Uygunsuzlara uygun adım Marş marş!...
Fenerbahçe yönetimi her vesileyle herkese çatıyor. Dili de çok sivri. Nihat Özdemir kantarın topuzunu kaçırdı. Galatasaray'a dil uzatmaktan kendini alamıyor. Ezeli rakibimiz ebedi dostumuz dediği Galatasaray'a demediğini bırakmıyor. Sanki Fenerbahçe'nin başına gelenler Galatasaray yüzünden. Sanki şike olayının muhbiri Galatasaray!  
Webaslan.com
Uygunsuzlara uygun adım Marş marş!...
Top yuvarlaktır dedik ama bu kadar da değil.
Vade doldu!
Sabır taştı.
On aydır yaşananlar hepimizi canından bezdirdi.
Yetti artık.
Türk futbolunu bu hale getirenlere sesleniyorum; düşün artık yakamızdan.
Yallah!

Son olaylar tüy dikti!

Yıldırım Demirören Federasyonu öncekinden beter çıktı. Son kararları bir çuval incirin içine
etti. Yetmedi tüy dikti!
Galatasaray'ın PFDK'ya yollanması akıl tutulmasıdır.

Fenerbahçe'nin basın toplantısı,
Aziz Başkan'ın mahkeme salonunu terk etmesi, içerdeyken başkanlığa aday olması,
Aykut Kocaman'ın açıklamaları,
Terim'in hakem Tolga Özkalfa'ya hakaretleri
Akılla, ahlakla, kabadayılıkla bile bağdaşmaz!
Böylelerinin derhal futboldan el etek çekmesi gerektir.

M. Ali Aydınlar işi çıkmaza götürdü ama Allah'ı var Yıldırım Demirören'den iyiydi.
İlk kez başkanlık yapmasına, ummadığı gayya kuyusuna düşmesine rağmen (Fenerbahçe'yi
koruma içgüdüsü dışında) son ana kadar direnç gösterdi.
İşi savsaklaması, çok konuşması, her verdiği karardan dönmesi onu istifa noktasına getirdi
ama Demirören'in aldığı kararları almadı!



Yıldırım Demirören;
58'i değiştirerek,
105'i ilave ederek bir çuval incirin içine etti.
Fenerbahçe'nin kayrılması için bütün takımlar okka altına atıldı.
Hem de gereksiz ve haksız yere.
Galatasaray çarmıha gerilircesine suçlandı!
Ayıptır ama!
Demirören ve Etik Kurulu bunun hesabını vermeli.
Bir yandan 'günah çocuğu Play off' oynanırken, bir yandan sapla saman birbirine karıştı.
Hal böyle olunca da futbol yoğun bakıma girdi.
Ligin sonu karakolda bitecek!

Merak edilenler şunlardır;
1-Kulübünü büyük zarara uğratan, onca pahalı transfere rağmen başarısız kılan, UEFA'ca
sorgulamaya alınan Yıldırım Demirören, bir Beşiktaş'ı yönetemezken nasıl olur da bütün
takımları yönetir?
2 -Bütün üyelerinin saygınlığına inandığımız Özerk TFF'den böyle münasebetsiz bir karar
çıkarken, nasıl olur da yakından tanıdığımız; Ufuk Özerten, Prof. Dr. Fethi Heper ve
Taylan Üner
böyle bir kararın altına imza koyar!
İşi zamana yayıp kararı savsaklayan ve bizi UEFA nezdinde oynak ve beceriksiz insanlar
topluluğu haline getiren bu TFF derhal istifa etmelidir.
Bu devir bitmelidir.

Etik Kurulu esef merkezi oldu

Bir olayda, bir yılda iki etik kurulu raporu verildi.
İkisi de evlere şenlik!
Etik Kurulu'na da güven kalmadı.
Ya da Etik Kurulu'nun görüşünü TFF Başkanı tahrif ederek yorumladı!

Önce şunu bilelim;
Etik Kurulu yargı ve karar organı değil.
Onlar görüş bildirir. Hüküm PFDK'nındır.
Bakalım daha neler olacak.
Gerçekler ne zaman ortaya çıkacak!

Sıvamacı Digitürk, yandaş medya artık azıttı!

Her futbol olayını dram haline getirerek çarpıtan…
Her manşeti işine geldiği gibi yanlı atan, her isme ayrı yalakalık eden anlayış artık hak ettiği
toplumsal tokadı ensesine yemeli!

Bu ahval ve şerait içinde;
Canları yananların feryatları ayyuka çıktı.
Duyan yok!
Nezaket, saygı rafa kalktı, birbirine hakaret tavan yaptı.
Etik değerler kayıp!
Bizi bu hale sokanlar Allah'ından bulsun.
Allah da sonumuzu hayreylesin…

Açın gazeteleri bakın,
Açın yayıncı kuruluşu izleyin.
Taş gibi beyanatları hiç yorumlamadıkları gibi, yandaşı oldukları bazı kişi ve kurumların
sanki avukatı kesiliyorlar.
Olayları bu kadar çarpıtan bir medya,
Reytingi bu kadar düşünen bir görsellik olamaz!
Sayfalardaki fotoğraflar bile tahrik edici!

Galatasaray-Fenerbahçe maçı öncesi gazeteleri bulun;
Toplumu geren başlıklar ve iki yanında ağzını fırın kapağı gibi açmış iki futbolcu; Alex
ve Melo!...

Ya da başkaları.
Futbol anonsu değil sanki intikam mangası erleri…
Sanki namus yırtınışındaki kan davası tetikçileri…
Olmaz olsun böyle futbol!

UEFA asla anlaşmaya yanaşmaz!


Haberlere bakın;
UEFA karışmayacakmış. İş bağlanmış. Puan silinecekmiş.
Gidip görüşülmüş, ulusal yaptırım söz konusu değilmiş.
UEFA ile anlaşılmış!

Külliyen yalan!

UEFA hiçbir ülkeyle masaya oturup bu konuda anlaşmaz!
Şikeye sıfır tolerans.
Siyaset futbola girmeyecek, diyen UEFA bilin ki çanımıza ot tıkayacak!

Türkiye yabancı pazarı UEFA kapıyı kapatmak istemez!

Türkiye ithalatçı bir ülke. Takımlarımıza yılda yüzlerce yabancı futbolcu transfer ediliyor.
Bu ülkede hurda yabancılara bile büyük paralar ödeniyor.
Avrupa'da İstanbul büyük pazar.
UEFA bu pazarı futbola kapatmak istemez!
Bu çok önemli bir saptamadır. Ancak UEFA da aptal değil. Türkiye'yi kollamak uğruna
milyon euroların döndüğü saygın kurumuna şaibe sokmaz!
Çünkü;
Sponsorlar şikeye adı karışmış ülkelerin olduğu bir organizasyona para vermez!
Derhal çekilirler.
UEFA da bunu göze alamaz!
İstemeye istemeye cezayı basar!



FB'nin CAS açıklamasında polemik üretildi

Fenerbahçe yönetimi her vesileyle herkese çatıyor. Dili de çok sivri. Nihat Özdemir kantarın
topuzu kaçırdı. Galatasaray'a dil uzatmaktan kendini alamıyor. Ezeli rakibimiz ebedi
dostumuz dediği Galatasaray'a demediğini bırakmıyor. Sanki Fenerbahçe'nin başına
gelenler Galatasaray yüzünden. Sanki şike olayının muhbiri Galatasaray!

Nihat Özdemir'in basın toplantısında söylediklerini dünyaları versen bir Galatasaraylı
söylemez;
'Yapılan onca haksızlığa rağmen hep az ama öz konuşmaya devam ettik…'
'Başkalarına saldırmadık, hedef göstermedik, ortamı germedik…'
'Fenerbahçe ile başa çıkamayanların feryatlarıdır bunlar…'
'Saygısı olmayanların hezeyanlarıdır bunlar…'
'Her gün kupa bekleyenler, hukukun savunucusu olanların, hep atıp tutanların nefesleri
kesilecek!'

'Biz masumuz, bizler temiziz…'

Pes ama…
Bu beyanatlar toplumu huzursuz ediyor.

Nihat Özdemir'in kalitesi, umarım ki sarf ettiği bu sözlerin üzerindedir.
Fenerbahçe camiası da bu sözleri etmeyecek kadar saygın insanlar topluluğudur.

Fenerbahçe haklı-haksız tartışmam. Taraftarının kulübünü ve başkanını sahiplenmesi de çok
doğal, ancak yöneticilerin saldırgan tavırları hiç de hoş değil!
Büyük Fenerbahçe camiasına bu yapılanları da reva görmem!
Koskoca takımı bütün sene manevi baskı altında tutmak, suçluluk psikolojisiyle yaşatmak
TFF'ye yakışmaz.
Başkanı Aziz Yıldırım'ı bunca ay içerde tutmak da vicdanlara ters bir süreç.
Bunlar toplumda negatif düşünceler oluşturuyor.

Ancak;
Fenerbahçe'nin siyasi iradeyi zorlamak açısından sayısal güç olarak taraftarını kullanması da
hoş değil. Başkan Aziz Yıldırım'ın her vesile ile cezaevinden meydan okuması da tuhaf!
Fenerbahçe büyük bir camia idi. Ancak duayenleri suskun kaldı.
'Ben asırlık çınarım; yoluma başka bir başkanla devam ederim' diyeni çıkmadı.
Fenerbahçeliyi asla kınamıyorum, çünkü onlar suçlanan taraf. Doğaldır ki haklılıklarını iddia
edecekler. Kendilerini savunacaklar. Şikenin düne kadar kol gezdiği bir ülkede ilk feda
edilen olmak istemeyecekler. Bu konuda yerden göğe kadar haklılar.
Tavırlarında yanlışlar.

