Yönetim Kocaelispor maçından sonra Skibbe ile yolları “ligde kaybedilmemesi gereken puanları fazlasıyla kaybettiği” için ayırmıştı, yerine gelen Büyük Kaptan’dan beklentimiz ise Skibbe’nin yönetiminde kaybedilmemesi gereken puanlara son verip bunları telafi ederek takımı şampiyonluk potasına sokmak idi..Diğer bir deyişle bekletimiz ligin geri kalan haftalarında daha önceden yaşanmış olan beklenmedik kayıpların telafi edilmesi yönünde idi…Ne yazık ki geçtiğimiz 3 hafta gösterdi ki, bizim bir önceki cümlede çizdiğimiz vizyon ile Bülent Hoca’nın vizyonu henüz uyuşmuyor, uyuşamıyor..
İlk 3 resmi maçta alınan 3 tane 1 farklı galibiyetten sonra son 2 resmi maçta alınan 2 beraberlik..
Bir açıdan bakıldığında son 5 maçtır yenilmeyen, UEFA’da çeyrek finale göz kırpan bir Galatasaray, diğer açıdan bakıldığında ise lig sıralamasında önünde yer alan takımların toplamda 11 puan gerisinde yer alan lig beşincisi Galatasaray…
Fenerbahçe’nin Cuma günü puan kaybetmesiyle, Trabzon deplasmanından alınacak olası bir 3 puan takımı sıralamada 3.’lüğe taşıyacak idi..Önümüzdeki hafta moralsiz ve formsuz Eskişehir ile Pazar akşamı oynamadan önce lig sıramalasında önümüzde yer alan 2 rakibimiz birbirleriyle oynamış olacaklar ve ASY’de alınacak muhtemel bir galibiyetle uzun bir aradan sonra 2. sıraya kurulmuş olacaktı…
Ligin son 9 haftasına girilirken geride kalan tüm maçlarımızı kazanırsak güle oynaya şampiyon olabilecek bir duruma gelecektik..
Olmadı..
Bu mantık, taktik ve değişikliklerle olamazdı da..
Bülent Korkmaz hafta arası sorun yaşadığı Lincoln’ü tamamen devre dışı bırakarak, takımı “buraya yenmeye değil, yenilmemeye geldik” parosı ile sahaya sürerek, bu sezon attığımız gol ve yaptığımız asistlerin % 90’ını sağlayan Altın Beşli “Kewell-Lincoln-Arda-Baros-Nonda”dan hiçbirinin sahada yer almadığı bir 11 ile maçın bitmesine göz yumarak belki de ve -büyük olasılıkla- bizi şampiyonluktan etti…Rakibi lüzumsuz yere gözünde büyüttü, defanslarının ağır olduğunu üzerlerine buradan gitmemiz gerektiği konusunu es geçti. Oynadığı her takımda tek özelliği rakibe devamlı dirsek atıp, kendine atılmış gibi kendini yerden yere atan Egemen’i ekarte etmek için en verimli yol olan “Lincoln ile oynama”yı aklından bile geçirmedi..
Sonuçta geçen sene S.Çalık’ın mucize golü ile Trabzon deplasmanından şampiyonluğun ilk ama en önemli sinyallerinden birini vererek dönen takımımız belki de bu seneki şampiyonluğu bu defa Hüseyin Avni Aker’de bıraktı…
Bu saatten ve puan durumundan sonra şampiyon olunmaz mı? Elbette ki olunur, ama bu mantık ve şablonla değil..
Umarız Bülent Hoca ve oyuncularımız Perşembe günü kendilerinden her zaman her ortamda beklediğimiz akıcı, saldırgan, modern oyunlarını ortaya koyup Avrupa Kupaları’nda 6. kez çeyrek finale çıkmanın keyfini bize yaşatırlar..