Makale Yaz
concalir
Bu haberi yazdır
3-2-1 Fight!!!
 May
22
 2013

Bundan beş ay önce, ülkemizde  transfer için adam kaçırmaların yaşanabileceğini ve bir Kemal  Sunal filminden hatırladığımız "damarımı kessem..." ile başlayan cümleler yeniden duyabileceğimizi hatırlatan bir yazı yazmıştım. Yazının üzerinden çok geçmeden ilk transfer döneminde bu tarz olayları yaşayacağımızın ilk sinyalini dün gece itibariyle almış bulunuyoruz. Olayımızın adı herkesin malumu Alper Potuk.

Buradan sonra yazacaklarımdan kimsenin taraflı olduğum için görüşlerimin temelsiz oduğunu düşünmemesi istemediğimden net olarak bazı şeyleri ifade etmek isterim. Alper Potuk şu anda yaşı, yetenekleri ve bulunduğu kulüp dikkate alındığında orta sahaya transfer edilebilecek en iyi isimdir. Dolayısıyla Galatasaray ve Fenerbahçe'nin onun için yarışmasına, zor durumda olan Eskişehir kulübünün de mantıklı olan teklife evet demesine hiç kimsenin kızmaması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca Fenerbahçe kulübünü de rakibinin elinden, son anda, neredeyse bitmiş bir transferi lehine çevirebildiği için tebrik ediyorum. Alper'i de Türkiye'nin iki büyük kulübünden birine transfer olduğu için tebrik ediyor ve  bu transferin hem Fenerbahçe hem Alper Potuk hem de Türk futbolu adına hayırlı olmasını diliyorum.

İlk önce konunun bence eleştirilebilecek tek noktası olan "yabancı sınırlaması" mevzusuna değinmek istiyorum. Yabancı sınırlamasının bence birçok kötü noktası vardır. Birincisi ve en önemlisi futbolculuğu dünyadaki diğer meslektaşları gibi "meslek" edinmiş insanları yeterince rekabete sokmadığı için Türk futbolcusunu tembelleştirmesidir. Bu durum aslında milli takıma fayda için konulmuş olan bu maddenin çalışmayan, tembel futbolcular yüzünden zarara dönüşebileceğini hatta izlediğimiz kadarıyla da dönüştüğünün kanıtıdır. Yakın tarihte yaşanılanlar aslında bu konuda başarıya ulaşamadığımızın, sınırlayarak altyapı geliştiremediğimiz gösteriyor. Milli takım seçimlerinin özellikle Almanya gibi Avrupa'nın çeşitli yerlerinde yaşayan gurbetçilerden yapılmaıs ve devşirme futbolcuların milli takıma yükselmesi altyapı gelişimi için yabancı sınırlaması değil de başka bir model bulmamızı zorunlu kılıyor. İkinci ve kulüplerimizi asıl etkileyecek kısmı ise yerli futbolcuların değerlerinin aşırı yükselmesi ve transfer sürecinde diğer kulüplerle yaşanabilecek olumsuz olayların önünü açacak olmasıdır. Bunların dışında birer işveren olan kulüplerin çalışmalarına istediği insanlarla devam etmesini engellemesi bakımından da sınırlamanın bir an önce kaldırılması gerekmektedir.

Şimdi bir Galatasaray'lı olarak Alper transferi sürecinde neler hissettiğimi "samimi" olarak anlatacağım. Galatsaray'a geldiğini duyduğumda aklıma ilk gelen bu parayı Alper'e vermeleri durumunda Melo'nun alınmayacağı oldu. Melo ile Alper ile aynı mevki oyuncuları olduğu için bu düşünceye girmedim. Kulübün sadece orta sahaya alınacak iki futbolcu için toplamda 25-30 milyon euroluk bir yükün (bonservis+maaş) altına girmeyeceğini düşünüyordum. Ama yine de sevindim. Türk, genç ve alınabilecek en iyisi olması sevinmemin sebebiydi. Ancak araya Fenerbahçe'nin girip Galatasaray'ın transferden vazgeçtiğini duyduğumda ilk tepkim yine Melo ile ilgili oldu. Alper gelmiyorsa Melo'nun orta saha için tek alternatif  kaldığını ve 3 yıllık bir sözleşme için toplam maliyetinin en fazla 13-14 milyon euro olabileceğini ve bunun alternatifsiz kalan yönetim için alınabilecek bir risk olduğunu düşündüm. Tabiki üzüldüm. Ezeli rakibin borsaya bile bildirilmiş bir trasnferi elimizden kapması her büyük takım taraftarını olduğu gibi beni de üzer. Üzülmedim diyen de bence yalan söyler.

Peki şimdi ne olacak? Galatasaray için bu travma en fazla iki güne ortadan kalkar. Ardından duyulan transfer haberleri hem GS, hem de FB taraftarının Alper'i unutması için yeter de artar bile. İşin etik kısmına gelince bence şikayet edilecek hiçbir durum yok. Olaya bir mal, bir satıcı ve iki alıcı ilişkisi içinde bakmakta fayda var. Verilen sözleri çiğnemek ise ne çiğneyen, ne çiğnediğinden şikayet eden ne de yaptığı cazip teklifle sözün çiğnenmesine vesile olan için "uzak" konular değil.

Biraz da sahanın içine girip olabileceklere bakalım. Galatasaray Melo'yu alırsa istikrar adına önemli bir adım atmış olur. Almazsa mutlaka defansif yönü ağır basan bir isim ile ilgilenilmeli. Örneğin Alper olsaydı ve Melo alınmasa idi, zaten çok yiyen Galatasaray'ı çok daha zor maçlar beklerdi. Fenerbahçe'ye gelince ise bu transfer, Alper'in de gelmesi ile şişen orta saha bölgesindeki çok alıp hiç vermeyen Meireles'i göndermek adına iyi bir fırsat olabilir.

Dün itibariyle gerçekleşen bu transfer önümüzdeki yaz boyunca daha birçok transfer savaşının yaşanacağının habercisiydi. Son dakika haberleri, etik değer dersleri, bol sıfırlı bonservis bedelleri, menajer açıklamaları ve demeç savaşları ile dolu günler bizleri bekliyor. Haydi hayırlısı...

Cumali Öncalır

http://concalir.blogspot.com





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...