Fırsatını bulduklarında her yöne ateş açtılar. Hata ettiler.
Namus meselesi yaptıkları davayı CAS'tan geri çektiler.
Bazı futbolcuları gereksiz yere durmadan konuştu.
Aykut Kocaman hiç susmadı!
Dünyada bunun örneği yok. Messi''nin, Ronaldo'nun hukuka intikal etmiş bir konu hakkında
başkanları için hafta sekiz gün dokuz konuşacaklarını hiç sanmıyorum.
Mourinho'nun da başkanını bu kadar sahipleneceğini sanmıyorum.

Aziz Başkan bugünkü duruşma sonrası yine serbest bırakılmadı.
Fenerbahçe taraftarı polise saldırdı, iki polis yaralandı.
Ne günahı var polisin?
Başkanı bırakmayanlar adli makamlar.
Polis emniyet kuvveti!

Öyle bir viraja girdik ki direksiyonu toplamak zor olacak.
Topluca şarampole yuvarlanacağız!

CAS olayının iç yüzü

Fenerbahçe'nin CAS kararını geri çekişi de anlaşılamadı!
Başkan Aziz Yıldırım'dan icazet almadan kıpırdayamayanlar birden bire başkanlarının
arzusu hilafına namusumuz dedikleri CAS davasını geri çektiler.
Aziz Başkan da karar yönetimin dedi…
Hiç de inandırıcı değil!

CAS olayında Fenerbahçe daha başından yanlış yaptı.
Şampiyonlar Ligi'nden men edilmesinin hesabını Tahkim'den sorarken sadece TFF'yi itham
etti. UEFA'dan hiç bahsetmedi.
Başvurunun altında Avukat Haluk Burcuoğlu imzası vardı.
Oysa;
TFF'yi azmettiren olarak UEFA'yı da dava dilekçesinde belirtmesi gerekirdi.
Tahkim'den kararı alan Fenerbahçe CAS'a gitti.
Yanlış değil ama eksik!
CAS buna 'görevsizlik kararı' alır ve;
'Bunun UEFA ile bir ilgisi yoktur. Sorun, sizin iç meselenizdir, TFF ile halledin' der.
Fenerbahçe Yönetimi de bu yüzden kaybedeceği bir davayı geri çekmiştir.
Nihat Özdemir bunu da söylemeliydi.
Oysa Özdemir her zamanki kahramanlık menkıbelerine bir yenisini daha ekleyerek;
'Türkiye'nin EURO 2020 başvurusu olduğundan T.C.'nin menfaatleri için CAS davasını geri
çektik'
dedi.
İnandırıcı değil.

Ali Koç da medyayı suçladı, benim zavallı medyam tıs pıs!


Basın toplantısında Ali Koç Beyefendi de;
Medyayı araştırmadan yazmakla suçladı.
Medyadan bir kişi de çıkıp 'siz ne diyorsunuz Sayın Başkan, bize mesleğimizi öğretmeyin,
siz çok mu araştırıp doğruyu söylüyorsunuz. Söylemlerinizin çoğu gerçekleri
yansıtmıyor'
diyemedi!
Diyemezlerdi çünkü; şikayet üzerine, çalıştıkları medya grubundan nasıl atıldıklarını da
araştırmaları gerekirdi.

Bunları da Ali Koç biliyor.

Nitekim bir gazeteci o toplantıda Sayın Nihat Özdemir'e şöyle sordu;
'Fenerbahçemizi… Başlatacak mıyız…'
Bu da tarafsız olması gereken medya mensubu.
Fenerbahçeli yöneticiye sorduğu soruda Fenerbahçemiz diyebiliyor. Sanki gazeteci değil,
kulüp yöneticisi…

Bitmiş bizim futbolumuz.
Taraftarlık medyada tavan yapmış.

Adli Yargı ne iş yapar?

Biri bana şu iki sorunun cevabını versin;
1-Başkan Aziz Yıldırım her seferinde cezaevinden meydan okudu.
Sondan bir evvelki avaz; 'Galatasaray'ı yener şampiyon oluruz' idi…
Son avaz; '19 Mayıs'ta başkan adayıyım' oldu.
Medya da cezaevinden yükselen bu gergin mesajları her zaman manşetlere taşıdı.
Nitekim bugün yapılan duruşmada Aziz Yıldırım serbest bırakılmadı. 19 mayıstaki
Fenerbahçe seçiminde başkan adayı tutuklu olarak mı oy alacak?

