Baliç: "Fatih Terim beni baştan yarattı!" Son haftaların formda ismi, sırrını işte bu kelimelerle özetledi

Türkiye'nin transfer rekortmeni olarak 9 milyon dolara Bursa'dan F.Bahçe'ye geldi ve yine rekor bayrağını elinde tutarak 17 milyon dolara Real Madrid'e gitti. Aradan geçen yaklaşık beş yıl içinde ne sahada buldu huzuru, ne de özel yaşantısında. Kendi ifadesi ile Fatih Terim daha ilk günden itibaren onu sarıp sarmaladı ve Baliç beklediği huzuru Florya'da buldu. Ve kendi deyimiyle Terim onu baştan yarattı. Baliç her şeyi anlattı.

Sonunda bize yine eski günleri yaşatmaya başladın. Yolculuk çok uzun sürmedi mi?
"G.Saray'a geldiğim için çok memnunum. Lig başladığında ilk yedi hafta oynayamadım. Fizik olarak kendimi hazır hissetmiyordum. Bunu hoca ile de konuştuk. Bana (Sabırlı ol, her geçen maçta daha iyi olacaksın) diyerek destek oldu. Son haftalarda oynamaya ve kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Oynadıkça daha iyi olacağım. Ben öyle bir oyuncuyum."

Real'de tutunamamanın sebebi neydi?
"En büyük nedeni, ilk başlarda sakatlıktı. Hoca da değişti. İspanyol, oyuncularını tutuyordu. Ben hep serbest oynuyordum. Orada böyle oynamak için çok büyük isim olmak gerekiyordu. Gittiğimde (Bu da kim?) dediler. Kredim yoktu. Oysa F.Bahçe'de Löw (Sen sahada dur yeter) diyordu. Ben ısrarla (Ya böyle oynayacağım ya hiç oynamayacağım) diye direndim. Bugün ise maçlara bakıyorum; Zidane - Figo bile koşuyor. Baktığım zaman harbiden hata yaptığımı anladım. O oyunla, anlayışla orada oynayamazdım. Şimdi futbol çok ilerledi ve kimse böyle oyunu beklemiyor."

F.Bahçe'deki sıkıntılı döneminde Mustafa Denizli sana yardımcı olmadı mı?
"Mustafa hoca başlarda beni oynatıyordu. Ankaragücü kupa maçında oyundan alınmama soyunma odasında tepki gösterdim. Ondan sonra bir daha beni hiç oynatmadı. Hata yapmış olabilirdim, beni çağırabilirdi. (Burada yanlış yaptın, bu hareket kötüydü) diyebilirdi. Aslında daha garip olan ben oynarken kendi getirdiği adam olan Revivo'yu oynatmamasıydı. Hatta Revivo, Galatasaray maçında oynayamadığı için de çok kızgındı. Sonra durum tam tersine döndü. Başkan beni seviyordu. Belki de Mustafa hoca beni yedekte tutarak ona mesaj göndermek, burada patron benim demek istedi."

Kendini bulmaya başladığına göre yine kafanda Avrupa'ya gitmek var mı?
"Öncelikle üç yıllık kontratım var. Burada çok iyi oynamak, çok faydalı olmak istiyorum. Şu anda kafamda Avrupa yok. Bu halimle kimse de beni istemez zaten. Önümüzdeki sezon benim için daha önemli."

Fatih hoca için ne düşünüyorsun?
"Beni getirdi ve sahip çıktı. Benim de hem Fatih hocaya, hem de kulübe karşı sorumluluğum var. Beni getirmesi büyük riskti. Sakatlık vardı, seyirci tepkisi olabilirdi. Benim kefen lafını söylemediğime inandı. Hoca olarak hırslı ve kızgındı. İlk başta (Hata yaparsak ne yapacak) diye korku duyduk açıkçası. Diğer oyuncular nasıl davranması gerektiğini iyi biliyorlardı. Günler geçince tanıdık. Baba gibi davranıyor, sahanın içinde hırslı. Barcelona maçında kaçırdığım pozisyonda kahroldum. Öbür hocalarla birlikte odama gelip benimle konuştu, sahip çıktı. (Futbolda her şey olur, kaçırmak da var) dedi. Beni sanki yeniden yarattı. Sahada o kadar sert bir adam, sonra da sahip çıkıyor. Her futbolcusu gözünü kapatır, onun arkasından gider. Hepimiz inanıyoruz."

Beşiktaş hakkında ne yorum yapacaksın?
"Beşiktaş iyi performans gösterdi. Ancak son haftalara yaklaştıkça eskisi gibi oynamıyorlar. Belki stresten kaynaklanıyor. İyi kadrosu var. 100. yıl olduğu için ayrı bir değeri var şampiyonluğun. Onları yenmek zorundayız. Ve onları kesinlikle yeneriz."

İki F.Bahçe maçında da oynamadın. İlkinde kadroda yoktun, ikincisinde ise yedektin.
"İlk Fenerbahçe maçında sakatlandım. Ben oynamak isterdim çünkü sonuçta bir derbi maçı. Benim için belki biraz değişik olurdu. Doğal bir şey. Figo'ya bile hala protesto yapıyorlar. Ama oynamadık. Hocam da beni düşünmüş olabilir. Baskı olmasın, performans gösteremeyeceğim diye..."

Bir klasik soru daha... Ne olacak bu Fenerbahçe'nin hali?
"Oyuncularda da, taraftarda da, yöneticilerde de aynı problem var. Bir maçı düşünüyorlar. (Aman bu G.Saray maçını kazanalım da ne olursa olsun, sonrasına bakarız) diyorlar. Onu kazandığı taktirde 4-5 hafta idare ediyorlar. 6-0'dan sonra F.Bahçe takımı toparlanamadı, bir sürü sorunlar oldu. Bu takıntıdan kurtulmaları gerekiyor."

Futboldan çok özel yaşantın ön plana çıktı.
"Fenerbahçe'deki ikinci senemde sorunlar oldu. Umutlarla geldim, oynamak için. Psikolojik olarak dağıttım, kendimi sokağa attım. Takım iyi gidiyordu. Oynamadığım zaman benim payım yokmuş gibi hissettim. Şampiyonluğa doğru düzgün de sevinemedim. Yaptığım yanlıştı."

Bu sene evinin erkeği mi oldun?
"Sıfırdan başladım. Böyle olması da gerekiyordu. Son 5-6 yıl acayip şeyler yaşadım gerçekten. Birdenbire çok yükseldim. Fener'in en büyük transferiydim, sonra Madrid'e gittim. Sonra birden bire altım boşaldı, en dibe düştüm. Sakatlıklar, psikolojik problemler, yedek kalmak... Artık yaptığım hataları biliyorum. "

Klasik bir soru. Fenerbahçe ile Galatasaray'ın arasındaki farkı söyler misin?
"İki camia da çok büyük. Galatasaray'da herkesin ne iş yaptığı belli. Fenerbahçe'de ise biraz karışık. Antrenörün işine, başka işlere karışıyorlar. Burada tek adam var; Fatih hoca. Her şey onda. Galatasaray'da arkadaşlık var. Maç sırasında yedek kulübesinde oturan oyuncuların heyecanı, herkesin oynuyormuş gibi maça asılması çok önemli şeylerdir. Sahanın dışında da aynı arkadaşlık var. Sürekli görüşüyoruz. Hoca da zaten bize (Kimsenin suratını asık görmek istemiyorum) diyor. Yedek kalmayı sindiremem ama burada yedek kalsam bile haksızlığa uğramış gibi hissetmiyorum."

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları