Çakır: "Çok şükür ki..."

Ahmet Çakır, "Cinnet günleri biter mi?" başlıklı yazısında Galatasaray'ı yorumladı.

Zaman Gazetesi yazarlarından Ahmet Çakır, "Cinnet günleri biter mi?" başlıklı yazısında Galatasaray'ı değerlendirdi.

İŞTE O SÖZLER...

Galatasaray deplasmandaki Trabzonspor galibiyetiyle derin bir soluk alırken bazı konuları daha serinkanlı biçimde konuşma imkanı doğmuş oldu.

Bu karşılaşma öncesi yapılan yayınlardan bir spor medyası mensubu olarak utandığımı hiç eveleyip gevelemeden söylemek zorundayım. Aman Allah'ım! Galatasaray o kadar feci bir durumdaki o maçın kaybedilmesi halinde ne yönetim kalıyor ne de teknik direktör!

Biliyorum, elde haber denilebilecek bir malzeme olmayınca sayfaları bu tür saçmalıklarla doldurmak kaçınılmaz hale gelebiliyor. Hatta o yayınların başında ben bile bulunsam bu durum fazla değişmeyebilir; aynı şeyleri yapmak zorunda kalabilirim. Bu kadarını anlıyorum. Fakat sürekli olarak böylesi bir cinnet durumunda yayıncılık yapmayı anlayabilmek hiç kolay değil.

Galatasaray yönetimi de Hamza hoca da çok açık ve belirgin hatalar yaptı. Bunlardan da kayıplar doğdu. Özellikle Grosskreutz'un transfer olayında yaşanan skandal, yönetim için yıkıcı bir durumdu… Hamza hoca da A.Madrid maçına takımını iyi hazırlayamayışının yanında kadro ve taktik hatalarıyla hedefteki adam durumuna gelmiş oldu.

İyi ama bundan çok daha büyük hatalar yapan birtakım insanlar ortalıkta gururla gezmenin de ötesinde ‘efsane' filan gibisinden abartılarla onurlandırılırken 8 ayda 3 kupa almış bir yönetim ve teknik adam bu kadar kolay gözden çıkarılabilir mi? Ondan sonra da dönüp ‘bu memlekette çok kolay adam harcanıyor, kendi değerlerimize sahip çıkmıyoruz' diye ağlaşmıyor muyuz?

Bu hataların dışında yönetim de Hamza hoca da transfer çılgınlığına girişmemekle çok doğru bir iş yaptı. Zaten bu zorunluydu da. Ayrıca, alınmış olan adamlar da son derece iyi. Podolski'nin formsuzluğu dışında Denayer, Rodriguez ve Carole yararlı adamlar olduklarını çok çabuk ortaya koydular. Bilal'in katkısı da ortada. Kulübün geleceğini tehlikeye atacak transferler yapanların bundan ne sonuç elde edeceklerinin bir bölümünü kısa sürede gördük, kalanları da görürüz.

Türk futbolunun bir yığın sahici sorunu ve çok büyük sıkıntıları varken sürekli ‘kelle avcılığı' yapmanın kime ne yarar getireceğini anlamakta her zaman zorlandım. Çok vahim yanlışlarla futbolumuzu çıkmaza sokanların, korkunç işlerle kulüpleri darmadağın edenlerin üzerine gitmek gerekirken bunun tam tersi yapılıyor.

Galatasaray taraftarının, önüne kazılan bütün tuzakların üzerine balıklama atlıyor oluşu da bir başka sorun. Çok şükür ki içlerinde gerçekleri görebilenler de yok değil. Fakat medya tarafından çıldırtılan kesimin sesi her zaman çok daha gür çıkıyor. Trabzonspor galibiyeti bu cinnet seslerinin kesilmesi için iyi bir şans oldu ama en küçük fırsatta yine sahneye çıkacaklarından hiç kuşku duymayalım.

NOT: Trabzonspor maçında bilgisayar arızası yüzünden yorumumu telefonla yazdırmak zorunda kaldım ve bundan da bazı yanlış anlamalara yol açacak durumlar ortaya çıktı. Uyaran okurlara teşekkür ediyor, benden kaynaklanan hatadan dolayı özür diliyorum.



Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları