Evet, ligin henüz başındayız ve lig uzun bir maraton.

Evet, bu uzun lig maratonunda her takım puanlar kaybedecek. Bu çok normaldir belki ama biz henüz ligin başında 4 maçta 6 puan kaybettik…

Yani, hesapta olmayan ve ileride çok arayacağımız bazı puanlar kaybettik maalesef.

Ve bana göre kaybetmemiz gereken bu puanları kulüpte yaşanan ve camiaya yaşatılan bazı olaylar nedeniyle kaybettiğimizi düşünüyorum ben….

Bence, Antalyaspor karşısında çok farklı bir galibiyet almamız gerekirken çok önemli İKİ puan kaybettik. Çünkü gerçekten çok gol pozisyonuna girdik. Direklerden toplarımız döndü.

Kaldı ki puan kaybımıza en önemli etken de hakemdi diye düşünüyorum.

Kim izlerse izlesin vermediği sarı kartlar ile rakibi 10 kişi kalmaktan kurtardı.

Vermediği birisi tartışılmayacak İKİ penaltı kararı ile bizi demorolize etti….

Ama Galatasaray’ın bu tür maçların altından rahatlıkla kalkması lazım. Çü nkü bunca para işte bunun için harcanmadı mı?...

Yinede şu ana kadar bizim asıl kaybımız işte bu iki puan bence.

Çünkü, Bursa ve Eskişehir deplasmanlarını bir şekilde puan kaybedilebilecek olası deplasmanlar olarak kabul edebiliriz. Ediyoruz da…..

Kaldı ki şu milyonlarca Euro’luk takımın o deplasmanları da rahat geçmesi gerekir diye düşünüyorum ben pek çok Galatasaray’lı gibi…..

Belki pek çok futbolsever  takımımızın bu sezon ligde şu ana kadar almış oldukları sonuçları normal karşılayabilir. Çünkü hepimiz futbolun içinde çok kötü sürprizlerin olduğunu biliyoruz. Bunu bu güne kadar defalarca gördük, yaşadık….

Ve şu ana kadar alınan sonuçlar birilerine göre sürpriz olsa da aslında bu işten birazcık anlayan herkes Galatasaray’ın iyi futbol oynamadığını, sahada savaşmadığını ve özellikle de kondisyonsuz olduğunu rahatlıkla tespit edebiliyordu….

Ama bir gerçek var ki asla kabul edilemez bence.

Çünkü Fatih Terim, bu sezon için Galatasaray’ın çok daha baskılı bir oyun oynayacağını belirtmiş ve Burak için “Seneye 11 kilometreden az koşmak gibi bir şansı yok” demişti

Biliyorsunuz geçen sezon Burak Yılmaz (SÖZDE) koşmadığı için bazı maçlarda Fatih Terim tarafından oynatılmamıştı. Hatta Burak, "Sezon içinde iki maçta kesik yemem bana ders oldu" demişti bir TV programına konuk olduğunda….

Yani Galatasaray’da herkes neredeyse 11 kilometre civarında veya üstünde koşuyordu da TERİM Burak’tan da bunu istiyordu…..

Ama gelin görün ki bu sezon 4. Haftayı geride bıraktığımız halde Galatasaray’da 11 kilometre civarında veya üstünde koşan bir tane futbolcu yok henüz….

Merak ediyorum bizim o PERFORMANS UZMANI ne iş yapıyor takımda. J

Beşiktaş’ın ve Fenerbahçe’nin bizimkilerden çok daha fazla koştuklarını, bizler takım olabilme vasfımızı kaybederken özellikle Beşiktaş’ın bizim o şampiyon olduğumuz evvelki sezonki kadromuz gibi mücadeleci bir kadro yapısına kavuştuğunu sanırım herkes görüyordur…

Ve ne acıdır ki şu anki gidişat Galatasaray’ın hızla bir şeyler kaybettiğini gösteriyor. Hele hele yaşanan olayları ve Galatasaray üzerine oynanan oyunları gördükten sonra insanın (BU DURUM DEVAM EDERSE) bize en gerekli olan sezonda şampiyonluktan kısa süre içinde ve hem de böylesine bir kadro ile uzaklaşabileceğimizi gösteriyor……

Kondisyonsuzluk, kadrodaki uyumsuzluk gözardı edilebilecek gibi değil.

Üzerine Fatih Terim’in her sezon başında denediği bazı fantezileri de hesaba katarsak şu ana kadar kaybettiğimiz puanlar ve bundan sonra kaybedeceğimiz puanlar bana göre hiç sürpriz değil…

Hele hele Beşiktaş maçını da kaybedersek ortalığın yangın yerine döneceğinden hiç şüphe yok……

Ve Galatasaray’ın şu anki duruma gelmesinde hiç katkısı olmayan, en masum kesim Galatasaray taraftarıdır bana göre……

En büyük suçlu da çok şeyler söyleyen ama hiçbir şey söylemeyen ve kaosun devam etmesine, morallerin bozuk olmasına sebep olan Başkan Ünal Aysal ile hocamız Fatih TERİM’dir…..

Hepimizin gördüğü gibi haftalardır herkes ve özellikle Galatasaray’ı çok seven(!!!!!) bazı yorumcular Galatasaray ile, Fatih Terim ile ve Ünal Aysal ile yatıp kalkıyorlar….

Ama açık olan bir şey var ki herkes bir hesap peşinde.

Başkan da, Terim de….

Galatasaray’da onca DUAYEN varken, futbolu gerçekten bilen onca kişi varken Bülent TULUN ile çalışmakta ısrar eden, Fatih Terim’in tüm destek yollarını tıkayan, onu överken yerin dibine sokan bir BAŞKAN sanırım TERİM sayesinde orada kolay bir başkanlık yaptığını unutmuş bulunuyor…….

 “BENİ MEDYA ÖNÜNDE FAZLA GÖRMEYECEKSİNİZ” sözlerini de çok çabuk unuttu bizim başkan…..

Belli ki o koltuk ona çok tatlı gelmiş…..

Tam ÜÇ sezondur bu takıma SOL BEK transferi gerekirken hala o bölgeye transfer yapılmaması gerçekten kabul edilebilecek gibi değil….

Bu konuda kim niye inat ediyor anlamak mümkün değil. AMA KAYBEDEN GALATASARAY OLUYOR…..

Ben ve benim gibi pek çok arkadaş Sneijder transferi sonrası buralarda ARDA, ARDA derken dudak bükenlerin şimdilerde ARDA’nın geri dönmesi için nasıl dua ettiklerini görünce insanın sinir olmaması mümkün değil…..

Buyrun Sneijderiniz. Heyecanla seyredin olur mu?.....

O adam için takım kadrosu değişiyor, oyun kurgusu değişiyor, taktik değişiyor….

Ama Galatasaray kaybediyor…..

Çünkü başka bir yerde ve başka bir sistemle oynayamıyor adam.

Oysa ARDA öylemiydi?..

Sağda, solda, ortada, serbest, hatta bekte oynayabiliyordu…

Her halde onu bu ülkeden kaçıran Galatasaray düşmanları kıs kıs gülüyordur. Ama ona sahip çıkmayanlar, onun arkasında durup onu korumayanlar utansın….

 

Sevgi ve Saygılarımla,

Hakan GİRGİN