Şu an seçim kaosu futbolun önüne geçmiş bulunmakta..Bu durumda teknik heyet ve futbolcular iç ve dış faktörlerden etkilenipte amaçlarından vazgeçmemelidir,demorolize olmamalıdır.Profesyonel oyuncuysan tribünden gelen eleştirilere ya da görsel ve yazılı basının tahriklerine kapılıpta yeteneklerini ortaya koyamıyorsan o halde oyuncunun kendını sorgulaması gerekir..Şimdi birazda saha dışındaki krizi irdeleyelim..Malum Aysal bir seçim kararı aldı ve su sürecte tek aday Alp Yalman gerek tecrübesi,gerek ketumluğu ve gerekse yönetici portföyü ile bu görevi laikiyle yapacagını gösteren önemli donelerdir.Şüphesiz ki mali anlamda ve camia içerisinde küskünlüklerin tavan yaptığı bu dönemde gelecek başkanın bunu öncelikle iyileştirmesi önemli bir görevdir.Camia da kırgınlıkların sona erdirilip disiplin cezası verilmiş isimlerin durumları tekrar gözden geçirilmeli ve Adnan Polat'a 2011 Mart Ayında yapılan haksız ibra edilmeme lekesi ortadan kaldırılmalıdır.Öte yandan 2000 başarısının ardından bu zamana dek 14 hoca değişikliği olmus bu dahi yönetim planlamalarının,seçimlerin sorgulanmasına yol açmalıdır her basarısızlıkta bunun teknik heyete bağlanması yöneticilerin,çalısanların,taraftarın da burda demekki katkısı yeterince etkili olmamıs..Bakıyorum önem teşkil eden bir Anderlecth maçında stadyumda boşluklar göze çarpıyor halbuki Ultraslan passolig protestosuna sığınıpta takımı yalnız bırakmak yerine bunun öncülüğünü yapıpta 4.yıldız yolunda takımı yalnız bırakmamalı taraftarı maçlara gelmeleri yönünde teşvik etmelidir.Burdaki amaç stadlardaki şiddetin önüne geçmek ve stadlarda baskalarının huzurunu kaçıran maçların seyircisiz oynanmasına neden olan taraftarları fişlemek iken burdan baska çıkarımlar yapıp meseleyi farklı noktalara çekmek şık değildir..Unutulmamalı ki arma aşkı,takımlara olan baglılık kişi ve o kurumların yöneticileri yüzünden  sönmemeli aksine kulübe olan hevesimizi perçinlemelidir..