Polat'la Hagi'nin ortak kümesi
Ne zaman Murat Akça'yı, Serdar Eylik'i geri alırız; o zamanda teşekkür yazısı yazarak susacağım...  
Webaslan.com
Kayserispor maçı bardağın dolu ve boş taraflarını bir arada görebilmek için iyi bir sınavdı... Bardağın çoğunluğunun hala boş olduğunu belirterek değerlendirmemize geçelim...

Elano'yu çok uzun bir aradan sonra sahada istekli gördüm. Kaçırdığı akılalmaz golün hıncını Suleymanou'dan çıkarmak istercesine Brezilyalı olduğunu hatırlayan oyuncumuz Arda'dan sonra direkt kornerden gol atmayı deneyerek istediği anlarda gayet güzel "agresif" olabildiğini gösterdi bizlere..

Arda'sız ortamda Misimoviç'ten vazgeçmek zorunda kalan Hagi'nin Elano ile aynı tip sorun yaşamamak için oyundan çıkan oyuncusunu direkt olarak soyunma odasına göndermemesi ancak Giga'ya özgü bir futbol zekası ile açıklanabilir... Ama bizim Giga'dan; O'nun da oyuncularından beklediği sadece bu değil.. Sahada yer alan çoğu oyuncumuz; bunu anlayacak veyahutta anlayabilecek durumda değiller...

Mesela Hakan.. Sezon başında hemen hemen her maçta itina ile yaptığı "rakibe omuzla  asist yapan" kendisi değilmiş gibi, pozisyon hatalarına devam ediyor ve kendisini etrafına "sus" derken kendisi susmayı bilmiyor, bilemiyor.. Daha 2 sene öncesine kadar takımımızla şampiyonluk; Milli takımla Avrupa üçüncülüğü yaşamasına rağmen evlilik yüzüğü ile beraber her iki formadan olan Emre Güngör'den hiç ders almamış...

Susup oyununu oynayacağına; kendini affettirmeye çalışacağına; çalışan ayakları değil çenesi oluyor.. Hele hele sağ tarafında Servet ile beraber oynadığında defansımızın sol yarısı tamamen patlamaya hazır bomba  haline dönüşüveriyor... Düzeltebilen aşk, hem solbek hem stoper oynuyor diye nerdeyse 6 ayda 6 resmi dakika oynayamamış olan "stoper de oynayabilen sol bek Çağlar'ı 4 genç oyuncunun üzerine taksitle(!) 1 m USD verip" transfer eden zihniyete bir kez daha selam olsun.. Bu yanlışları yapıp bir de yapmamış gibi kulaklarının üzerine yatanlar bunu kabullenmedikçe; ben de doğru bildiğimi sonuna kadar yazmaya devam edeceğim.. Ne zaman Murat Akça'yı, Serdar Eylik'i geri alırız; o zamanda teşekkür yazısı yazarak susacağım...

Ali, en iyi maçını oynamış gözükebilir ama yazının başında dediğimiz gibi bu bardağın (nispeten daha az) olan dolu tarafı.. Ali'nin daha önceki maçlara göre daha iyi olmasını sebebi bu maçta vasat; öncekilerde ise rezaletten hallice oynamış olması olabilir mi acaba Sn. Sezgin?

Ali demişken, Giga'ya da veryansın etmeden geçemeyeceğim; koşullar ne olursa olsun Sabri'nin kenara alındığı durumda sahadaki sağbekimizin Ali olmasının hiçbir anlamı yok sevgili Hagi.. Aynı şekilde bir yandan "elimizden gelenin en iyisini yapacağız" deyip; ileri dörtlüde oyuna başlamış oyuncularımızdan Kewell hariç Pino/Sabri/Elano'nun hepsini oyundan almana da gerek yok.. Bu davranışın bana 7-8 olacak maçta 5'i bulmuşken Ribery'i çıkarmanı hatırlattı Giga...

Ali ve Sabri konusunu açmışken devam edelim.. Evet Ali; önünde oynayan Sabri'nin iki kişilik oynaması ile daha iyi bir performans gösterdi.. Bunda Ali'den çok Sabri'nin payı/başarısı var.. Sezon başından beri yanyana/önlü arkalı oynayan oyuncularımız birbirlerini bozarken belki de ilk kez bu formattaki iki oyuncumuz birbirlerine köstek değil destek oldular.. Ama daha alınacak çok yol var; aynı ahengi sol kanatta görmemiz lazım.. Sonra defansın ortasında... Daha sonra da orta ikilide.. Sonra pardon aslında en başta yönetimde.... Fakat kendileride (en azından) ikiye bölünmüş yönetimin bunu düzeltmeye/teşhis etmeye mecalleri olduğunu/kaldığını düşünmüyorum ne yazık ki...

Maçın skoru 1-0 Kayserispor lehine sürse idi; bir değil iki penaltı kazanabilecektik ama biz yazmaktan bıktık; hakem müessesesi eyyamdan; skora göre maç yönetme; maçı berabere götürme zihniyetinden kurtulamadı.. Elano'nun ilk pozisyonunda hakemin pozisyonu süzemediğini düşünmüyorum, 5 metre önünde olan harekete gereken düdüğü çalacak kadar özgüveni olmadığından çalmadı... İkinci pozisyonda ise eğer durum 2-0 bizim lehimize olsa çalabileceği bir elle oynama idi; "çalmasam da idare ederim, şimdi zirvedeki Kayserispor'un tepkisini çekmeyelim" diye takdir kullandı ve bir kez daha sınıfta kaldı.... 3 puanımız bir de bu sebepten güme gitti...

Yazıyı Misimoviç'le tamamlayalım.. Çoğunda haklı olduğu şekilde (haksız olduğu örnekleri daha önceki yazılarda belirtmiştik) takımda istemediği oyuncuların listesini 3 sezon önce Feldkamp'a veren Polat; görünen o ki aynısını Hagi'ye de yapmış.. Bu oyuncuları  Hagi'nin kafasındaki gideceklerle ortak kümesindeki ilk isim Misimoviç... Adnan Polat'ın listesinde post-Üstünel döneminde transfer edilen ve yüklü miktarda yıllık ücret verilen oyuncular başı çekerken; Hagi'ninkinde ise bilhassa ezeli rakibimizden üstüne para almamız gerekirken sadece bonservis bedeli yok diye transfer edilen oyuncular başı çekmekte...

Şans güçlü olanın yanındadır ve inanın ligin 13. haftası bitmiş iken bir bütün olarak ne kadar güçlü olduğumuzun en iyi göstergesi ligde kaçıncı sırada olduğumuz... Dolayısıyla kimse şanssızdık; iki topumuz direkten döndü; iki penaltımız verilmedi bahanelerine sığınmasın....

Pazar akşamı upuzun bir aradan sonra Aslan gibi kükredikten sonra Aslan gibi bir yazı ile karşınızda olma ümidiyle saygı ve sevgilerimi sunarım..

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler