Makale Yaz
okan-17
Bu haberi yazdır
Futbolumuz nereye gidiyor?
 Ara
15
 2011

Ülkemiz nasıl bir ülke yada biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz.

İnsanlar onurları için yaşarlar, gururları için yaşarlar, namusları için yaşarlar, bir insanın sokağa çıkabilmesi için alnının açık, başının dik olması gerekir.

Bu yazdıklarıma şimdi dı ve di eklemek gerekiyor günümüzde.

Ne utanma kalmış, ne ahlak kalmış, ne namus kalmış geriye.      

Alnının açık olması bir tarafa lekeli olması bile bazı kesimlerin umurunda değil artık, değil ki başları dik olacak.

Adamlar sahtekarlıktan, namussuzluktan, ahlaksızlıktan, hileden, hatta hepsini bir araya getirirsek hırsızlıktan, alın teri çalmaktan suçlanıyorlar, binlerce sayfa belge toplamış emniyet ve savcı ama hepsi bir kenara itiliyor ve tüm bu yapılanlara rağmen bu işleri yapanlar ve bu işlere karışanlar aklanmaya çalışılıyor.

Bu mu bize yutturmaya kalktığınız spor ahlakı, Büyük Atatürk "Ben Sporcunun, Zeki, Çevik ve Ahlaklısını Severim" demiş.

Gel gör ki, şimdi her şeyin çivisi çıkmış. 

TBMM daha altı ay önce önüne gelen ve çıkarılan sporda şiddet yasasını yeniden gündeme alıyor ve büyük bir birliktelik ile değiştiriyor.

Bir bakıma kişilere özel yapılan yeni yasa şimdi Cumhurbaşkanı tarafından da onaylandı.

Daha altı önce çıkarılan yasa neden değiştirildi?

Yasa şike yapanları, spora şiddet katanları, kul hakkı yiyenleri, başkalarının hakkına tecavüz edenleri en ağır şekilde cezalandıracaktı çünkü.

Yasanın altı ay önce çıkan şekliyle bu işe karışanlar içeriden çıkamayacağı için yapılan imece ile yasa değiştirildi.

Bir bakıma kişiye özel hale getirilen yasa sayesinde sporseverlerin futbol izliyoruz diye tiyatro izlediği bir lig tescil edilmeye çalışılıyor.

Umuyorum ki, Sporcunun Zeki, Çevik ve Ahlaklısını isteyen bizler, milyonlarca sporseverin geçen sezon futbol yerine tiyatro izlememizin bedeli de yine bu affedici yetkililer tarafından telafi edilir.

Binlerce lira vererek maç izleyen ama sonunda kandırıldığını gören milyonlarca taraftarda mağdur olmuştur bu durumda.

Yani mağdur olanlar sadece kulüpler, yayıncı kuruluş, şike yaptıkları için içeride olanlar değildir.

Ben yayıncı kuruluşa o paraları maç izlemek için verdiysem ve birileri bana başka şeyler izlettiyse bunun da bir bedeli olmalı.

Şimdi yasa geçti kişilerin cezaları düşürüldü, sıra geldi kulüpleri kurtarmaya.

Sanırsınız ki, maçları satın alanlar bunu babalarının hayrına yaptılar ve kulüpleri bundan yararlanmadı.

Yine sanırsınız şampiyon olan kulüp, uzaydan gelen birileri tarafından alınan maçlar ile şampiyon oldu.

Yine sanırsınız ki, şampiyon olarak aldığı milyonlarca lirayı (TFF,Yayıncı Kuruluş,Reklam vs) alnının teriyle kazandı da aldı.

Arkadaş o paraları bizler verdik, doğru dürüst maç izlemek için verdik, tiyatro izlemek için değil.

Yalnız burada bir konu daha var.

Yayıncı kuruluş çıkarda ben sadece maç yayını yapmıyorum, sanata da hizmet ediyorum ve aralarda tiyatro da yayınlıyorum derse durum değişir.

Önce ne yaptıklarına karar vermeleri gerekiyor bence.

Şimdi de kulüpler şikeden dolayı küme düşecek mi sorusu soruluyor.

Bizlerde yiyoruz resmen, bize yavaş yavaş alıştıra alıştıra verecekler bunu ve bir bakacağız düşme olmamış.

Amaç apaçık bu.

Peki şimdi soruyorum, diyelim ki düşürülmediler, stadlara ne yüzle çıkacaklar, ne yüzle mücadele edecekler, ne yüzle insanların yüzüne bakacaklar.

Onlar toplumun önünde hep suçlu kalacaklar, kendi vicdanlarında da öyle olacak.

Bir web sitesinde küme düşmeme ile ilgili yukarıda da belirttiğim üzere bize yavaş yavaş, alıştıra alıştıra yedirilmeye çalışılan konuyla ilgili bir haber çarptı gözüme.  

Haberde "Şikenin cezası yine küme düşme kapsamında tutulacak. Kulüplerin bu talebi TFF'den kabul görürse, takımların tamamına yakını kurtulacak. Fenerbahçe ile ilgili mevcut şike iddialarının 'yönetici bazında kalması ve sahaya yansımaması düşünülerek' şikeye teşebbüs olarak değerlendirilecek ve şike ile suçlandığı maç başına, eksi 3 puan ile yani yaklaşık 21-24 eksi puanla başlaması sağlanacak.

Pes doğrusu.

Plana bakın.

Sahaya yansımamışmış.

Peki sahaya yansımadığına kim karar verecek?

Yıllarca şike söylentileri olduğunda hep belge yok, kanıt yok denirdi.

Sonra bir kişi çıktı ve televizyon ekranlarında ses kayıtları ile belgede, kanıtta sundu o zamanda zaman aşımı denildi.

Şimdi hem kanıt var, hem de belge var, var ki mahkeme iddianameyi kabul etti.

Şimdi de kuralu uygulayacak yürek yok.

Ne zaman aşımına sığınabilirler, nede şu yok, bu yok diyebilirler.

Her şey açık seçik ortayken, malum takımın bırakın bir kere 7-8 kere küme düşmesi gerekirken eğer ki dürüşülmezse sayın Adnan Öztürk'ün de dediği gibi bunun altından hiç kimse kalkamaz.

Bu iş öyle insanları uyutmakla, olayı zamana yayıp oyalamakla, madde değiştirmekle falan olacak iş değildir.

Yaparlar mı yaparlar.

Allah korkusu olmayan, kul hakkı yemekten korkmayan, hep bana diyebilen bir zihniyet bunu da yaptırabilir.

Sonra ne mi olur?

Bu şekilde bir kayırma olursa, şikeciler korunur ve küme düşürülmezse işte o zaman neler olacağını düşümek bile istemiyorum.

Umarım yetkililer gaipten gelecek bir sese kulak verirler ve yanlışı yanlışla örtmeye kalkışmazlar.

Uefa'nın ben sizin ülkenizdeki küme düşürme veya düşürmeme durumuna karışmam demesine kimse aldanmasın.

Uefa küme düşürme veya düşürmemeye karışmaz ama Türk kulüplerini Avrupa kupalarına alıp almama olayına karışır.

Uefa'nın ben karışmam sözüne kimse fazla sevinmesin, o söz aba altından sopa göstermektir.

Hele ki TFF ve kulüpler birliği böylesi bir hata yaparlarsa ve benim takımım Galatasarayım, Avrupa'ya gidemezse işte o zaman neler olacağını bu işleri başımıza sarmak üzere olanlar bir düşünsün derim.

Tüm Galatasaraylılara saygılar sunarım.

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...