Çünkü Hagi gibi oyunun kaderini değişitirecek süper oyuncuları yoktu. Ve nitekim Galatasaray da bu kadroya bir süre ayak uydurdu. Çünkü oyuncularının çoğu Avrupa’ya satıldığı için onlar da bu sıkıntıdan pay aldılar. Nitekim Bursa’nın Galatasaray’a 5 gol atması, Göztepe’nin perişan etmesi örnektir. Kocaelispor’un Beşiktaş’ı Türkiye Kupası finalinde 4-0 yenmesi, Fenerbahçe’nin Diyarbakır ve Ankaragücü maçları hep bu yorum çerçevesinde yürüdü. Ayrıca Galatasaray çok maç yapmasının bıkkınlığı ve yorğunluğunun yanı sıra sakatlıklar da kadrosunun yetersizliğinde etkili oldu.
Bu yılın diğer bir özelliği takımlar daha çok koşarken, bunun top bölgesinde çoğalma ilkesini daha çok defansa dönük uyguladılar. Rakip alana fazla adamla Beşiktaş’ın dışında pek geçen olmadı. Sadece Beşiktaş bu özellikleri sergilerken o kadar yetersiz ve düşüncesiz koşuşma örnekledi ki, sonunda “Biz attırırız ama kazanamayız” çöküntüsüne takıldılar. Nitekim futbol filozoflarının güzel bir sözü aklımıza geldi. “Futbol oyunu atletizm değildir. Kendine has becerisi şarttır.” Bu tür koşuşan takımlarda yaratıcı beyin eksikliği var.
Bu nedenle rakibini ters düşürecek taktik araştırıcı Fenerbahçe’de ve Beşiktaş’ta hem çok az hem de onlar bu görevi yapmada yaratıcılıklarını pek az kullanıyorlar. Biz buna “Robot futbol oynanıyor” diyoruz. Göstere göstere oyun o yapıyla çöken sonuç. Fenerbahçe’de ise top tekniği üstün Revivo ve Rapaiç gibi oyuncuların fizik mücadeleden kaçar oluşlarıyla Andersson ve Serhat gibi oynucuların tıpkı İlhan Mansız ve Ahmet gibi hem fizikgücü mücadele hem koşarken topa hükmetmede özellikleri olmadığı için son vuruşlardaki beceriksizlikleri bugünkü görüntüleriyle ortaya serildi.
Bu arada Galatasaray’ın Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde rakiplerinden 4 ay daha fazla oynamasının yükünü de lig faturası olarak çıkaramayanlar şimdi ister istemez panik yaşıyor. Galatasaray’ın haftada bir maça dönmesi ve yeni başkanın futbolculara "Size Galatasaraylılığı öğretememişiz” gibi eleştirisel sözlerden kaçarak para sorununu halletmesi birden bire Trabzon’da takıma moral pompaladı. Hiç umulmayan kenara atılmış Suat forma giydi.
Fransa Milli Takımı’nda Didier Deschamps ile futbol dünyasında görülen defansın önündeki süpürücülüğü Türkiye’de en iyi yapan ve kaptırılan topları geri alma özelliği üstün Suat’ın takıma alınmasıyla Antep’ten gelen Batista’nın istikrarlı orta saha mücadelesi Galatasaray’a bu yıl özellikle defanstan hava hakimiyeti olmayan rast gele toplarla açılma yanlışının mantıksızlığını ortadan kaldırdılar. Trabzon maçının başarısının altında bu düşünce yatıyor.
Samsunspor maçı gelen ilk etap. Samsun sözde hırslı. Çünkü onlar da çok oyuncu sattılar. Sahalarının yetersizliğinin psikolojik sıkıntılarını yaşıyorlar. Bu nedenle burada hala Galatasaray’ın Ümit Karan’ın gol atmasını bekliyor. Karan’ın son açıklamasında “Barcelona vurduğum top adrese, Diyarbakır’da ise dağa taşa gidiyor” diyerek adeta yetersizliğine kılıf ayarlıyor. Son maçta da inanılmaz bir ıskası vardı.
Galatasaray’ın en kolay maçı Ali Sami Yen’deki Yozgat maçıdır. İstanbul maçını da deplasman saymamak lazım. Ama iç sahadaki Ankaragücü maçı ile Kocaelispor’la deplasmanda oynanacak olunması son haftalara kadar şampiyonu saklar. Galatasaray en zor maçlarını son iki haftada yaşayacak. En büyük avantajı da halen üç puanlık avantajı korumasıdır. Ayrıca Beşiktaş- Fenerbahçe maçının sonucu da üç puanlık avantaja yeni bir katkı sağlayabilir.
Futbolda ligler için söylenen kanıtlanmış bir söz vardır: “Kötü oynayarak puan alırsanız, şampiyon olma şansınız fazladır.” Bunu şu açıdan söylemişler. Bir takım hiçbir zaman devamlı olarak formda ya da formsuz olamaz. Daima liglerin başı ile sonu arasında iniş ve çıkışlar vardır. Başarılı antrenör kendi takımının çıkış dönemini güçlü rakiplerine karşı dengeleyen hocadır. Bu ölçüden baktığımızda Galatasaray’ın formsuz dönemini hala lider olarak aşmış olması Şampiyonlar Ligi sıkıntısında bile unvanını lider olarak koruması Fenerbahçe ile Beşiktaş’ın yetersizlik belgesidir.
Galatasaray ikinci yarı çok kötü başladı. İnanılmayacak şekilde defansına nefes aldırır diye uzun toplar ve ileride kontrol edemediği mantıksızlıklarla oynadı. Buna rağmen Avrupa’da puan aldı, para kazandı ama kendi futbolunun kalitesini unuttu. İşte Galatasaray şimdi haftada bir maç ve orta alanda Suat, Batista ve anormal formda olan Hasan’ın tempo katkısıyla artık orta alanı rakibe vermeyen olmasıyla şampiyonluğa doğru en mantıklı yürüyen takım oldu...