Makale Yaz
sporadami
Bu haberi yazdır
FATİH TERİM VE ACI GERÇEKLER
 Eyl
29
 2013

FATİH TERİM ve ACI GERÇEKLER

Türk sporu şike, doping, ırkçılık ve benzeri her türlü ahlaksızlığı bünyesinde barındıran ve bu suçları işleyenleri adeta himayesine alan, koruyan kollayan bir zihniyetin boyunduruğu altında. Söz konusu zihniyetin hakim olduğu diğer tüm branşları bir kenara bırakarak futbol özelinde konuyu ele alalım. Göksel Gümüşdağ’ın organizasyon görevini üstlendiği, Yıldırım Demirören’in başkanlık makamında oturduğu bu zihniyet; medyada Aziz Yıldırım’a yakınlığı ile bilinen Rıdvan Dilmen, Sinan Engin gibi isimlerle ayakta tutulmaya çalışılıyor. Antrenörleriyle, futbolcularıyla, taraftarlarıyla tüm futbol dünyasının karşısında olduğu bu zihniyetin, hala Türk futbolunun başında bulunmasının tek sebebi ise siyasi iktidarın bu gruba verdiği destek. Türk futbolunu içinden çıkılmaz hale getiren ve tüm dünyada bin bir türlü rezillikle gündeme gelmesine sebep olan bu zihniyetin tek amacı ise Aziz Yıldırım önderliğinde yapılan şike faaliyetlerinde, ilgili kişilerin ve kulüplerin ceza almasını engellemek. Üstelik tapeler, mahkeme kararları ve UEFA kararları tüm Türkiye’nin hatta tüm dünyanın malumu iken.

Peki, bu zihniyete tüm futbol dünyası karşı olmasına rağmen korkusuzca sesini yükselten kim var. Söz konusu şike faaliyetlerinden birebir canı yanan Trabzonspor ve Bursaspor camiası ve o sezon ligdeki konumundan dolayı canı yanmasa da, değerlerinden ve kuruluş gayesinden yola çıkarak Galatasaray camiası. Söz konusu süreçte gerek Galatasaray yönetimi, gerekse Galatasaray taraftarı kendine yakışanı yaparak her türlü ortamda bu kirli düzene karşı muhalif tavrını ortaya koymuştur. Bu karanlık futbol iktidarı tarafından düşman bellenerek her fırsatta canı yakılsa da, pek çok bedel ödetilse de bu mücadeleden yılmadan ve kimseye boyun eğmeden yoluna devam etmiştir.

Örneğin söz konusu futbol iktidarı tarafından sırf Galatasaray’ın yolunu kesmek adına Playoff icat edilirken; Fatih Terim haftalarca tribüne gönderilmiş; Meireles kararı ortada dururken Melo aylarca futboldan men edilmiştir. Sezon ortasında kural değiştirip playoff icad edenler, iş yabancı kuralına geldiğinde; geçen seneden karar aldık, sezon başı da olsa kural değişmez demişlerdir.

Çekilecek cefalara rağmen bu boyun eğmeme meselesi önemlidir. Bu gün Beşiktaş başkanı, yönetimi ve hatta taraftarı her fırsatta Galatasaray’ı eleştirip, yermeye çalışırken, tarihlerinin en büyük belki de tek lekesini kulübe sürmüş Yıldırım Demirören’e hesap dahi soramamışlardır. Yıldırım Demirören’in başkanlığı döneminde gerçekleştirilen evrakta sahtecilik ve şike suçlarından Beşiktaş iki yıl Avrupa kupalarından men edilmiştir. Beşiktaş kulübünün bu konuda maddi ve manevi her türlü tazminat hakkı saklı iken Yıldırım Demirören’in şu anki konumundan çekinerek; ne Beşiktaş Yönetimi, ne Beşiktaş Kongresi, ne de Beşiktaş taraftarı bu hakkı kullanamamıştır.

