Yönetim hiç yoktan Hamza hocayı kovduğu gün ben de G.Saray ile olan bağlarımı bir süreliğine sandığa kaldırdım. Sakın yanlış anlamayın ,Hamza hocayı çok başarılı filan bulmadım asla ,hatta G.Saray için düşündüğümde ilk 5 arasına bile giremez. Ancak G.Saray benim için sevginin ,saygının ,vefanın ,birliktelik ve kardeşliğin takımıdır. Hamza hoca bir çok hatasının yanında düzgün kişiliği ,sağlam karakteri ile kimsenin ümit etmediği dönemde 3 kupa ,4 yıldız ile taçlandırdı bu kulübü. Dursun Özbek ise beraber çalıştığı Duygun Yarsuvat başkanın değil Ünal Aysal ın izinde olduğunu gösterdi.

Benim elimden gelen G.Saray da ki bu haysiyet ,onur ve kişilik erezyonunu her fırsatta eleştirmek olabildi ancak. "Liseci" genel kurul ve onların sahibi "ağır abilerin" isteğiyle canımdan çok sevdiğim G.Saray ım maalesef bir kere daha bu çağdışı ,baskıcı ,sahiplenici zihniyetin esiri oldu. Ben de G.Saray gsm hattımı ,GS kredi kartımı iptal ettirdim o gün. Kombinemi kırıp attım ki içimdeki şeytana kanıp yolum Seyrantepe ye düşmesin yanlışlıkla. Şimdi G.Saray Stor ların önünden bile geçirmiyorum yolumu. Doğrusu ya hayatımda çok derin bir eksiklik olsa bile cüzdanımda oldukça fazlalık yarattı bu değişim. 

Maçlarıda izlemiyordum ama arkadaş kurbanı olup zorla ,sonunu bile bile derbyi seyretmek zorunda kaldım. Maçı seyreden 7 arkadaşın sinirden kızaran suratlarını ,ettikleri küfür ve bedduaları maçtan fazla izledim. Doğrusu ya beklentilerimi tam olarak karşılayan ,beni zerrece şaşırtmayan bir derby oynandı. Ancak arkadaşlar sakın ola ki Muslera ya ,Sabri ye ,Olcan a ,Hakan ,Semih ,Chedjou ,Selçuk ,Sneijder ,Podolski ,Umut ,Burak ve diğerlerine hiç ama hiç kızmayın ,suçlamayın. Çünkü bu çocuklar en az suçlu bile değiller.

Hayatımın tam 40 yılı bu formanın peşinde geçti. Şunu net olarak biliyorum ki G.Saray birliktelikten ,arkadaşlıktan ,saygıdan ,doğruluktan ,dürüstlükten beslenen ,bunlarla kenetlenen bir takımdır. Bir de kenetlendimi olmazı olduran ,mucizeyi olağanlaştıran bir güç olur bu takım.  Ancak kulüp içi otorite boşluğu ,kişilik zaafiyetleri ,karakter zayıflıkları ,yalanlar bu takımı diğer rakiplerine göre belki 10 misli fazla etkiler.

G.Saray da tıpkı ülkenin diğer büyükleri gibi %100 başkanı ile yönetilir. Bakmayın siz yönetim kararları ,kulüp içi demokrasi gibi safsatalara. Başkan ne derse o olur ,başkan ne derse o yapılır. Başkan emir verir yöneticiler uygular ,o kadar basit. Ve G.Saray bu ülkenin gördüğü en iyi ,en başarılı başkanları gördü. Selahattin Bayazıt ,Ali Uras ,Ali Tanrıyar gibi başkanlar sayesinde 14 sene şampiyon olamazken bile hep katlayarak büyüdü ,hep ülkenin en saygın kulübü oldu ,hep üstüne koyarak ilerledi. Bu paralel de Alp Yalman ,Faruk Süren ,Mehmet Cansun hatta Özhan Canaydın ve Adnan Polat başkanlarla beraber ülkenin rekortmen kupa koleksiyoncusu ,Avrupa Şampiyonu tek büyüğü olduk. G.Saray başkanları bir çok hata yaptılar elbette. Maddi ve sportif bir çok yanlışa imza attılar mutlaka. Ancak Ünal Aysal a kadar G.Saray başkanlık makamı asla yalanla ,iftirayla ,şeref noksanlığı ,kişilik yoksunluğu ile bağdaştırılmamıştı. Önce Aysal şimdi Özbek ,kusura bakmayın ama benim karakterim bu kadar kişiliksizliği kaldıramıyor artık.

G.Saray futbol takımı sporcuları madem bu kadar kalitesiz di ,bu kadar kötü futbolcular dı o zaman nasıl oluyor da kendisinden misli misli fazla para harcayan takımlara nal toplattılar ? G.Saray futbolcusu eğer doğru idare edilirse potansiyelinin üstüne çıkar ,eğer arkasında istikrarlı ,sözünün eri ,adam gibi adamların desteğini hissederse sahaya yüreğini de ciğerini de koyar. Ama kaypaklar ,düzenbazlar sarmışsa etrafını kendi vasatının bile çok altında kalır bu formanın sahipleri. İşte bu sebepledir ki sahada mücadele zaafiyeti ,savaşma isteksizliği ,kopukluk ve güvensizlik. İşte başarısızlığın ,kötü futbolun ,kişiliksiz oyunun ,kahreden teslimiyetin ,asla olmayan başkaldırının ,isyanın tek sebebi budur.

Yeri gelmişken son sözümü de söyleyeyim ,işte bu sebeple her zaman Fatih Terim in bu takımın başında olmasını istedim. Çünkü Fatih Terim ne mazeret üretir ,ne sorun çıkartır. O çözümlerin ,imkansızı olağan gibi göstermenin ustasıdır. Pes etmek ,boyun eğmek ,kadere bırakmak ,savaşmadan yenilmek ,kabullenmek hele ki mevzu G.Saray ise Fatih hocada asla bulamayacağınız ,göremeyeceğiniz olgulardır. Milyon tane hata yapabilir ,egosu çok yüksekte olabilir ,çok insan için antipatik sayılabilir hatta belki teknik ,taktik ,futbol bilgisi ,antreman metodları ,transferleri bile tartışılabilir. Ama G.Saray a verdikleri ,kazandırdıkları ve asla vaz geçmeyen kişiliği tartışma konusu olamaz.