Attention! You May Fall Into The Sea

19 Eylül 2001'de Ümit'in golü ile Lazio'yu yendiğimizden beri  Avrupa'daki grup maçlarına galibiyetle başlayamamıştık..Dün geceki galibiyet herşeyden önce bu açıdan anlamlı benim için sevgili okurlar..Maçın değerlendirmesine geçmeden önce; 7 yıl aradan sonra gelen bu galibiyeti çok ama çok önemli bulduğumu belirtmek istiyorum..

Sezonun en kalabalık taraftar topluluğunun önüne artık klasikleşmeye başlayan ve her geçen gün daha oturan 4-1-4-1 taktiği ile çıktık..Meira'nın Portekiz  Milli Takımı ile beraber eş zamanlı götürdüğü ön liberoluk görevi on yıllardır maçları omuzomuza seyrettiğim sevgili arkadaşım Emre Uğurlu'yu da memnun ettiğinden bana maç başlar başlamaz şöyle dedi : “Bu sayede Ayhan daha ileride oynuyor ve takım savunması daha ileri de başlıyor, bu sebepten 2 maçtır gol yemiyoruz”.

Tespitinde haklı çıktı Emre, zira Arda'nın da oyunun 2 yönünü mükemmele yakın oynamasıyla takımda ısıran adam sayısı artıyor ve rakibin üretmeye çalıştığı çoğu atak başlamadan bimiş oluveriyor..Dikkat edin; Lincoln bile çoğu pozisyonda ortayı kapatmak adına daha defansif koşular yapmaya başladı...Lincoln haricinde Kewell ve Baros'u hücum hattının diğer elemanları olarak düşününce, orta ve ileride oynayan 6 oyuncumuzla defansif devrim yapmaya çalışıyor Skibbe..Baros'un her ne kadar skor yansıtamasa da çok etkili koşuları oluyor, en ileride tek başına oynamasına rağmen yaptığı koşularla defansı oldukça yıpratıyor ve bu boşlukları Kewell, Arda ve Lincoln gayet güzel kullanıyorlar.

Aslında maçla ilgili saatlerce yazabilirim, çünkü başta dediğim gibi bu galibiyeti çok ama çok önemsiyorum ve takımımızı ait olduğu yerde grubun zirvesinde görmek keyfime keyif katıyor sevgili okurlar..Skibbe'nin takımı total futbolu sahaya yansıtmaya çalışırken iznizle burada Ayhan'ı, Arda'yı ve Sabri'yi ayrı bir yere koymak istiyorum..Bilhassa yurt içindeki rakiplerimizde olmayan bir durum bu; kendi nüvemizden çıkan bu 3 Aslan, hem oynadıkları futbolla hemde saha içerisinde her anlamda gösterdikleri etkinlikle baş tacı edilmeyi sonuna kadar hakediyorlar...Ne yorulmak nedir biliyorlar; ne duruyorlar..Hem Cimbom'u hemde Milli Takımımızı sırtlarında taşıyorlar; bize düşen ise sadece Onlara hakeetiklerini vermeye çalışmak oluyor...

Dünki maçın kahramanlarından biri de Eski Açık'tı...Yaptıkları inanılmaz tezahürat yeri göğü inletti..Maç başında açtıkları “Attention! You May Fall Into the Sea”  pankartının maç sonunda “Sorry Neighbour, You Fell Into The Sea, Eagean Sea..” şekline dönüştüğünü hatırlatmakta fayda görüyorum..

Sevgili okurlar, izninizle bu galibiyeti  Kaptan Hasan'a armağan etmek istiyorum..Eminim Florya'daki evinde; kucağında Yusuf Deniz, yanında eşi Sibel'le heyecan içinde izlemiş en az sahadaki kadar terlemiştir..Şimdiden geçmiş olsun Hasan; bu seneki Kadıköy seferini kaçıracak gibi görünüyor olsan da seneye de olsa  seni takımın başında görmek dileğiyle,

Sevgilerimle,

Ant İpek

Not: Buradan İstanbul Emniyeti'ne bir ricamız olacak; Likör Fabrikası'nın sokağına parkeden tüm araçların lastikleri maç sonunda indirilmiş; çoğu aracın camları kırılmıştı..Bu konuda yetkilileri uyarmanın faydalı olduğunu görüyorum..Arcaı hasar gören tüm taraftarlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum..

 

Webaslan'a devam... Webaslan Mobil Uygulamaları