Bu ülkede hiç mi kavgasız bir şey olmayacak.
Hep mi biri kuyuya taş atacak akıllılar uğraşacak!
Şimdi de Arena sorunu gündeme oturdu.
Sahası yapılana kadar Beşiktaş Arena’da oynamak istiyormuş.
Galatasaray da buna itiraz ediyormuş!
Araya Spor Bakanı girmiş…
Şaka gibi.

Bu ülkede her şeyi siyaset mi çözecek?
Federasyon Başkanı’nı, statları, UEFA’yı hep siyaset mi ayarlayacak?
Beşiktaş Arena’da oynasın mı oynamasın mı buna da mı Spor Bakanı arabuluculuk yapacak?
Hani siyaset spora karışmayacaktı?

Allah’ın günü birbirlerine laf giydiren, ekran önüne geldiklerinde birbirinin elini sıkan
başkanları illa Bakan mı ikna edecek?
Böyle asırlık dostluk olur mu?
İşe bakın;
Koca koca adamları siyaset uzlaştırıyor.
Hayret bir şey.



Sokaktaki adama sor, Beşiktaş için üç alternatifi gözü kapalı söyler;
1-Galatasaray’ın oynadığı gibi Beşiktaş da Olimpiyat Stadı’nda oynasın!
2- Arena ve Saraçoğlu Stadı’nda eşit olarak oynasın.
3-Kasımpaşa Stadı’nda oynasın. Derbiler Saraçoğlu ve Arena’da yapılsın.

Uymadı; akıl yolunda birleşilsin. Siyaset kenarda dursun.
Ancaaak;
Meşhur laftır;
‘Olma kimsenin lütfuna talip, bedeli hürriyettir.’
Senin stadını devlet yaparsa raconu da devlet keser!

Bu da başka tartışmaları peşinde getirir.
1-Tarihi bir mekanda Beşiktaş’ın stadı da devlet izniyle yapılmaktadır.
2-Saraçoğlu da tapusuzdur.
Yani; Tencere dibin kara seninki benden kara!

Çözüm nedir?
1-Hamama giren terler. Beşiktaş sorununa çözümünü kendi bulur.
2-Uzlaşılır.

Beceremezsen, siyaset seni hizaya getirir.

Transferde neler oluyor?

Transferde de durmadan kuyuya taş atılıyor.
Ses yok…
Kuyu kurumuş!

Allah’ın günü birileri birilerini transfer ediyor,
Drogba, Arshavin elli kere geliyor.
Yeni kadrolar yayınlanıyor.
Ne gelen var ne giden.
Duy da inanma!

Bu yıl transfer hayal gibi…
Yaparsa Fener yapar. O da gövde gösterisi için.
Sonuç ne olur bilinmez.
O borçlar da kolay kolay ödenmez!

Doğrusu şudur;
Bonservisi elinde olmayan adamı almayacaksın.
Alacaksan bedava adam alacaksın.
Türkiye büyük paralar ödeyip oyuncu alamaz!

Kiralık adama da büyük para vermeyeceksin!
Takımın ahengini bozar.

Hollanda ve Galatasaray

Bir yandan da Avrupa 2012’yi takip ediyoruz.
Hollanda ile Galatasaray arasında ilginç bir benzerlik var. İkisi de öncü ekip. İkisi de başarıya
imza atmış ekipler ama şimdilerde ikisi de eski günlerini arar halde.
Aralarındaki tek fark biri ulusal takım öteki kulüp takımı.

Her zaman yenilikçi olan ve birçok ilke imza atan Hollanda, Avrupa 2012'de saf dışı kaldı.
İki gol, sıfır puan.
Hollanda ilk kez böyle bir turnuva yaşıyor.
Neden?
Çünkü bu kez futboldaki gelişmelerin arkasında kaldı, sistemleri eskidi.
Yenilikçi Hollanda yenilikleri kaçırdı. Oysa kadroları çok kaliteliydi ve favorilerden biriydi.

Dirk Advocaad ile Rusya
Bert van Marvijk ile Hollanda elendi.
Luis Van Gaal, Bayern’de başarısızlıktan sonra kovuldu.
Rijkaard bizde pek de verimli olamadı.
Kısacası o çok meşhur Hollanda ekolü artık yenilenmeye ihtiyaç duyuyor.
Hollandalılar şapkalarını önlerine koyup düşünmeli, yoksa bu hezimetler devam edecek.
Bütün bunlar gösteriyor ki elinizde ne kadar kaliteli oyuncu olursa olsun, değişimi
yakalayamazsanız başarı gelmiyor.

Gelelim Galatasaray’a…
Galatasaray da hala çağı yakalayamadı. Alaturka kahramanlık naralarıyla takım yönetiliyor.
Terim’in de kendini yenilemesi lazım. 12 sene önceki şartlar aynı değil. Futbol değişti.
Çağdaş futbol için oyuncu gerek, o oyuncuları oynatacak değişimi yakalamış hoca gerek.

Maalesef Başkan da taraftarı oyalıyor. Uzun süre topu UEFA'ya attı, şimdi beklediği karar geldi, ki bu kararın böyle olacağı da belliydi. Yine hareket yok!

Galatasaray’a çok ciddi takviyeler gerek, maalesef Galatasaray yönetimi bunu görmekten uzak.
Hala havanda su dövüyor.
Şampiyonlar Ligi, bizim Süper Lig’e benzemez!
Orada Avrupa 2012'de oynayan milli takımlardan çok daha güçlü ekipler var. .

Başkan Aysal 25 Haziran deyip duruyordu. Bugün 27 Haziran hala tık yok!
Dany ve Umut yetmez!
Bu işler kolay değil ama;
Hem canım cennette hem gözüm Şampiyonlar Ligi’nde olmaz!
Galatasaray hala yaz sefasında…
Yönetim çatışmada.
Terim rahatsız.



Gol sistemle atılır, futbol çabuk oynanır

Futbol takım halinde belirli bir sistem içinde oynanır. Bunu yapamazsan, gol atmak bireysel
beceriye kalır. Bunu da ancak mahalle maçlarında görmek mümkün olur.

Günümüz futbolunda rakipten kapılan topla 6-7 saniyede rakip ceza alanına iniliyor.
Galatasaray kaptığı topları o kadar geveliyor ki, rakip ceza alanına inmeleri 90 saniyeyi buluyor. Bu takımın gol atması ve maç kazanması mümkün değil!

Yine günümüz futbolunda ofansta kaptırılan toplardan sonra kendi ceza alanına dönmek 5-6 saniye sürüyor. Galatasaray’da ileri giden geri gelemiyor ve takım hep kontratak yiyor.

Terim bunun çaresini henüz bulamadı.
Kadro yetersiz kabul ama takım da futbolun gereğini yapmıyor. Bunu Play Off’larda gördük.
Şans da yardım etti şampiyonluk geldi.
Ancak görme özürlü Türk toplumu bunun farkında değil.

Başkan transfer yapmazsa bu Galatasaray Avrupa’da başarılı olamaz!
Yine söylenecek çok şey var ama kısa keseceğim.
Terim çaresiz bekliyor,
Yönetim durmadan Terim’i överek onun arkasına saklanıyor.
Benden söylemesi; iyi takım kurulmazsa Galatasaray’ı Terim de kurtaramaz.

Şu Galatasaray başkanlarına da bayılıyorum, Süren hariç her başkan kendine mutlaka
kargaları rehber seçiyor, sonuçlar ortada.
UEFA Kupası’ndan sonra başarısız başkan ve yönetimlerle bir arpa boyu yol alınmadı.
Bu sene de endişeliyim.

Çözüm nedir?

Çözüm gerçekleri görmektir.
Genç, dinç, başarıya aç oyuncular bulunmalıdır.
Gökhan Töre, Sercan Sararer mutlaka alınmalıdır. Kesenin ağzı açılacaksa bunlar için
açılmalıdır, çünkü hem gençtirler hem kaliteleri vardır, hem çağdaş futbol oynamaktadırlar.
Milli maçlarda piston gibi işlediklerini gördük.
Galatasaray Türk çocukları transfer etmeli.
Muslera, Eboue, Dany, Ujfalusi, hatta kalacağına pek inanmıyorum ama Melo ile zaten Galatasaray 5 oyuncusunu savunmada kullanıyor. Bir de Elmander, yabancı kadrosu doldu!

Daha ne olacakları bilinmeyen Stancu ve Culio var. Bence kalmalılar.
Hamit de cuk oturur.
Galatasaray para verecekse Hamit, Gökhan ve Sercan’a versin.
Transferi de erken bitirsin.
Terim’e de yazık!
Hocanın eline zamanında kadro versinler ki o da takımı Avrupa’ya hazırlasın.

Not;
Umut’la, Necati’yle, yorgun ve geçkin Baroş’la Galatasaray gol atamaz!
Topa iyi vuran ve gol koklayan sıra dışı bir golcü bulmak gerek.
Bu isim Burak değil!
Galatasaray’da süratli ve hem düşüncede hem oyunda çabuk futbolcu eksiği vardır.
Dikkatli transfer yapılırsa Galatasaray çok güçlenir.

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın