Dürüst: "Terim'in gönderilmesi hataydı"

Haftasonu yapılacak genel kurulda hiçbir adayın listesinde yer almayacak olan Ali Dürüst, Galatasaray'da yaşanan süreci değerlendirdi. İşte Dürüst'ten çarpıcı açıklamalar:

'Ne olacak bu G.Saray'ın hali?' şeklinde bir soru sorulmaya başlandı son dönemde. Bu cümleden nefret ediyor musunuz?
"Tabii ki hoşuma gitmiyor. G.Saray bunu hak etmiyor. Çünkü bu cümle başka takım için söylenmişti. Tabii, onların uzun yıllar başarısızlığı vardı. O yüzden G.Saray'la bu söz örtüşmüyor."

Siz hakikaten hala bu sorunun G.Saray'la örtüşmediğine inanıyor musunuz?
"G.Saray'da başarısızlık var ama durumu 'Ne olacak bu G.Saray'ın hali?' şeklinde algılamıyorum. Ama UEFA Kupası'nı almış, Süper Kupa'yı almış, sayısız şampiyon olmuş bir takım başarısız olduğu vakit, tabii ki soru böyle sorulur. Aslında bu soruda bir gerçeklik payı var. Buradan keyif de duymak lazım. Çünkü, kimse G.Saray'ın lig yarışından erken kopmasından hoşlanmıyor, bunu olağanüstü bir durum olarak görüyor."

Bu soruyu günlük hayatın klişeleri arasına sokan sorumlu kim?
"Açıkçası yönetim, yönetmek için bu işe talip oluyor. Ve tabii bunun başında da başkan var. Dolayısıyla bir başarısızlık olduğunda da kademe kademe herkes nasibini alıyor. Başarıdan aldığımız gibi... Gerçi başarı olduğunda, bunun keyfini yine yöneticiler almıyor. Ben yönetimdeyken 4 sene üst üste şampiyon olduk, UEFA, Süper Kupa'yı aldık, Temmuz ayında başkanla birlikte bırakmak zorunda kaldık. Başarı esas sahiplerinindir. Esas sahipler futbolcular ve teknik yönetimdir. Başarısızlıkta bütün faturalar yönetime kesilir."

Büyük başarıların yaşandığı dönemde yöneticiydiniz, en başarısız dönemini yaşarken G.Saray'da yine yöneticisiniz. O gün ne kadar başarıdan sorumluysanız, bugün de bu başarısızlıktan sorumlusunuz gibi geliyor bana.
"Bu başarı tek başına matematikle olmuyor. Geçmişe baktığımız vakit o günkü başarının içinde, bugün başarısız olan insanların çoğu vardı. Yani Fatih Hoca.. Fatih Terim bugün dünyadaki 10 teknik direktörden biri. Demek ki birtakım faktörler daha var bu başarıyı getiren. Bu faktörler nedir? Belki bir uyum, dayanışma ya da doğru olarak taşların yerine oturması. Galiba biz bunu sağlayamadık."

G.Saray yönetiminde özeleştiri yapmak çok mu zor? Çünkü G.Saray'ın gelenekleri değişiyor, başkanlar başkanları çok kolay suçluyorlar. Siz yönetimle ilgili ne söylersiniz, neyi yanlış yaptınız?
"Şunu yanlış yaptık; bu olayın matematik olarak yönetilebileceği düşünüldü. Baştan beri Fatih Hoca varsa, bu işin matematiksel yönetilmeyeceğini biliyordum. Demek ki, seçtiğimiz teknik adamla çalışmanın bazı yazılı olmayan şartları vardı. Onu yerine getirmedik. Başka bir yanlış şuydu. O gün büyük farkla Özhan Başkan seçimi aldı. İnsanların beklediği, herkesi heyecanlandıran yeni birtakım raylar döşemekti. Maalesef birdenbire "Biz yeniden Türkiye Ligi'ni alalım, sportif açıdan uçalım" gibi yanlış bir vizyonun içine girdik. Halbuki, Fatih Hoca gelir gelmez, yeniden yapılanmalıydık. Sonradan yapılan gençleştirmenin o gün gündeme gelmesi gerekirdi. Çünkü, o gün G.Saray'ın kredisi vardı. 6-0'lık F.Bahçe yenilgisi bile bizi günü kurtarmaya itti. Bile bile hatalara devam ettik, devre arasında Revivo'yu aldık, başka transferler yaptık. En yanlışı buydu."

G.Saray'da düşüş kaçınılmaz mıydı, ekonomik olarak o günün neticeleri mi şu an olanlar?
"UEFA'yı aldıktan sonra Fatih Hoca ayrılmıştı, Süren yönetimiyle devam ettik. Çeyrek finale çıktık Şampiyonlar Ligi'nde, Süper Kupa'yı aldık. O sene şampiyonluğu kaçırdık, hiç de bizi üzmedi. Önemli transferler yaptık, 2. sene de şampiyon olundu. Aslında biz o geçişi yaptık. O 2 senede sportif açıdan yine başarılıydık ve ilkleri yaptık"

Bu çöküş beklenen bir şey miydi?
"Sportif açıdan yarıştan kopabilirsiniz. Burada sorun, yarıştan kopmak değil. Çünkü %30 şansınız var. Ancak bu kadar geriye düşmek bizi rahatsız etti. Tabii çok başarılı olmuş, gıpta edilmiş, kıskanılmış Fatih Hoca da ayrı bir hedefti. Onun düşmesi iyi bir rating malzemesi oldu."

Biz sadece sahadaki başarısızlıktan bahsetmiyoruz. Ama onun dışında hakikaten bir yönetim hatası olduğuna inanıyorum ve bunun ne olduğunu anlamak istiyorum. Canaydın tek adam gibi yönetir diyorlar, bu doğru mu?
"G.Saray'da başkanlık sistemi vardır. Yönetimler içinde zaman zaman başkanların kendi başına aldığı kararlar var. Bu dönemde de böyle olaylar oldu. 2 tane ana karar var; ilki teknik direktörü değiştirmek, bir de AIG. Zaten biz yönetime geldiğimizde bu 2 önemli karar alınmıştı. Yönetimin büyük bir bölümü bu kararların dışında kaldı. İşe böyle başladık, belki bu sağlıksızdı. Belki başkan bunları bizimle paylaşmamayı yeğledi. 'Bu kararlar yanlış' demiyorum ama bizimle paylaşılmadan alındı. Biz de onun üzerine yönetmeye çalıştık Belki bu da bir faktördür."

2004'te başkan adayı olacağınızı açıklamıştınız. Aday olmadınız, hatta herhangi bir yönetimle de devam etmiyorsunuz. Bunun nedeni ne?
"Yöneticiliği bıraktığım vakit, kısa vadede dönmeyi düşünmüyordum. Özhan Başkan'la çalışırken, amacım bir birliktelik sağlamaktı. 5 başkan adayı çıktı, dün bu sayı 3'e indi. Ama adaylar programlarını anlatmak yerine, birbirlerini suçladılar. Bunu içime sindiremiyorum. Yönetime girerken 'Bunları ortadan kaldırabilirim, bir katalizör olurum' diye düşündüm, olmadı. Onun için çekildim. Zaten aday olsaydım, 6. başkan adayı mı olacaktım?"

G.Saray'ın bir kurtuluş imkanı var mı? Yoksa bu durum, bir 5-10 sene sürecek mi?
"Futbola bakarsak, geçen sene 40 puan kaybeden takım bu sene şampiyonluğa oynuyor. Yani sahadaki başarı kolay gelir. Mali açıdan bakarsak, sermayemiz yok. Bunun için yeniden yapılanma olması lazım. Zaten ısrarla 'Biraraya gelelim' dememin nedeni bu. Çünkü, belki G.Saraylı'ya zor gelecek radikal kararlar almamız lazım. Bu karar çok büyümek de olabilir, küçülmek de! Yarın gelecek yönetim de günü kurtarmak için politik davranmak zorunda kalacak.

Kaynak bulunacak, fakat kavga ortamından bir yönetim çıkacağı için o kaynağı akıllıca kullanamayacak. Çünkü, dışarda burun farkıyla kazandığın bir yarış olacak Alınacak radikal karar derken, holdingleşmeden bahsediyorum.

Bu, G.Saray için çok önemli. Çünkü, başka bir statüye geçiyorsunuz. Bunu, genel kurul üyesi içine zor sindirir. Onun için üyeye "Bu kararı alanlar, G.Saray'ı yönetenler. Yahu bunlar 15 senedir bu kulübü yönetiyorlar, biraraya gelmişler, bu kararı alıyorlar" dedirtmemiz lazım. Şimdi onu dedirtemeyeceğiz. Ve o çare de sulanabilecek. Bunun olması için kavgasız, ortak bir yönetim kurulmalıydı. Maalesef o treni kaçırdık"

