Hoşbulduk Euroleague

Dünkü maçın özeti yandaki fotoğraf gibiydi aslında. Lakovic attıkça attı, en gereken yerlerde yine attı, yine attı...

BLOG - 7/24 Basketbol

Dünkü maçın özeti yandaki fotoğraf gibiydi aslında. Lakovic attıkça attı, en gereken yerlerde yine attı, yine attı...

Maça iyi başladık, ilk 3-4 dakikaya bakılırsa bu maçı rahat alırız havasına girdik hepimiz. 21-13 öne geçtikten sonra ise periyot sonunda bir anda karmaşaya düştük, fark kapanıverdi. 2. periyodun başında da bu seriyi devam ettirdi Prokom ve 23-21 öne geçtiklerinde 10-0'lık bir seri yemiş olduk. Daha sonra alan savunmasına döndük, bu pek işe yaramadı ama hücumda bu sefer Tutku ve Shumpert ile cevap verebildik onlara ama periyot sonunda üst üste yediğimiz 4 sayı ile devreye 37-32 geride girmiş olduk.

Geçen sene en büyük sorunumuz olan 3. periyotlar bu sene ise darbeyi vurduğumuz periyotlar olacak gibi gözüküyor. 17-2'lik seri ile girdik periyoda, bu bölümde özellikle Gordon ikili oyunlar üzerinden yaptığı asistlerle etkili oldu. Periyot sonunda ise 11 sayılık farkı yakalamıştık. 4. periyoda yine Lakovic'in üçlüğü ile başladık, daha sonra Shumpert'ın da üçlüğü ile skoru 68-50'ye kadar getirdik. Burada artık hepimiz rahatlamıştık ve maçı kazandığımızı düşünüyorduk. Ama işte Euroleague'in farkı da burada ortaya çıkıyor zaten, 3-4 dakikalık rehavet 20 sayılık farkın erimesine neden olabiliyor ve aynen de öyle oldu. Maç sonunda serbest atışlarda 6'da 2 ile oynamamıza rağmen Andric'in kritik basketi ile maçı kazanmayı bildik.

Burada söylemek, hatta eleştirmek istediğim 1-2 nokta var. Oktay Mahmuti'ye tapıyorum desem yeridir, bu takımı şu durumdan daha iyi bir noktaya dünya üzerindeki başka hiçbir koç taşıyamazdı. Ama nacizane eleştirmek sanırım yanlış olmaz, hele ki kazandığımız bir maçın arkasından...

Shumpert-Motiejunas eşleşmesi ilginç olacak demiştik. Maalesef savunmamız burada çok aksadı, maçı dengeye getiren de bu faktördü zaten. Shumpert'ın 4 numarada ne kadar verimli olduğunu biliyoruz ama savunmada aksayıp, üstelik hücumda da şutlarını kaçırdığı zamanlarda, misal 4. periyot, burada alternatif bir planımızın olmaması kötü. Songaila da bu maçta beklediğim katkıyı yapamadı, onun bu tarz savunması zayıf 4 numaralara karşı hücumda dominant olması gerekiyor ki savunmadaki bazı dezavantajlarını tolere edebilsin. O kötüyken, Shumpert hamlesi tutmamışken, Cevher'e de güvenemiyorken belki Furkan'ı 4'e kaydırma hamlesini düşünebilirdik. En azından dünkü gibi rakibin 4 numarası 2.10'un üzerindeyse bunu rahatlıkla yapabiliriz.

Diğer bir eleştirim de kısa pozisyonu üzerine olacak. Lakovic dün inanılmaz oynadı, şutlarını soktu, ribaund ve asist yaptı. Top kaybı yaptığı 1 pozisyon hariç kusursuz oynadı desek yeridir. Lakovic büyük bir tecrübe belki ama bu kadar iyi oynadığı günde bile onu 35 dakika sahada tutmak pek akıl karı değil gibi. Shipp zaten 35 dakikaya yakın süre alıyor bu tip maçlarda, bir de bunun üzerine Lakovic'i de böyle kullanırsak rotasyondaki diğer oyuncularımızdan istenilen verimi alamayabiliriz.

Bu konuyla ilgili değinmek istediğim oyuncu ise Tutku Açık. Geçen sene F4'ü zorlayan Euroleague takımı Fenerbahçe Ülker'e karşı bu takımı tam bir lider olarak oynatan ve hücum performansı ile şampiyonluğu neredeyse tek başına kazandıracak olan Tutku'nun bu sene sezon başından itibaren süre gelen ama özellikle bu maçta çok göze batan az süre alma durumu açıkçası beni üzüyor.

Evet Ender tecrübeli, Lakovic Euroleague'in ağır abilerinden ama Tutku'nun o saha görüşü, hücumda takımın gücünü tek başına 1 gömlek arttırması gibi etkenler ile ben en az bu 2 oyuncu kadar oyuna etki edebileceğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda da az oynamıştı ama ona tercih gözüyle bakmıştık, ki zaten o maçta 2. uzatmada maçı koparan oyunculardan biri de Tutku'ydu, dün de sadece 7 dakika oynadı. Kaldı ki bu oynadığı sürede 5 sayı 1 asist 1 top çalma 1 top kaybı gibi iyi iş yapmıştı.

Yanlış hatırlamıyorsam maçın son periyodunda Lakovic çıkmadan oynadı, burada elimizde Tutku gibi bir oyuncu varken niye onu kullanmayıp Lakovic'in maçın sonunda diri olmamasını sağladık merak ediyorum. Üstelik 18 sayılık farkın kapandığı bölümde Ender-Lakovic-Gordon üçlüsünden yapılabilecek tüm ikili kombinasyonları denedik ama hiçbiri çare olmamasına rağmen Tutku'yu kullanmadık. Geçen sene dillere destan olmuş, herkesin bildiği Tutku-Andric ikili oyununun da tarih olmasına bu gidişle az kaldı, çünkü Tutku'nun oyunda olduğu kısıtlı sürelerde Andric kenarda oluyor.

Yukarıdaki eleştirileri mağlup olduğumuz bir maçtan sonra yapmak yerine, elbet bir gün mağlup olacağız çünkü, böyle çok önemli bir galibiyetten sonra yapmayı uygun gördüm. Bu konuda Oktay Hoca'ya ve muhteşem ekibine de sonuna kadar güveniyorum zaten ama hep daha iyisini istediğimiz için bu tip eleştirileri bu sene daha sık yapabilirim gibime geliyor. Bu 2 eleştiriyi de yaptıktan sonra Euroleague tarihimizin ilk maçında ilk galibiyeti üstelik deplasmanda alan takımımızı kutlayalım, bu yolda onları hiçbir zaman yalnız bırakmayacağımızı, daima destekleyeceğimizi de belirtelim.

Sıra sende Unics Kazan, ne kadar bahtsız olduğunuzdan henüz haberiniz yok...
Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları