Makale Yaz
cihat-baltaci
Bu haberi yazdır
Eyyamcı Hakemler!
 Kas
26
 2016

  Haftalar sonra ilk defa doğru düzgün oynadık ve gol atabildik, hem de birden fazla. Sneijder'in solbek ve ön libero oynadığı maçlardan sonra tekrar forvet arkasında değerlendirilmesi, forvette Podolski'nin oynaması, Tolga'nın oynamaması ve solbekte Linnes'in oynaması takımın çehresini bir maçta bu kadar değiştirdi.

  Eren gibi bir santraforumuz olmasına rağmen takımın ona uygun bir formatta oynamaması ve Eren'in hareketli olmaması bizi çok olumsuz etkiliyordu. Eren ile oynamak ileride oynamak, baskılı oynamak, dönen topları sürekli almak ve sürekli orta denemek demek. Takımdaki oyuncuların çoğu buna uygun oyuncular değil. Dolayısıyla hem Eren etkisiz hem takım etkisiz kaldı. Uzun boylu olmasından dolayı takımdaki oyuncular ona uzun top atıp çıkmaya çalıştılar, bu sefer de Bruma_Sneijder_Yasin üçlüsünü pas geçmek zorunda kaldığımız için onlar da etkisiz kaldı. Öyle olunca tek hücum planı Bruma'nın bireysel becerileri olan, önlem alınması çok kolay bir takım olduk.

  Riko Bey, yine değişikliklerde geç kalmasına rağmen ilk defa doğru sayılabilecek değişikliklerle sonradan giren oyunculardan verim aldı. Forvette Eren yerine Podolski'yi tercih ederek ve Sneijder'i daha önde kullanarak çok daha hareketli ve pas kalitesi çok daha yüksek bir hücum hattı oluşturdu. Daha önce de söylediğim gibi Eren'in forvet oynadığı bir takımda Podolski'yi kanatlarda oynatmak takımı 2 kişi eksik oynatmak demek. Podolski'nin asıl yeri forvet ve rotasyona Yasin ve Sinan'la değil de Eren'le sokmak gerekir. Tabi Podolski'nin de oynadığı zaman bugünkü gibi hareketli ve istekli olması lazım.

  Bugünün en iyileri aylar sonra ilk defa adam akıllı ve rakip kaleye yakın oynayan Sneijder, hak ettiği formaya Carole'ün cezası nedeniyle solbekte de olsa kavuşan ve şiir gibi oynayan Linnes, bir de toparlanma sürecine giren ve bu formayla en iyi maçını oynayan De jong. Cavanda gibi bir futbol fakirine katlanmak zorunda bırakıldık, kimse de demedi ki senin Linnes gibi hücumcu, çabuk ve hızlı bir bekin var, sezon başında 1.5 maç oynattın ve unuttun, alt klas bir takımdan alınan rezil bir oyuncu olan Cavanda'da niye ısrar ediyorsun. Irkçı değilim ama siyahi defans oyuncusuna karşıyım, o kadar kötü örnekler var. Dany, Chedjou, Cavanda, kısmen Carole, bunlar ders olsun, kırk yılın başı iyi bir örneğe rastladık, Eboue de ilk 2 sene sonrasında aslına döndü, yerden kalkmaz oldu. Siyahi defans oyuncusu almayın yönetici beyefendiler ve hocalar.

  Ben bu maçtan pek ümitli değildim, ilk dakikalarda da iyi değildik, ofsayt golü yedikten sonra akılları başlarına geldi oyuncuların ve aylar sonra kısmen keyif aldık diyebileceğimiz bir maç oldu. Riko Bey bu maçtan da yırttı, anlaşılan o ki yönetim en azından devre arasına kadar hoca falan değiştirmeyecek, Riko Bey de biraz akıllıysa maça ne zaman ve nasıl müdahale edilir, takıma nasıl hücum yaptırılır, nasıl maç kazanılır, bunları Fatih Terim ve Şenol Güneş'i izleyerek az da olsa fikir sahibi olsa iyi olur, biz de hiç olmazsa yarıştan kopmamış oluruz.

  Son olarak bu ligin şeref yoksunu, ahlaksız, şike aklayıcı federasyon yöneticilerine ve aşağılık, eyyamcı, birilerinin maşası olmuş hakemlere değinmek istiyorum. Bir hakem her pozisyonu göremeyebilir, formsuz olabilir, onlar da insandır hata yapabilirler ama bu ayda yılda bir iki kere, hadi taş çatlasın 5 kere olur. Ama bu hatalar her hafta bütün hakemler tarafından alışkanlık haline getirildiyse bunun altında art niyet, eyyamcılık, haysiyetsizlik, şerefsizlik ararım.

  Trabzon maçında, Adana maçında kötü oynamış olabiliriz ama hakemlerin gözleri önünde Podolski'ye yapılan bariz penaltıları görmemeleri, bugün de rakip oyuncunun koluna çarpan topu 3 metre öteden önün açıkken görmezden gelip penaltımızı vermiyorsan, Serdar Aziz'in ceza sahası içinde yere indirildiğini görmezden geliyorsan, sezon başından beri verdiğin vermediğin kartlarla, faullerle oyuncuları tahrik edip maçların kaderiyle ince ince oynuyorsan yazıklar olsun, aldığın para haram zıkkım olsun.

  Aynı hakemlerin sezon başından beri fener ve beşiktaşa nasıl kolay fauller, penaltılar verdiğini de biliyoruz ve her hafta bir yenilerini görüyoruz. Adı lazım değil bir hakemin bir fener maçında yaptığı bir hatadan dolayı aylarca fener maçlarına verilmemesini sağlayan şike hükümlüsü bir zat, belli bir süre sonra o hakemle ve mhk ile kapalı kapılar ardında görüştükten sonra o hakem bir anda yine fener maçlarına verilmeye başlanıyor ve her yönettiği fener maçında fener lehine maçın kaderini değiştiren en az 1-2 hata(eyyam) yapıyor, kimse de bunu ne görüyor ne de dillendiriyor. Söz konusu hakem 1 hafta arayla yönettiği Galatasaray-trabzon maçında Podolski'ye gözü önünde yapılan bariz penaltıyı görmezden geliyor ve ertesi hafta fenere olmayan penaltıyı veriyor. Başka bir hakem verdiği saçma sapan fauller ve kartlarla Karabük takımı oyuncularını çileden çıkarıyor ve bunu fırsata çeviren fener yine kazanıyor. Hibritli sahada bjk'ye verilen kolay penaltılar yine cabası. Bir federasyon başkanı çıkıp bir takım hakkında sorulan bir soruya önümüzdeki haftalarda kazanacaklardır diye bir açıklama yapar mı durup dururken. Bunca maç kaybetmişken hemen o açıklama sonrasındaki maçta hakemin eyyam kokan kararlarıyla yeniden lige tutunmaları tesadüf mü?

Onu bunu geçtim, (şikeci) bir takımın istisnasız her maçında lehine olacak şekilde bir hakem hatası(eyyam) olması sizce de garip değil mi? Niye o hatalar söz konusu Galatasaray olunca lehte değil de hep aleyhte oluyor bu sizce garip değil mi? Her puan kaybettiği maçtan sonra Galatasaray da şike yaptı, elimde belgeleri var diye gündem değiştiren bir ruh hastasını niye hiçbir savcı, baş savcı çağırıp sen böyle böyle dedin ama hani belgeleri bi göster bakalım, ispat et demiyor. Canlı yayında çok önemli bir iddiada bulunuyorsun ama kimse senden ispat, belge falan istemiyor, ispatlayamazsan suçun tillahını işlemiş oluyorsun sözde hukuk devleti olan bir ülkede.

  Bu kadar kolay penaltı nasıl kazanabiliyorlar mesela onu bi açıklayın. Bruma, Yasin, Sinan, Podolski gibi tutulması çok zor oyunculara sahip olarak biz niye bu kadar kolay penaltı kazanamıyoruz da adamlar kazma oyuncularıyla bile çok kolay alabiliyorlar. Baros ilk geldiği senelerde kaç tane penaltı aldı tek başına, sen ondan daha kıvraksın niye alamıyorsun penaltıyı Bruma Efendi. Herkes sahtekarın önde gideni de bi siz mi dürüstlük timsalisiniz. Ceza sahasında en ufak bi şarjda bırakın kendinizi yere eyyamcı hakemler vermese de alın penaltıyı. Bak geçen hafta fenerli oyunculara, hepsi en ufak temaslarda bile nasıl yattılar yerlere, çok daha öncelerden alışık olsalar da o maçta bi ayrı yattılar yerlere.

  İşin kötü yanı mhk denen, bi halta yaramayan, birilerinin arka bahçesi olan kurum bu eyyamcılara en yüksek puanları verip duruyorlar ya asıl komedi burada. Ama o kurumu arka bahçesi yapan, hakemleri eyyamcılaştıran şike hükümlüsü takımın da belasını veren Allah çok büyük. Yıllardır o kadar yatırıma rağmen bir cacık olamamış, müzmin ikinci bir takımları var, tek başarıları var onunda baş köşesinde Galatasaray var. O kadar yatırımı eşeğe yapsan eşek cennetine altın semerli vali olurdu, daha beter olsunlar inşallah.

  Herşeyden önce adam olun, şerefli olun, sahada yenemediğiniz takımları masa başında yenmeye çalışmayın. Zaten öyle bir rezilsiniz ki masa başında ne maçlar kazansanız da sonuçlar sezon sonuna yansımıyor. Galatasaray ne kadar kötü olursa olsun siz her türlü aşağılık masa başı oyunlarla alt etmeye çalışsanız da başaramazsınız, Galatasaray'ın tırnağı olamazsınız. Bu da Allah'ın adaleti!





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2018
  2017
  2016
  2015
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...