"Başarıda torpil olmaz!" İmparator katıldığı panelde liderlik dersi verdi!

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen panelde izleyicilerin büyük ilgisiyle karşılaşan Fatih Terim, yaptığı konuşmada, spor yaşamı boyunca karşılaştığı güçlüklerle nasıl başettiğini ve bugünkü kariyerini elde etmek için geçtiği aşamaları anlattı. Sporda ve değişik mesleklerde kariyer yapmak isteyen insanlara, bugüne dek yaşadığı olaylardan örnekler veren Terim, kendisine başarıya ulaştıran en büyük faktörün tarzını ve kişiliğini ortaya koyarak çok çalışmak olduğunu söyledi.   

Terim, toplantıda konuşmacı olarak yer alan Galatasaray Kulübü Psikolojik Danışmanı Prof.Dr.Acar Baltaş’ın şans faktörünün varlığı konusundaki düşüncelerine katılmadığını belirterek, “Ben şansa inanmadığımı birlikte çalıştığım insanlara her zaman ifade ettim. Şans, talihti derken realitelerden hep uzak kaldık. Bahane üretmenin herhangi bir başarıyı getireceğine inanmıyorum” diye konuştu.
Futbolcuların kaleye oldukça yakın mesafeden gol kaçırdığında bunu şanssızlık olarak yorumladığını, ancak golü attıklarında da şans faktöründen sözetmediklerini anlatan Terim, “Bahane üretmekte üstümüze yok” dedi.

Yaşamı boyunca birlikte çalıştığı insanlarla sorumlulukları paylaştığını vurgulayan deneyimli teknik adam, en çok kızdığı şeyin beraber çalıştığı kişilerin sorumluluk almaması olduğunu bildirdi. Böyle olunca da tüm yetki ve sorumlulukları kendisinin aldığını kaydeden Terim, “Gerektiği zaman ‘ben yaptım’ demekten çekinmem. Çünkü bazı yapılan şeylerin mütevazılığı yoktur” diye konuştu. Ortaya koyduğu hedeflere büyük bir sabır göstererek ve basamakları tek tek çıkarak ulaştığını ifade eden Terim, “Hedefe, sabır ve küçük adımlarla gidilir” dedi.

32 yaşında Ankaragücü Teknik Direktörlüğü görevini yaptığını daha sonra da Göztepe, Altay ve milli takımlarda görev yapıp Galatasaray’a geldiğini anlatan Terim, çalışmalarında her zaman kendi tarzını ve kişiliğini ortaya koyarak başarıya ulaştığını vurguladı.

Milli takımdayken 3 ay eşini ve çocuklarını görmediğini anlatan Terim, “Türkiye’nin her tarafını karış karış gezerek yetenekli isimleri belirledik. 1990-2003 yılları arasına damgasını vuran bu nesli, arkadaşlarımızla hep beraber yarattık” diye konuştu.

Birlikte çalıştığı insanların kendisine inanmasını sağlamanın önemli olduğunu vurgulayan Terim, “İşinizi iyi bilirseniz, beraber çalıştığınız insanları size inandırmamanız mümkün değil” dedi.

Terim, sözlerini “1993’te takımın başına geldiğimde oyuncularıma şöyle dedim: ‘Kaybetmekten korkmayın, çıkın oynayın. Maçın sonunda da ne kaybettiğinize değil ne kazandığınıza bakın. Görevinizi layıkıyla yapıp kaybederseniz, o kayıptan bile birşeyler çıkarırsınız. Oyuncularıma ayrıca (Yıllarca savunma yaparak mağlup olduk. O zaman hücum ederek mağlup olalım) dedim ve bu düşünceyle yola çıktık. Çeşitli başarılar elde edildi ve sonunda da aslan gibi dünya üçüncüsü oldular” diye sürdürdü.

Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı kazandığı yıl İstanbul’da AFC Leeds United ile yaptığı maç öncesi yaşadıkları bir olayı anlatan Terim, “Kitapların yazmadığı şeyler de var. İşin bir pratiği var. Bunu da yaşamada ve, görmeden bilemezsiniz. Bu maç öncesi bir oyuncum tıraş olmak için kullanacağı jiletle kaza sonucu dizini kesti ve 8 dikiş atıldı. Bu kitapta yazmıyor, böyle bir durumda nasıl karar vereceksiniz. O oyuncuma hiç oynamadığın kadar mükemmel oynayacaksın, profesyonel bir futbolcunun bu şekilde sakatlanmaya lüksü yok dedim. Maça çıktı ve çok da güzel oynadı” dedi.

Rekabet ortamı içinde hiçbir olumsuz olayın insanları geriye itmemesi gerektiğini anlatan Terim, “Bu rekabet ortamı içinde sizi altetmek ve geriye düşürmek isteyen çok kişi olacaktır. Yan yoldan hiçbir zaman doğruya gidilmez. Ben yan yoldan hiçbir zaman hedefe gitmedim. Hep doğru yolu kullandım. Hiçbir hadise ve negatif bir olay sizi geriye itmemelidir” diye konuştu.

Terim, başarıya giden yolda düzenli ve disiplinli çalışmanın yanında, geniş ufuklar ve düşlerin de önemli olduğunu söyledi. UEFA Kupası’nı kazanacaklarını söylediğinde kendisine “hayalci” ve “çılgın” yakıştırmalarını yapanların olduğunu anlatan Terim, “Final oynasak bize yeter” biçimindeki sözlere de çok takıldığını ifade ederek, “Bu sözü sevmem. Finale kadar gelen adam kazanmaz mı? Siz kazandığınız paranın yüzde 100’ünü istemez misiniz?” diye konuştu.

Terim, Fenerbahçeli olduğunu ifade eden bir dinleyicinin, “Türkiye’de başarısız olan teknik direktörün gönderilmesi gibi bir düşünce hakim. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizin hiç ‘şanslıydık’ dediğiniz bir an olmadı mı?” biçimindeki sorusuna, “Türkiye’de böyle bir anlayış var maalesef. Ben başarının istikrardan geçtiğine inanıyorum. Galatasaray’a geldiğim ilk sezon şampiyon olmasaydık, ben istemeden gitmezdim. Neden? Çünkü, Galatasaray Kulübü bir sürü çalkantıyı prensiplerine değişmeyecek kulüplerin başında gelir. Günü düşünerek kolay bahanelerden kaçınalım. Başarıda torpil olmaz, ben kendi kardeşime bile futbolu bıraktırdım” yanıtını verdi.

Bu arada Çanakkale Üniversitesi’nden gelen bir öğrenci, "Büyüdükçe küçüldüğünüz için teşekkür ederiz. Bu derslerimizde öğrendiğimiz bir deyimdir yanlış anlamayın" derken, Terim kendisine uzatılan bir kağıdı da almak isteyince genç öğrenci, "Dinler misiniz?" diyerek tepkisini gösterdi, "Şansa inanmıyorum dediniz, peki ilk yıl şampiyon olamasaydınız buralara gelebilir miydiniz?" diye sordu. Terim ise, "Ben başka yere baksam da dinlerim. Zaten onun için lider olunuyor" dedi.

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları