gittiğinde hemen arkasını dönen bir taraftar kitlesi var.

Yani sorun lisede filan değil. Bu kadar problemin arasında “Liseli problem” dersen, komik olur. Problem, en baştan en aşağıya kadar... O yüzden G.Saray’a herkesi toparlayacak, yumruğunu masaya vuracak bir isim lazım. Ama ne yazık ki ufukta böyle bir isim de yok. Yani ben umutsuzum. Ve bu kulübü bu hale getiren tamamen kendisidir. O yüzden Dursun Başkan’mış, Tudor’muş, Selçuk’muş; fazla önemi yok. Sıkıntının boyutu oraları çoktan geçti...

TUR GEÇİLSEYDİ TEMEL PROBLEMLER GÖRÜLMEZDİ

UMUR TALU

Galatasaray camiası transfer sezonuna illüzyonla başladı ve öyle devam etti. Snejder, Bruma ve Podolski’yi kaybeden bir takım bir anda Gomis ve Belhanda ile güçlenmez. Semih, Chedjou ve Sabri’yi kaybeden bir takım bir anda Maicon ile de güçlenmez. Yedek kulübesinde Donk gibi daha önce yüz verilmemiş oyuncuları oturmakta olan bir takım vardı... İşin en önemli kısmı Galatasaray’ın orta sahası yoktu şimdi Sneijder’sız daha da yok.

Bütün bunlar, bir yönetim ve teknik direktör şaşkınlığının, daha da doğrusu telaşının eseri olmalı. Çünkü şu anda çare olarak yeni transferler öngörülüyor. Oysa Östersunds gibi takımların zaman zaman verdiği bir ders var. Oyuncu yetiştirmek, daha da önemlisi takım olabilmek. Ben şunu gönder bunu getir gibi öneri vermeyi hadsizlik sayarım, ama Galatasaray Kulübü’nün üyeleri ve taraftarı bir baskı yapacaktır, yapıyor da zaten. Çünkü transferlerle birlikte taraftarın başı nasıl dönmüşse bu transfer furyası da tamamen bunu amaçlıyordu. Es kaza Östersunds engeli kolay geçilmiş olsa, temeldeki esas problem hiç görünmeyecekti. O yüzden 8 milyon Euro’luk bir takımın, sadece bir oyuncusunun bonservisinin 8 milyon Euro olduğu Galatasaray ve bize verdiği ders günübirlik değil çok temel ve ilkesel bir derstir.

ÖZBEK NE YAPSA OLMAYACAK GİBİ...

SERDAR ALİ ÇELİKLER

Dursun Özbek yönetimi, spordan bihaber. Sadece futbolda da değil, tüm branşlarda başarısız. Yönetim anlayışı da aile şirketi yapılanması gibi... Çünkü Dursun Bey, kendi imkanları ile kurmuş ve büyütmüş şirketini. Misal finans/borsa enerji gibi iş dallarında faaliyeti yok. Aile şirketi mantığıyla yapılabilecek sektörler de var. G.Saray’ı da bildiği şekilde yönetmek istedi ve yapamadı. Mehmet Özbek, Wesley ve Cenk Ergün ile yöneteceğini sandı. İşler iyi gitmeyince Wesley ile kardeşini gönderdi. Bu sene kendisi işleri devraldı ama henüz başında moral bozucu sonuçla karşı karşıya... Bir de; metafizik bir yorum ama Özbek’in ısrarı en çok kendine zarar veriyor. Bazen evren bizlere mesaj verir; “Oraya gitme”, “Şu işi yapma”, “Şununla görüşme” gibi... Bence evren, Dursun Bey’e mesajlarının sürekli veriyor. Bu mesajlar da dikkate alınmayınca insanın muhallebi yerken bile dişi kırılıyor. Bence Özbek ısrar etmesin, ne yapsa olmayacak gibi...

1 AYDA DÜZELECEK GİBİ DEĞİL

ERCAN TANER

Basın toplantısında Tudor, takımın düzeleceğini söyledi ama son görüntü 1 ayda düzelecek gibi değil. Şu andaki G.Saray kadro yapısı bana o sinyalleri vermedi açıkçası... Şöyle bir örnek vereceğim; Premier Lig’deki maçlarda zayıf takımlar, ceza sahası çevresinde çok iyi kapanıyorlar... Mesela Chelsea-Watford maçı... Bir bakıyorsunuz maç 1-1 bitmiş Londra’da... Östersunds bunu bile beceremeyen 3. sınıf bir takım. Buna rağmen G.Saray gol pozisyonuna bile giremedi...

Tudor “Takıma 4-5 oyuncu alınacak” dedi. Demek ki tüm takım değişiyor... Bu çok büyük bir risktir. Takım oyununun tutması yüzde 50 şansa bağlıdır sezon başında... Eğer bu tutmazsa; teknik kadroda erken değişikliğe gidilir. Kaptan Selçuk, kesinlikle daha fazla sorumluluk almalı, yoksa tribünlerle arası daha da bozulacak gibi görünüyor... Linnes ve Carole ile olmayacak, bu belli oldu. İkisi de Tudor’un istediği, kanattan çıkıp bindirmeleri yapacak tipte oyuncular değil... Bunu test ettik ve bir kez daha onayladık... G.Saray’ın işi şu anda çok zor ve lige kadar bu takım kendine gelmezse umut ışıkları gittikçe azalacak.

İMZA IGOR TUDOR

FAİK ÇETİNER

Aslında Galatasaray’ın inişe geçişi İgor Tudor’un, Karabük’ten İstanbul’a yola çıktığı gün başladı. Geçmişinde büyük bir takımın teknik direktörlüğünü yapmamış, yıldız futbolcularla çalışmamış bu teknik adam, Galatasaray’ın büyük ismi altında ezildi. Egosu ve kaprisleri yüzünden takımın en büyük silahı Sneijder kolay yoldan kaybedildi. Yeni gelen oyuncularla değil, İgor Tudor ile yola devam etmek şu anda yapılan en büyük yanlışlıktır. Tudor’un önceki gece Östersunds gibi çok çok zayıf bir takıma elenilen maçtan sonra hala ‘G.Saray Teknik Direktörü’ unvanını taşıması da çok ama çok düşündürücüdür. Artık bu saatten sonra ne Tudor takıma bir şey katalabilir ne de taraftar artık bu hocayı bağrına basabilir.

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları