Ne dedik? Cenk Ergün Tudor'a söylemeli ki, büyük takımlar kendi ana oyununu rakibe kabul ettirirler, rakibe göre şablon değiştirmezler dedik. Tudor ne yaptı? Baklava düzenli orta sahada çift forvet oynattı. Solda Tolga, sağda Ndiaye. Hadi Tolga'yı anladık, sezon başından beri sol kanatta görev adamı konumunda oynuyor da, Ndiaye'yi sağ kanatta oynatmak da neyin nesi? En azından Ndiaye göbekte, Belhanda sağ kanatta olsa klasik 4-4-2 ile sahayı daha iyi parselleyebileceğiz. Lakin doğrusu bu da değildi. Başakşehir'e karşı çift forvetle maça çıkmak başlı başına bir hataydı. Kaldı ki çift forvetli düzen en fazla bizim B planımız olmalı. Çünkü üçüncü bir forvetimiz yok. 

Fenerbahçe maçında üç stoperle başlayarak 8 hafta boyunca iyi giden düzen bozuldu. Sağ kanattaki Mariano ve Rodrigues'in uyumu görmezden gelindi. Kanat akınlarını sadece kanat beklerine bırakmak ise ancak halı sahada olabilirdi. 

Ne dedik? Cenk Ergün karar vermeli. Futbol aklından sorumlu olarak Tudor'u uyarmalı dedik. Bu takımın bir A planı olmalı. Kanatlarda önlü arkalı sağlıklı bir yapı kurulmalı dedik. Klasik 4-2-3-1 ve has kanat futbolcularıyla, stoperler fazla açılmadan ve Fernando da stoperlerin arasına gömülmeden, Ndiaye ile yan yana kalarak orta sahayı kapatmalı dedik. Asamoah yokken kanat bekleriyle oyunu açıp, kanat akınlarını teke indirmek anlamsız dedik. Bu şekilde zaten geriye kaçan savunmayla kademe hataları yapıyoruz dedik. Bir tarafta Rodrigues'i, diğer tarafta ise Feghouli'yi monte etmeye çalışmalıyız ki, hem Gomis sürekli beslenebilsin, hem de ofansif yerleşmede defans hattı beraber öne çıkarak kademe hatalarını bertaraf edebilsin dedik. Tüm bunları düşünebilmek bu kadar mı zor arkadaş. Futbolu bir kuantum fiziğine çevirmenin ne anlamı var? Oldu mu şimdi?

Peki biz ne yaptık? Başakşehir'e karşı çift forvetle maça çıkmamıza rağmen orta sahada kanatsız oynadık. Şaka gibi. Yani ancak kanat beklerini öne çıkartarak forvetleri besleyecektik. Geçmiş olsun. Kanat beklerini önde topla buluşturasıya kadar Başakşehir yerleşmiş oluyor zaten. Bunu maçtan önce öngörememek apaçık bir strateji hatası. Affedilebilir gibi değil. Buna göre 2-6-2 ile hadi Fernando'yu geride tutarsak, 2-1-5-2 ile ofansif yerleşme yapacaktık. Top rakibe geçip baskı kırıldığında ise Mariano ve Latovlevici 40 m. geriye gelecekler (çünkü defans habire geriye kaçıyor), orta saha ise baklava düzenini alıp topun arkasına geçecekti. Yahu böylesi bir geçiş oyununda Türkiye'nin en iyi sağ beki olarak gösterilen Mariano bile sırıtıp, Elia'ya defalarca boş koridor bırakmışken 79 dakika boyunca bu futbolun yanlış olduğunu görememek neden? Madem geçiş oyununu yapamıyorsun, o halde göz göre göre neden hamle yapmıyor, oyuna müdahale etmiyorsun? Her şeyi anlarım da işte bunu anlayamam.

Trabzon maçında yenik durumdayken Gomis'i çıkartıp Eren'i almak ne kadar saçma ötesi ise, Başakşehir'e karşı geçiş oyununu yapamıyorken öne bir kanat futbolcusu almamak da o kadar saçma ötesi saçma bir karar.

Yine de Tudor gitmeli tarzında bir düşünce içerisinde değilim. Çünkü hatanın en büyüğünü Cenk Ergün'de buluyorum. Madem Galatasaray'ın futbol aklından sorumlu olan kişisi sensin, o halde Tudor'u uyarmalı, bu duruma müdahale etmelisin arkadaş. Sen ne biçim sportif direktörsün ki Tudor'u yanlışlarına rağmen kendi halinde bırakıyorsun. 

Galatasaray asla 5'lik olacak bir takım değil ve bunun bir cezası olmalı. Ben Dursun Özbek'in yerinde olsaydım Cenk Ergün'e son bir ihtar verirdim. Eğer daha önce ihtar verdiysem de direkt olarak görevden alırdım. Böylesi bir görev sorumluluğunu bilmemezlik kolay kolay kabul edilemez. Sportif direktör sadece transferleri mutlu sonla sonuçlandıracak kişi değildir, sportif direktörün asli görevi bir futbol aklı belirlemek, bu amaç uğruna teknik direktörle koordineli çalışmak, sınırlarını belirlemek ve gerekiyorsa teknik direktöre müdahale etmek olmalı. 

Lig bizim için artık yeniden başlıyor. Umutsuz değilim. Fakat Cenk Ergün'ü bulunduğu göreve layık görmüyorum. Gelecek adına duyduğum en büyük kaygı da bu ve bu duruma acilen bir çözüm bulunmalı.

Saygılar...