Makale Yaz
dmrfeat
Bu haberi yazdır
Spor Gelişmiş Bilinçlerin Sonucudur
 Eki
29
 2014

Galatasaray’ın sorunu yalnızca Galatasaray’ın sorunu değildir. Sorunun gövdesini bulup, oradan köklere doğru yol alma zahmet ve yürekliliğini gösterirsek önce “spor”a, oradan da sosyoekonomik ve sosyokültürel gelişmişlik düzeyine varırız.

   “…filologlarca ifade edildiği üzere "spor" kelimesi, Latince kökenli olup "Disporter/Desport" yani "eğlenmek, dikkati başka bir alana yönlendirmek" anlamına gelen sözcüklerden türetilerek 17. y.y.ın sonrasında ilk hecenin düşmesi kaidesiyle "Sport" biçimiyle günümüze taşınmış bir kelimedir.” (Av.Muammer Aydın, Spor ve Hak)

   Sporun Antik Yunan’da bir sosyalleşme aracı, Roma İmparatorluğu’nda ise savaşta zafer kazanmak için askerleri eğitme ve hâkim olduğu ulusların aralarındaki bağları güçlendirme (yani bir bakıma sosyalleşme) aracı olarak kullanıldığını belirteyim. Bu iki medeniyet kalıntısı bize göstermektedir ki spor, gelişmiş bir bilinç durumunun bir tezahürüdür. Çünkü bu toplumlar mitos, felsefe, sanat, bilim: tarih bilimi, mimari, tıp, ticaret, teknoloji ve daha başka alanlarda dünyanın yönünü tayin etmişlerdir. Sporu kendi toplumsal yapılarının içine monte eden bu iki medeniyet, aynı zamanda, olimpiyatların kurucusu ve geliştiricisi olmuşlardır. Spor sayesinde savaşa her daim hazır askerler, sosyalleşen bir halk, çalışkan bir nüfus elde edilmesine katkı sağlanmıştır. Anlaşılıyor ki spor, bir toplumun gelişmişlik düzeyiyle yakından ilintilidir.

  Binyıllar öncesinden günümüze gelecek olursak, görürüz ki 2012 Olimpiyatları’nda en başarılı on ülke sırasıyla Amerika, Çin, Britanya, Rusya, Güney Kore, Almanya, Fransa, Macaristan, Avustralya ve İtalya’dır (Türkiye 32. sırada.). Sporun bir kolu olan futbolda ise günümüzün söz sahibi ülkeleri son dünya şampiyonu Almanya ile İspanya, İngiltere, Hollanda, Fransa, İtalya gibi ülkelerdir. Bunlara Arjantin ve Brezilya gibi ülkeler eklenebilir fakat bunlar her ne kadar yetenekli futbolcular yetiştirseler de, yukarıda saydığım ülkelerin futbol sistemi, dahası spor zihniyetine gereksinim duyarlar. Arjantinli Messi Barcelona altyapısında, Portekizli Ronaldo Manchester United’da yetişmiştir. Maradona ise futbol yaşantısını İtalya’da sürdürmüştür. Pele ve Neymar gibi futbolcular, istisnadır. Tıpkı çökmüş Türk futbolunun içinden çıkmış olan Arda Turan gibi... Ki Pele’nin zamanındaki futbolla şimdiki futbol oldukça farklıdır. Neymar ve Arda Turan ise Avrupa’da oynamaktadırlar.

 

   Almanya, İspanya, Hollanda, İngiltere gibi ülkelerin futbol takımlarından önce ekonomik ve kültürel gelişmişlik düzeylerine bakmak gerekir. Bunların sokaklarına, evlerine, tarlalarına, kolej ve akademilerine, köylülerine, okur yazarlık oranına, dünya çapındaki kütüphanelerine, spor alanlarına, doğayla uyumlarına ve daha başka olgulara bakmak gerekir.

   Örneğin olimpiyat azmanı olan Amerika, basketbolda da dünyanın en iyisidir. Peki nasıl? Daha ilkokulda başlar basketbola eğitim yoluyla yapılan yönlendirmeler. Kolejlerin spor salonlarında devam eder. Öğrenciler buradan ülke çapında düzenlenen turnuvalara katılarak direkt olarak NBA’ye seçilme şansına sahip olurlar! Bunun yanında futbolda da son dünya kupasında Amerika’yı izlediyseniz, önümüzdeki yıllarda nasıl bir futbol takımı olacaklarını tahmin etmişsinizdir. Zaten gelişmiş bir spor zihniyeti olan ülke futbol konusunda işi bilen Alman Jürgen Klinsmann’a takımı teslim etmiştir. Sonuç ortadadır…

   Spor bir sonuçtur. Ekonomik ve kültürel yönden gelişmiş ülkelerin bir sonucu. Yurttaşlık bilinci gelişmiş bireylerin yaşadığı ülkelerin harcıdır spor. Yurttaşlık bilinci nasıl gelişir peki? Elbette ki eğitimle gelişir. İyi bir eğitim sistemi olmayan ülkenin iyi sporcular yetiştirmesi, olanaksızdır. İyi eğitim için öncelikle eğitimi sağlayanların gerekli niteliklere sahip bireyler olması gerekir. Sonra, nitelikli ellerce dizayn edilen eğitim sisteminin uygulanabilmesi için, yine nitelikli eğitmenler ve bu yapının sağlıklı koşullarda yürütülebilmesine olanak sağlayacak eğitim alanları gerekir. Yani okulların da nitelikli olması gerekir. Bunun için de eğitime gereken ekonomik kaynaklar sağlanmalıdır. Bırakın spor eğitimini, daha ülkemizde ilkokulların durumu içler acısıdır. Bunu bu ülkede yaşayan herkes bilir. Bilmeyen varsa o, buralı değildir. O halde, hep denildiği gibi, bu alt yapılar olmadan üst yapı asla olmaz.

   Alman ve Almanya’da yetişmiş Türk futbolculara bakınız. Bir de bizim ülkemizde yetişen futbolcularımıza… Kaç tane zeki, çevik ve ahlaklı futbolcu sayabilirsiniz ülkemizde? Kaç tane düzenli ve disiplinli çalışan futbolcu? Kaç tane “istikrar abidesi” sayabilirsiniz burada?

   Türkiye pek çok alanda olduğu gibi, sporun bir dalı olan futbolda da bir “kara düzen” ülkesidir. Kara düzende karaborsa, rüşvet, torpil gibi çirkin pek çok şey gelişir. Yeteneksiz kişiler yönetici olurlar.

   Tüm bu saydığım eksikliklerin ülkesinde, Galatsaray’ın başarısızlığını takım oyuncuları ve teknik direktör üzerinden konuşup ele almak aslında boş bir iştir, sonuçta bu bakışla yapılan icraatlar kaçınılmaz olarak yine ve daha fazla kötü gidişe, başarısızlığa neden olacaktır. Yine de bu demek değildir ki takımın işleyişindeki sorunlara tepkisiz kalınsın. Astronomik paralar alıp top peşinde koşamayan futbolcularla, hiçbir iş yapmadan da çok para kazanan teknik direktörlerle, yönettikleri takımları mahfeden milyarder işadamları olan yöneticiler ile madende insan olarak görülmeyip yok maaşla kar hırsına kurban edilen madencilerin bir arada yaşayabildiği, “ilginç bir ülke burası.

   Bu vesileyle, Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun. Fakat böyle nice yıllara, diyemeyeceğim, ağzımdan yel alsın.





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...