Velhasıl, Galatasaray camiası kimsenin desteği olmadan bu kirli futbol düzeni ve temsilcileri ile yıllardır süregelen amansız bir savaş vermektedir. Bu savaşın en kızıştığı dönemler, Fatih Terim’e dokuz maç ceza verildiği ve federasyonun kurullarında savunması alınırken yüzüne dahi bakılmadığı dönemler olmuştur. Ancak ne yazık ki aynı Fatih Terim Milli Takım görevini kabul ederek söz konusu futbol zihniyetinin kurtarıcısı olmuştur, üstelikte bu zihniyetin UEFA kararları ile en zayıf düştüğü anda. Bu, bir savaşta en önde gelen ve en çok inandığınız komutanınızın size ihanet ederek saf değiştirmesinden farklı bir durum değildir.

Sayın Fatih Terim söz konusu görevi kabul ederken, bu görevi ifa edecek yeryüzünde başka teknik adam yokmuşçasına “ milli görevden kaçılmaz” gibi tuhaf bir söylemde bulunmuştur. Ülkenin gerçek sporseverlerinin Fatih Terim’den yerine getirmesini beklediği milli görev; dört maçlığına milli takımın başına geçmesi ve bu kirli futbol düzeninin bir parçası olmak değil, ülke futbolunun geleceği için bu karanlık zihniyetle mücadele etmesi ve bu rezil düzenden ülke futbolunu kurtarmak adına çaba sarf etmesidir.

Fatih Terim bir an önce aldığı kararı sorgulamalı ve bu kirli düzenin bir piyonu olmak yerine, gerekirse Türk futbolunun en tepesine, yani federasyon başkanlığına talip olarak bugün içinde bulunduğumuz bataklıktan kurtulmak için gerekli mücadeleyi vermelidir. Kendisinden beklenildiği gibi bir lider olarak.

 

FATİH TERİM’İN GÖNDERİLMESİ

Fatih Terim’in Galatasaray’dan gönderilmesi kararının bu yazdıklarımızla direk bir ilgisi olmadığı aşikâr. Zira Ünal Aysal ve Fatih Terim dönemi hep sorunlu olmuş, birlikte çalışmak adına ikisi de zaman zaman geri adım atmış ve özveride bulunmuştur. Ancak Milli Takım’ı uzun süre çalıştırma alternatifinin ortaya çıkması Fatih Terim’i biraz daha rahat ve fütursuzca davranmaya itmiş olabilir. Antalyaspor maçından sonra basın toplantısında ki tavrı bu izlenimi veriyor. Galatasaray yönetiminin sunduğu iki yıllık kontrat teklifine “birileri istiyor diye imza atmam” diyerek cevap vermesi, bu tavrı “fütursuzca” diye tanımlamamın sebebi. Sayın Başbakan rica etti diye veya Göksel Gümüşdağ aracı oldu diye Yıldırım Demirören’in ayağına gidip Türk futbolunun kökünü kazımış bir adamla el sıkışıp, uydurukta olsa bir imza atıyorsunuz. Ancak Galatasaray Genel Kurulu’nu temsil eden Galatasaray Yönetimi size kontrat teklif ediyor, tüm Galatasaray taraftarı, tüm Galatasaray camiası atacağınız imzayı bekliyor; verdiğiniz cevap “birileri istiyor diye imza atmam”. Bu noktadan sonra kimsenin Sayın Ünal Aysal’ın aldığı kararı sorgulamaya hakkı yoktur.

Bütün bu olanlardan sonra en acı tabloda Yıldırım Demirören’in son basın toplantısında Galatasaray’a nefretini kusmak için Fatih Terim’i bir figür, bir unsur olarak kullanması olmuştur. Bir Galatasaray efsanesi olan Fatih Terim nerde durduğunu ve kiminle olduğunu iyi sorgulamalıdır.

YAZIK..GERÇEKTEN ÇOK YAZIK.





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...