Her cümlenizde alınan kritik kararlardan 2. başkan olarak haberiniz olmadığı ortaya çıkıyor. Peki hiç istifa etmeyi düşünmediniz mi?
"Hayır. 'Başkan yaptı, biz yapmadık. Kendimizi bu işten sıyırıyoruz' gibi bir yanlış anlam çıkmasın... G.Saray'ın 2. başkanıysam, bütün başarısızlıklarda benim de suçum var. Ha, 'Başkanı uyarmadınız mı?' derseniz... Uyardık ama o yetkisini kullandı. Haklıdır, çünkü başkanlık o riski taşır. Kredi olayında denedi olmadı, orada sadece zaman kaybettik Terim olayında hep beraber gördük, iyi niyetli bir karar alındı. Ha, başkan bize gelip de 'Şöyle bir karar verdim' deseydi, 'hayır' demezdik tabii ki. Uyarırdık sadece. Sonunda da saygı duyardık"

Fatih Terim'in yerinde başka bir teknik adam olsaydı, bu yönetime rağmen başarılı olabilir miydi?
"Başarısız olunduğu vakit, tedbir daha çabuk alınabilirdi. Sadece G.Saray'ın değil, Fatih Hoca'nın başarısız olması ön plana çıktı. Hatta G.Saray 2. planda kaldı. Ha, hoca yabancı olsaydı daha mı başarısız olurdu, belki de! Onu öngöremezsiniz. Ama şu var: Yarıştan bu kadar kopmazdık. Geçmişte başarı kazanmış biri, başarısız olduğu için sorgulandı. Sıkıntı burada."

Sizin de içinde olduğunuz yönetim Fatih Terim'le yollarını ayırdı? Bu, sizce doğru bir karar mıydı?
"Bence doğru bir karar değildi. Teknik direktör göndermenin 2 sebebi vardır. Yeni bir teknik direktör getirdiğinizde daha başarılı olacağınızı düşünür, teknik beklentiyle veya yönetim olarak bir otorite beklentisiyle gönderirsiniz. Bu uygulama ikisine de hizmet etmedi. Dönemi bitmeden size 6 sene hizmet etmiş bir hocayı göndermenin, idari açıklaması yok. Belki de iyi niyetle yapılmıştı. Belki bir seçim var, başkan yeni gelen yönetimlere bir imkan sağlamak için iyi niyetle yaptı bunu. Fatih Hoca da iyi niyetle takımın başında kaldı. Ama bütün iyi niyetler yan yana geldiğinde görüntü pek iyi çıkmadı."

Özhan Canaydın bu fikrinizi ilk defa bu röportaj sayesinde duymayacak değil mi? Fatih Terim'in gönderilmesine katılmadığını biliyor...
"Hayır. Karar aldığı vakit bilmiyordu tabii. Çünkü ben, kararı o aldıktan sonra TV'den öğrendim. Fatih Hoca'nın açıklaması vardı İspanya'da. Sonra başkanla görüşüp öğrendim, 4 alternatif varmış filan... Ve gönderildi. O kararda yönetim olarak biz yoktuk"

Fatih Terim ayrılmasına rağmen 3 hafta göreve devam etti. Burada da bir karışıklık var, değil mi?
"Pek karışıklık yok. Çünkü Fatih Hoca sahiden Bodrum'da evine de gitse onu çağırır, 'Gel şu takımın başında dur' deriz. Orada sıkıntı yok Takım başsız kalmasın diye Florya'da kaldı. Artık bu karar alındıktan sonra uygulamasını kritik etmemek lazım. Uygulama tabii ki böyle olacaktır, o iyi bir G.Saraylı'dır. Biz kime başvuracağız da 'Takımın başında çık' diyeceğiz. Onun için bence göndermeme yoluna gitmek lazımdı. Onu da niye söylüyorum, çünkü Fatih Hoca o alternatifi sunduğunu söylüyor. Yani hiç o alternatifi sunmasaydı, ısrar edilmeyebilirdi. O zaman başkana katılabilirim. 'Benden buraya kadar' derse yapılacak birşey yok. Ama sezon sonuna dek kalma opsiyonu da varmış. O anda iyi niyetle verilmiş bir karar ama yerine oturmadı.."

Terim'in yerine kim gelir sizce?
"Artık önemli olan yeni hocaya destek vermek Çünkü, o zorluğu yaşadım. Terim'in ilk ayrılışının ardından Lucescu'yu getirdim. Fatih Hoca gittiği zaman arkasında önemli bir vakum bırakır. Çünkü Terim yalnızca hoca olarak doldurmuyor orayı. Bazı yükleri alıyor, boşlukları dolduruyor. Bir bakıyorsunuz, Terim bir yöneticinin, başkanın alacağı sorumlulukları da almış. Şimdi Terim gidince, o boşluklar kalır. Yerli hoca da olsa, Terim'in yerini dolduramaz. Umutsuz değil ama uğraş gerektirecek. Terim gittikten sonra Lucescu'yu kamuoyuna kabul ettirebilmemiz, Beşiktaş'a gittikten sonra oldu."

Kaynak: Sanem Altan'ın röportajı / Vatan Gazetesi

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları