Tarihimizin en kötü sezonunu yaşıyoruz bugünlerde. Konuşacak o kadar çok şey var ki… Bu kez farklı bir yol izleyelim, kafaları meşgul eden sorulara yanıtlar verelim…

- Diyecek söylenecek çok bir şey kalmamasına rağmen, söze nasıl başlamak istersiniz?
“Bunca saçmalık içerisinde Ayhan’a yapılan saçmalıktan başlayalım. Sanki Ayhan yedek kulübesinde bekleyen Annan ve Essien’i kesmiş, o sahada olmazsa orada oynaması muhtemel Barış, Mustafa, Arda’dan daha az katkı veriyormuşçasına hedef tahtası oldu. Son 10 yılda yaşanabilen 3 şampiyonluğun 3’ünde de Ayhan’ın yaptığı katkı ortada iken; tepkinin dozunu bu kadar ayarlayamayıp kendi kaptanını yuhalayanları buradan açık ve net bir şekilde bende yuhalıyorum. ”

-İyi ama Ayhan çıktığında yerine Barış veya Mustafa değil Yekta girdi?
“Daha iyi ya. Yekta, Hagi’nin sırf kaprisleri ve yanlışları yüzünden oyuna ikinci yarılarda dahil oluyor zaten… Kendini bilmeyen Galatasaray taraftarı da bu durumda ateşten gömlek giymiş ve sahada kaptanlık pazubandını taşıyan Ayhan’ı eleştiriyor. Sanki yerine oynaması muhtemel Barış / Mustafa / Arda ilk yarıda Ayhan’ın Baros’a verdiği ara pasını bizde oynadıkları toplam 6 yılda defalarca yapmışlar gibi… 2 yıl önce UEFA’da çeyrek finale yürürken Meira’nın lüzumsuz yere satılması ile başlayan ‘takımda tutulması gereken oyuncunun satılıp, satılması gerekenin takımda tutulma’ politikasının sorumlusu Adnan Polat / Adnan Sezgin iken paparayı Ayhan yiyor. Verdiği cevap çok anlamlı ‘18’ numaranın ama anlayan yok; zira anlamamak işlerine geliyor. Çünkü hep onlar haklılar; çünkü sadece o anda verilen pas var.”

- Arda’nın konuyla alakası ne peki Sayın İpek?
“Kadıköy’deki Fener maçı öncesi yaptığım yorumu hatırlayın. Yoğun bakımdasınız, Pazar günü ameliyata gireceksiniz. Amcanız kan vermemek için olmayan sağlık sorunlarını öne sürüyor, yurt dışında yaşayan dayınız ‘ben seve seve gelirim’ diyor. Dayınızın verdiği kanla ameliyat 10 yıldan sonra ilk kez başarısızlıkla sonuçlanmıyor… Sonra dayının verdiği kanın da vücudunuzla uyum sağlamadığı, esas sorunun Büyükbabanızda ve kendisine bu kadar zarar vermesine rağmen yanında ayırmadığı adaş komşusunda olduğu iyice anlaşılıyor. Bu durumların hiçbirisi amcanızın size en çok ihtiyacınız olan anda size kan vermediği gerçeğinin üstünü örtemez.

Arda da takımın kendisine en çok ihtiyacı olan bugünlerde ortalıklarda yok… 3 sezon önce daha 20 yaşında iken (Servet’i kastederek) ‘Kaptanlık pazubandını başkalarından alıp takacak değilim’ deyip kaptan oldu… Eylül ayından beri milli maçların ve açılışların ardına sığınıp olması gerektiği yerlerde olmayıp, olmaması gereken yerlerde olmasının bedelini de ödüyoruz biz sahada… Arda bu takımda Ayhan’ın yeri dahil her yerde oynayacak kapasitede ama oynatılamıyor artık. Düne kadar takımda ‘10’ numara oynayabilecek 27 yaş ortalamasına sahip ‘3’ tane 1. sınıf dünya yıldızı vardı kadroda: Biri memleketine döndü ve 1.5 yılda attığı golün 2 katını 1.5 ayda attı; biri takımsız ve sahada değil havaalanlarında sakız çiğniyor; bir diğerinin de ne durumda olduğu belli değil. Onların yerine sahada olanlar ise her zaman olduğu gibi eleştirilerin tam ortasında. Gördük Sabri olmayınca sağ kanadın nasıl kevgire döndüğünü. Sabri babamın oğlu veya Florya’dan komşum değil. Sadece o sahada yokken Serkan’lı, Ali Turan’lı sağ bek mevkiinin ne hale geldiğini mantığım ve aklım kabul etmediği için değil, elimizde vazgeçme lüksümüzün olmadığı 3-4 ‘adam gibi adam’dan biri olduğu için sahipleniyorum ben ‘55’ numarayı. Formayı o kadar sahiplenen her oyuncuyu da baş tacı etmeye hazırım ama oyuncuların aklı başka yerlerde.”

- Peki ya dayınız diye benzetme yaptığınız Hagi?
“Dün bir kez daha gördük sahadaki yanlış yayılımı. Birbirinin içine girmiş iki forvet, sağ açık / ortanın sağı arası tam belli olmayan bir mevkide görev alan Kazım, tamamen farklı yapıda bir oyuncu olmasına rağmen Kazım’ın sol kanat versiyonu gibi görevlendirilmeye çalışılmış Culio, 10x10 metrede orta sahada oynayan Neill, bomboş olan orta sahada günah keçisi Ayhan, Sabri sakatlanıp oyuna girdikten sonra 1 tane olumlu hareket yapamayan Serkan (ki ikinci yarı rakibe geçilecek diye İBB maçında Gökhan Ünal’la yaşadığı pozisyon olmasın diye kaleye 45 metre uzaklıkta rakibi yaka paça yere indirecek kadar kendine inanmayan bir profilden bahsediyoruz), sol bekte bal yapmayan ve yapmayacağı belli olan kilo fazlalı Çağlar, Neill’in ardında oynatıldığı için yapacağı katkının dörtte birini bile yapamayan Cana ve canını dişine takan her zamanki Servet… Kalede de gol yemeyip kötü oynamadığı tek maçta kupadan elendiğimiz Zapata…

Bomboş bir orta saha, saçma sapan bir diziliş. Saçma sapan hatalar silsilesi. Rakibin kim olduğu önemli değil, içeride mi dışarı da mı oynadığınız da. .Varsa yoksa önce Neill, arkada Cana…. Bekler ise Çağlar ve Serkan. Ortanın ortası Cihan, Saidou (pardon Neill), Ayhan…

Kenarda oldukça Polat ve Sezgin’in üzerindeki direkt baskı nispeten azaldığı için işlerine geliyor Rumen Hoca’yı orada tutmak. Kendi çıkarları için 2 yıldır sürdürülen ve bir türlü sonu gelmeyen adam yeme operasyonu uygulanmaya devam ediyor. .

Çok mu zor Allah aşkına şöyle bir kadroda UEFA’da çeyrek finale, kupada finale çıkıp, ligde kafaya oynamaya:

Kalede düzgün bir Zapata, sağ bek Sabri, defansta Neill / Servet yedekleri Emre Güngör, sol bek vasat bir Hakan Balta (zaten iyi Hakan Balta tarih oldu aylardır), orta sahada Culio / Cana / Yekta, orta saha forvet arkası Arda, çift forvet Baros / Stancu / Kewell / Cenk Tosun’dan Kazım’dan en hazır olan ikisi.  Gönderilmiş Elano / Misimoviç’i dahil etmeden kenarda Ayhan / Pino.  Mevcuttaki kadroya saçılan 10’ar milyon euro’ları har vurup harman savurmadan sadece 1-2 milyon euro fazla harcama ile şu takımdan çok daha fazlasını yapması beklenir. Ama kazın ayağı öyle değil bu sene Cim Bom’da; içerideki herkes bir şekilde gitmeye çalışırken kimsenin aklı saha içindeki oyunda değil.

Bu kaos ortamının oluşmasında esas sorumlu olan başkanı tekrar istifaya davet etmek boynumuzun borcu. ”

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın