Makale Yaz
avrupa1905fatihi
Bu haberi yazdır
Demirören'in Futbola İhanetleri
 Eyl
29
 2014

Türk futboluna olan güveni, her geçen gün yitiriyoruz. Başarısızız deyip, başarılı olamayız diye şartlandırmışız kendimizi…

Çok açıklama yapmadan, açıklamayı aslında kendi kendinize yapmanızı isteyerek bir konuya değinmek istiyorum;

 

  • Türkiye milli takımı ve Fatih Terim, sanki olmazsa olmazlardan olmuş durumda. Koskoca milli takımın, Fatih Terim’in dışında bulacağı yok. Aynı şekilde aslında Galatasaray için de bu geçerli. Sebebi basit, futbolu gerçekten futbolu bilen insanların maalesef yönetmemesi.

 

 

Her şeyi bir kenara bırakıp, kendi fikirlerimi yazmak istiyorum.

 

  • Federasyon başkanı olsam, ya da elim de ciddi yetkiler olan Federasyon içerisinde görevli bir insan olsam, Fatih Terim’in peşine bu kadar takılmanın Türkiye milli takımının Fatih Terim’den sonra geleceği için endişe duyardım. Aynı şey, Galatasaray için de geçerli.

 

Terim büyük bir antrenör. Her şeyden daha önemlisi otoriter ve liderlik vasfı üst düzey. Lakin ülke olarak tek isme sahip olmanız, o isim hayata veda ettikten sonra size ciddi sıkıntılar doyuracaktır.

Ben olsam diyorum ya hani, evet ben olsam Sergen Yalçın’a milli takımı emanet eder, her türlü desteği verir, arkasında durur ve uzun ömürlü mukavele imzalardım.

 

  • Tabi bu olsun demiyorum, şuan bunun olmasının mümkün olmadığını da biliyorum ama keşke olsaydı isterdim. Sergen futboldan anlayan, futbolu bilen, kısa vadeli gerçekleştirdiği teknik adamlık kariyerinde de gerçekten kısa zaman da başarılı olan bir isim. Sergen gibi futbol bilgesi olan bir adamı, ülke olarak televizyonlarda yorumcu olarak harcamamız kadar acı bir gerçek olamaz.

 

Tam Sergen’in isteyeceği türden bir iş. Gezecek, genç çocuklar keşfedecek, ekibini kuracak, istediği imkanları bulacak ve istediği Türk futbolcuyu da oynatabilecek. Sergen gibi bir insanın harcanması, çok anlamsız. Daha anlamsız olan, Beşiktaş’ı batırmış bir futbol cahilinin şuan Türk futbolunu yönetiyor olması…

 

Hükümet desteği olan medya patronu Yıldırım Demirören’in, parası ile etrafına bir kalabalık toplaması, haysiyetini paraya satan herkesin desteğini alması, Beşiktaşlı olmasına karşın neredeyse her maç Beşiktaş’ın haklarını yedirtirken ve Galatasaray düşmanı kesilmişken, eskiden küfürler ettiği Fenerbahçe camiasının kuklalığını yapması da futbolumuzun daha önemli bir acı gerçeğidir.

 

 

  • Türk futbolu böyle giderse, biz çocuklarımıza ne hesap vereceğiz?

 

Bugün insanlar sokakta, Türk futbolu için ümidini yitirmiş durumdalar. Bu param var diyen şahıs Demirören, belki kendini kurtarır; ‘Benim param var, herkesi satın alırım’ diyerekten…

Efendi, sen o paranlar kimi satın alırsın bilmem ama Galatasaray’ı satın alamazsın!

 

  • Demirören’in arkasında, gerek hükümet gerek devletin her türlü imkanı var. Gerek parası ile satın aldığı medya, gerekse de para vererek susturduğu Galatasaray ve bir iki kulüp haricinde ki tüm şerefini paraya satan kulüpler var.

 

 

Bu adamdan kurtuluş için çözüm tek!

 

  • Galatasaray ve birkaç kulüp, Federasyon başkanlığı için tek bir çatı altında toplanmalıdır. Haluk Ulusoy en güçlü aday olacaktır.
  • Önümüzde ki seçimde, destek verilmeli ve Ulusoy Federasyon başkanı seçilmelidir. Yoksa Türk futbolunun 5-10 yıl sonra ki geleceğini şimdiden söylemek çok zor olmaz.

 

 

Bir başka konu, yabancı sınırlamasında ki mantıksızlık.

Bu sınırlama, her kulübe zarar veriyor. Sadece büyük takımlara değil, Anadolu kulüplerine de zarar veriyor. Kısa zaman da transfer yapmak isteyen Anadolu kulüplerimiz, bir başka Anadolu takımından transfer yaparken dahi ciddi paralar harcıyor. 1 milyonluk adama, 3 milyon veriliyor. Tam bir maddiyat fiyaskosu…

 

Galatasaray, Yasin Öztekin gibi bir adamı 2.5 milyona getiriyor. Daha azına Pandev geldi.

Tabi Yasin’i almak saçmalık orası ayrı mesele, fakat bugün sınırlama daha geniş bırakılmış olsa, Yasin’e verilen paraya Fransa’dan daha iyi futbolcular almak daha mantıklı olmaz mı?

 

Çözüm kolay.

 

  • 5+3+1 denen bu saçmalık ile bir yere varılmayacağı da bir gerçek. İspanyollar, Avrupa da üstümüze Fransız ve Alman orduları ile gelirken, biz Veysel Sarı ile, Veli Kavlak ile, Bekir İrtegün ile gitmeye çalışıyoruz. Tam bir fiyasko.

 

 

 

  • Bu yüzden, yabancı sınırlaması illa olacaksa da, saha da direk 8 yabancı ve artısız bir kural uygulamasına dönülmeli. Böylece Türk takımlarının kadrosunda oynatacağı her Türk futbolcuda, milli takım kapasitesin de olacak.

 

Milli takım da, 10 tane Volkan Babacan olacağına 1 tane Onur Kıvrak olması daha mantıklı. Az ve öz bir kadro olması, tüm milli takımları başarıya taşır.

 

  • İskelet 15 tane Arda, Caner, Gökhan Gönül, Semih Kaya ve Gökhan Töre ayarında ki adam ile başarı gelir. Her önüne gelen adamın milli takım da oynaması anlamsız. Böylece başarı da gelecek. Ayrıca dışarıda yetişen gurbetçi futbolcularımız da var.

 

Nuri gibi, Hakan Çalhanoğlu gibi, Ömer Toprak gibi adamlarımız var. Sınırlamasın kalkması, milli takım için de, Türk futbolu için de şart. Böylece başarı da kaçınılmaz olacaktır.

 

Olcan Adın denilen adam Galatasaray’a 4 milyon euroya geliyor. Üstüne 2.5 milyona alınan Salih Dursun’da veriliyor.  Ediyor 6.5 milyon bir para.

6.5 milyona, Fransız bir kulüpten en kral adamı getirmek mümkün. Alper Potuk, 6-7 milyon eurolara alınıyor. Alper o fiyata alındı da, Eskişehir para mı kazandı? Para kazandı da, ne yaptı? Şampiyonluğa mı oynadı? Tam anlamı ile saçmalık.

 

 

  • Bu sınırlamanın mutlak suretle kalkması gerekiyor. Gerçekten otoriter ve futbolu bilen hocalarımızın da, u19 ve hatta daha aşağısın da görev alması gerekiyor. Başka türlü futbolcu çıkarmak mümkün değil. Ayrıca güvenmeliyiz ve denemeliyiz. Oynatmalıyız. Güvenmek istediğimiz yetenekli gençlerimizin de bizlere güvenmesini sağlamalıyız. Bir maç oynat on maç kes taktiği başarı getirmez.

 

 

Yabancı sınırlamasını saha da 5 yaptığımız zaman Akhisarspor’un 32 yaşında ki adamı Bilal’i milli takıma çağırıyoruz.  Vay efendim vay… Ne kadar zekiyiz.

Ne oldu? Sınırlama kalktı da, alttan futbolcu mu geldi? Elini kolunu sallayan adam milli takım forması giyer oldu. Saçmalıklar diyarı…

 

 

  • Avrupa da mücadele eden takımlarımız, yarı final oynasalar dahi maddiyat açısından rahat edemiyorlar çünkü 5 milyon euro gibi paraları Tarık Çamdal’a veriyorlar. Yabancı sınırlaması olmasa, Tarık Çamdal 2 milyonun üstünde bir fiyata kimse almaz. Tarık çok kaliteli bir adam ama 5 milyon euro etmez.

 

5 milyon euroya, dünya devlerinin yedek futbolcularını alırsın. Gerçekten ayıptır, yazıktır, günahtır. Türk futbolu adına utançtır.

Federasyondan kurtulmak için proje üretmek gerek. Oturduğumuz yerden yeter Demirören diye bağırmak bize bir şey kazandırmaz. Çare aramak tek hedefimiz olmalı.

 

Tüm Galatasaraylıları bu konunun üstüne gitmeye davet ediyorum. Sloganla bir yere varamayacağımız artık büyük bir gerçektir.

 

 

Hepinize saygı ve sevgilerimi sunarım…

 

 

 

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2016
  2015
  2014
  2013
  2012
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...