2-Emre Belözoğlu Zokora'ya hakaretten dolayı PFDK'ya yollandı, Emre de ilgili
mahkemeye gidip medyaya yayın yasağı koydurdu.
Başkan Aziz Yıldırım on aydır cezaevinden bombardıman ediyor medya bu sözleri manşetlere
taşıyor ona yayın yasağı yok, Emre'ye var.
Adli makamlar delil karartır diye Aziz Başkanı içerde yatırırken konuşmasıyla toplumu
gereceğini hiç mi düşünmüyor.
Böyle adli dengesizlik olur mu?
Kim bunu açıklayabilir?
Bu ne yaman çelişkidir.
Medya buna da suskun kalıyor.

Aziz Başkan'a yapılan da doğru değil. Herkesi sal, Aziz Başkanı tut. Bu da haksızlık.
Bugün Mali İşler Müdürü Tamer Yelkovan da serbest bırakıldı.
Bunda bir mana yok mu?
Mali İşler Müdürü emir kulu kabul edilmiş olabilir mi?
Başkan Aziz Yıldırım da Fenerbahçe seçimi sonrası 26 Mayıs'taki duruşmadan sonra mı
bırakılır?
Bunlar hassas konular.

Özdemir'e cevap; Play off'ta Galatasaray olmamalıydı!

Fenerbahçe yönetiminden Nihat Özdemir;
'Fenerbahçe Süper Final'de olmamalı diyen Galatasaray Başkanını her vesileyle her
seferinde ikaz ettik. Süper Final'de bizimle oynayacaksınız dedik. Oynuyoruz işte. Şampiyon
da olacağız!'
diyor. Ayıbın daniskası!
CAS'la ilgili yapılan basın toplantısında bu beyanatlara ne gerek var Sayın Özdemir?
Oysa sizin söylemlerinizin aksine;
Süper Final Galatasaraysız oynanmalıydı.
Play off'larda Galatasaray olmamalıydı.

Galatasaray suçsuz ve Fenerbahçe'ye 9 puan fark atmış lig lideri. Neden anlamak
istemiyorsunuz?

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal da yanlış konuşuyor;
'Fenerbahçe bizi yense de biz şampiyonuz' demesi abesle iştigal.

Bir Galatasaray başkanına
yakışmaz böyle bir hitap!
Yasa mısın sen ki karar veriyorsun.
Yenilsem de şampiyonum diyorsan neye güveniyorsun?
Bu kararı TFF verir size ne oluyor.
Böyle beyanatlar yüz yıllık dostluğa ters düşüyor.
Sonra Digitürk malını satmak için buna 'Dünya Derbisi' diyor!
Oysa Dünya Rezaleti'dir bu derbi!

Bunların olmaması için de;
TFF, Süper Lig'in şampiyonu Galatasaray'dır demeli ve Galatasaray'ın şampiyonluğunu
tescil etmeliydi.
Süper Final de; Fenerbahçe, Trabzonspor, Beşiktaş, Bursaspor arasında oynanmalıydı.

Nihat Özdemir'in söylemesi gereken de buydu.
Tersi olsaydı Özdemir; 9 puan öndeki Fenerbahçe Play off'ları oynamaz, diyecekti.
Bugün Play off'lar bitmeden içerdeki Başkan da dışarıdaki 2. Başkan Nihat Özdemir de
şampiyonuz diyor ya…
Pervasızca…
Öyle bir yola girdik ki Allah yardımcımız olsun.
Toplum keman teli gibi gerildi.
Dikkat haftaya Fenerbahçe-Galatasaray maçı var.

Ön tekerlek!...

Galatasaray Teknik Direktörü Terim PFDK'dan üç maç ceza yedi.
Buna sebep;
Basın toplantılarındaki beyanları mı?
Kapalı kapılar ardında Tolga Özkalfa'ya küfürlü-darplı hezeyanı mı?
Malum; Terim tv önünde melektir, kapalı kapılar ardında bifelek!
Melo da öyle değil mi?
Kitle kapıyı marizle arkadaşını!
Terim de koridorda yapıyor bu işi…
Eeee;
Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider!
Başkan Aysal da hala gerçekleri görmüyor, Florya'yı ancak Terim kurtarır diyorsa
Galatasaray da işte böyle Florya'da bilenir Play off'larda Arena'da Fener'e yenilir, Trabzon'u
yenemez!
Son iki maça da hocasız çıkar!

Mehmet Ali Birand da twitter'ında Terim'e yüklenmiş;
Galatasaray hocasından başlayan bu agresif kontrolsüzlükle şampiyonluğu Fenerbahçe'ye
kendi elleriyle hediye edecek, demiş.
Biz de aylardır bunu yazdık!

Yazımın başına dönüyorum;
Vade doldu! Sabır taştı.
Türk futbolunu bu hale getiren bilcümle uygunsuzlara sesleniyorum;
Uygun adım Marş marş!...

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler