Hani sözlerin anlatmaya yetmediği anlar vardır ya. İşte öyle birşey bu şampiyonluk. Ligin 1. haftasıyla 34. haftası arasında neler yaşandı neler. Ama 34. hafta sonunda saat 20:45'te yaşananlar unutturdu hepsini... Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Şüphesiz ki bu başarının baş mimarı futbolcular... Diğer takımlardaki futbolcular günü gününe ödemelerini alırlarken, onlar aylarca paralarını alamadılar. Yeri geldi sabırla beklediler, yeri geldi idmana çıkmayarak isyan ettiler. Ama hiçbir zaman Galatasaray'a ve camiaya leke düşürecek birşey söylemediler. İdmana çıkmadıkları günün ertesinde bile, sahada Aslan'lar gibi mücadele edip formalarını terleriyle ıslattılar. Ondandır ki hepsi, Ali Sami Yen'de şampiyonluk ilanından sonra, emeklerinin karşılığını aldıkları için sevinç gözyaşlarına boğuldular.
Maç sonunda Mondragon'u gördüm, Hakan Şükür'ü, Hasan Şaş'ı ve diğerlerini... Hepsi de kendinden geçmiş, böyle zorlu bir dönemde gelen şampiyonluğu doyasıya kutluyorlardı. Gözleri kıpkırmızıydı hepsininde sevinç gözyaşlarından. İşte böyle birşey Galatasaray sevgisi, işte böyle birşey o 2000 yılındaki ruh. Ne denilebilir ki, sadece saygı duyuyorum bu inançlarına, ruhlarına ve mücadellerine...
Saha kenarına baktım, Teknik Direktör Eric Gerets'in de futbolculardan aşağı kalır yoktu sevinmekte. Nasıl sevinmesin ki? O değil mi geldiği günden beri efendiliğiyle, adamlığıyla herkesin beğenisini kazanan. Rakipleri hakkında hiçbir zaman ipe sapa gelmez yorumlar yapmadı Gerets, adam gibi konuştu, Galatasaraylı oldu. Yenildiğinde suçu ne futbolcusuna attı, ne de "paramız yok" dedi. Çalıştı çalıştı çalıştı... O zor günlerde bile, takımdan ayrılacağı söylentilerine Aslan'lar gibi çıkıp "Kovulana kadar buradayım" demesini bildi.
Yeri geldi formayı 17 yaşındaki Aydın'a, Ferhat'a verdi. Yeri geldi koskoca Hakan Şükür'ü yedek oturttu. Yedek kulübesindeki her futbolcu çalışmasının, başarısının karşılığını alacağını bilerek çıktı idmanlara. Teşekkür ediyorum Gerets. Herşeyden önce Galatasaray camiasına yakıştığın ve bu şampiyonluğu yaşattığın için...
Şampiyonluğa en çok sevinenler ise taraftarlar oldu. Onlar da zaman zaman yönetimi protesto ederek tribünlere gelmediler. Ama yeni seçimlerde Adnan Polat'ın yönetime girmesiyle yavaş yavaş dolmaya başladı tribünler. Ben mutluyum, çünkü taraftarlar yönetime nekadar karşı çıksalar da, takımlarını desteklemeleri gerektiğini anladılar. Onlara da destekleri için teşekkür ediyorum. Tribünlerde hiç susmazsınız inşallah...
Şampiyonluk yönetime ise rahat bir nefes aldırdı. Canaydın önce Adnan Polat'la sonra da şampiyonlukla tepkileri bir nebze olsun durdurdu. Özellikle Adnan Polat'ın, yönetime girdiği kısa sürede çok işler başardı. Herşeyden önce en zor döneminde camiayı toparladı, inançları tazeledi. Ergun Gürsoy'un ise bir açıklamasından dolayı tepki çekmesine rağmen Galatasaray'a kazandırdıklarını kimse inkar edemez. Ve diğer yöneticiler... Hepsine teşekkür ediyorum. Böyle büyük bir camiayı yönetme sorumluluğunu yüklendikleri için...
Böylesini ancak Galatasaray yapardı...