Makale Yaz
hakan-girgin
Bu haberi yazdır
Tarafsız(!) Spor Yorumcuları…..
 Şub
13
 2013

Allah (C.C.) biliyor ya her halde ülkede bulunan tüm cafelerde, barlarda, kahvehanelerde, hatta aile meclislerinde televizyonlarda yapılan spor programlarındaki saçma sapan yorumlardan çok daha kaliteli, tutarlı, yerinde tespitlerle dolu ve üstelik de daha seviyeli yorumlar yapılmaktadır….

Yorumlar öylesine seviyesiz ve kalitesiz bir hal almıştır ki gerçekten konulara vakıf olanların sanırım küfür etmekten, bela okumaktan ağızları kuruyordur….

Bir gerçek var ki RTÜK ‘ün doğru dürüst bir yaptırımı yok…..

Çünkü, eğer olsaydı yayındaki pek çok spor programları ceza almaktan yayın yapamaz hale gelirlerdi. Daha doğrusu öyle olması gerekirdi…..

Ben artık inanıyorum ki bu programa katılanların çok büyük bir kısmı  sanki özellikle, bilinçli olarak gerçekleri saptırmaya, G.Saraylı olsun, F.Bahçeli veya Beşiktaşlı olsun taraftraları tahrik etmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar….

Hem çok iyi bir futbol izleyicisi olduğumdan ve hem de görevim gereği hemen hemen tüm spor programlarını ve programdaki tartışmaları kaçırmadan izlemeye çalışırım…..

Bu güne kadar öğrendiğim tek bir şey var ki (Kaliteli bazı yorumcularımızı tenzih ederim) bileni de, bilmeyeni de hasbelkader geldikleri o yerde her fırsatta sallıyor….

Belli ki asıl amaç spor değil, futbol değil, gerçekler değil. Tek amaç var o da önce reyting. Sonrasında da kendi amaçları doğrultusunda akılları sıra futbolumuzu yönlendirmek…

 

Mesela, Beyaz TV’de sevgili Sedat Doğan çıktığı için özellikle onu seyrettim gece boyunca. Programdaki Ahmet Çakar’a, Ümit Özat’a ve pek tabi Çakma Beşiktaşlı ama gerçek F.Bahçeli ve Aziz Yıldırım hayranı(!), ona toz kondurmayan Sinan Engin’i bir kez daha hayretler içinde izledim….   

Çok açık bir şey var ki sevgili doktorumuz(!) Ahmet Çakar Galatasaray’a sallayabilmek için, en ufak bir açık kolluyor. Ve bunu özellikle 3 Temmuz sürecinden sonra ısrarla yapıyor. Eminim ki bundan sonra da Galatasaray’ı lekeleyebilmek için hiçbir fırsatı kaçırmayacaktır……  

Sinan Engin yukarıda da dediğimiz gibi Beşiktaş’tan çok Fenerbahçe ve özellikle de Aziz Yıldırım’a kendini siper etmiş durumda….

Onun Türk Futbolunu falan düşündüğü yok. Bu çok belli.

Bilmiyorum Beşiktaşlı ibi görünen ama kalbi önce Aziz Yıldırım ve sonra F.bahçe için attığı çok açık belli olan Sinan Engin için bir şeyler söyleme gerek var mı?.:))..

Adamın(!) Merieles olayında Merieles’in tükürmediğini ispatlamak için ne kadar uğraştığını hatırlarsınız herhalde.:))..

Aynı Sinan Engin ağzından asla tükürük çıkmayan Melo için de “Sedat bey, belki de kameraların görmediği bir anda tükürmüştür belki” demesini üzüntü ve nefretle seyrettim..

Bir insanın ne kadar alçalabileceğini gördüm orada….

 

Bu o kadar açık ki anlatmaya bile gerek yok…..

Ümit Özat ise elinden geldiğince delikanlıca konuşmaya çalışıyor. Ama dedik ya çalışıyor sadece. Onun da genlerinde F.Bahçelilik var….

Bildiğine, bilmediğine atlıyor hep….

“Sayın Doğan, Borsa’yı biz de çok iyi biliyoruz” diyor…..

O sanıyor ki Borsa’dan kağıt alıp satan herkes Borsa’yı biliyor.:))..

Halbuki şirket birleşmelerinin nasıl yapıldığını bilse, Borsa’ya açılmanın nasıl olduğunu bilse, Borsa’da hisse satışlarının nasıl olduğunu bilse, Şirketlerin sermaye arttırımına nasıl gittiğini bilse, Ayni sermaye nedir, nakdi sermaye nedir bilse inanıyorum ki Sedat Doğan’ın karşısında Galatasaray’ın yaptıkları ve yapmadıkları ile ilgili olarak sesini bile çıkarmaz.

Çıkaramaz çünkü..

Cahil cesareti dedikleri işte bu oluyor beyler…..

 

Ahmet Çakar’ı spor programlarında yorumculuğa başladığı zamandan beri takip ederim….

Kendisi, özellikle o 3 temmuz sürecinden beri G.Saray ile o kadar çok uğraştı ki ancak devamlı takip eden arkadaşlarımız bilir….

Galatasaray’a sinsi sinsi o kadar çok tuzaklar kurdu ki…..

Kendisi hep “Biz bu programda her şeyi konuşuyoruz, konuşuruz, 3 Temmuzdan beridir de F.Bahçeyi didik didik ettik” demesi, tam bir kara mizah….

Çünkü F.Bahçe’nin, daha doğrusu Fenerbahçelilerin (Kimler olduklarını hepimiz biliyoruz) yaptıkları ve yapmadıkları o kadar açık seçik ortadaydı ki saklanacak bir şey yoktu zaten….

Ve dikkat ederseniz eğer Ahmet Çakar her seferinde ve ısrarla hep “Son 15-20, hatta son 30 yılın tapeleri imkan olsa da gökten inse ve bizde geçmiş yıllarda kimlerin ne şikeler yaptığını görsek” gibi saçma sapan söylemler ile hep Galatasaray’ın da şike dolu bir geçmişi olduğunu ısrarla gündemde tutmaya çalıştı….

Zaman zaman hep o meşhur Ankaragücü maçı ve Zalad gündeme getirildi.

Ama her ne hikmetse o dönemler Ankaragücünde oynayan Sinan Engin’e kimsenin bir defa olsun “Ya Engin, Allahını seversen doğru söyle, o maçta sizler şike yaptınız mı?” ya da “İçinizden o maçta şike yapanlar var mıydı? Sence Zalad o maçta şike yaptı mı?” diye sorduğunu görmedik.:))..

 

Ya da, kimse Ahmet Çakar’a 7-8 yıl önce yaşanan ve üstelik de Galatasaray ile ilgisi hiç olmayan, sadece Ünal Aysal’ı ilgilendiren bir olayı sayın Ünal Aysal Galatasaray Başkanı olduğunda ve başarılı adımlar ile Galatasaray’ı düzlüğe çıkarmaya, F.Bahçeye fark atmaya başladığı bir zamanda gündeme getirmek ve Galatasaray’ın başında devleti soyan bir başkan olduğu imajını yaratmak için neden bu derece çabaladığını ve bir yerlerini yırttığını sormuyor acaba?...

 

Ve eğer Ertem Şener’in amacı habercilikse eğer neden 3 temmuz süreci sonrasında Beyaz TV’de Ahmet Çakar’ın didik didik ettik dediği şike ile ilgili olarak “Ya, bu adamlar geçmişte de şunları şunları yapmıştı, geçmişte o olayları yaşayanlar ve yaşatanlar bugün de bunları yapmıştır mutlaka” diyerek geçmişte yaşanan İstanbulsapor-Petkov-Fenerbahçe ve TMSF arasında yaşananları ve mahkeme kayıtlarına geçen olayları neden bir defa gündeme getirmediklerinin tartışılması gerekmez mi?....

 

Kaldı ki bir zamanlar Ahmet Çakar’ın meczup ilan ettiği Cihan Oskay’ın iddialarının aslında gerçek olduğu özellikle 3 temmuz sonrası Oktay Derelioğlu’nun itirafları ile desteklenmesine rağmen, (Pek tabi Cafer’in itiraflarının da doğru olduğu anlaşılıyor) Ahmet Çakar neden “Demek ki o günlerde yapılanlar da doğruymuş, şike iddiaları gerçekmiş” diyerek  olayları gündeme getirmedi acaba?...

 

Tüm bunları unutan, ya da geçiştiren Ahmet Çakar eğer takip ettiyseniz hep Galatasaray’da bu işleri yapmıştı demeye getirdi hep…..

Denizli-F.Bahçe maçında Galatasaray’ın şike yapma ihtimalinin sıfır olduğu gerçeği ortada dururken (Çünkü şike oynayan iki takım arasında yapılır) ısrarla Aziz Yıldırım’ın iddiaları çerçevesinde Galatasaray’ı bu olayın içine çekmek için nasıl çalıştığını hiç unutmadık…..

 

Israrla Sami Çölgeçen’in Galatasaray'ın, 1991 yılındaki Banik Ostrava ve 1993 yılındaki Manchester United maçlarında şikeye aracılık yaptığını iddia etmesi unutulacak gibi değildir….

Yani Ahmet Çakar denilen tarafsız(!) Spor Yorumcusu ortada yalın gerçekler dururken onları konuşmak yerine her fırsatta Galatasaray’ı bir şekilde lekelemeye kalkmış, Galatasaray’a çamur atmaya çekinmemiş eşi F.Bahçe Kongre Üyesi ve kızı hasta F.Bahçeli olan tarafsız AMK (Açık-Mert-Korkusuz) bir adamdır(!)….

Arkadaşlar,

Bu zatlar sporumuza yön veren(!) spor yorumcularından sadece bir kaçı işte…..

Dün yabancı sayısının arttırılmasını bugün de azaltılmasını isteyenler de bunlar….

Ama, Türk futboluna zarar verenler ise bizleriz.:))..

 

Şu bir gerçek ki elinin altında interneti olan her Galatasaraylı kardeşimin her fırsatta bu rezil programı, bu F.Bahçelilerle dolu tarafsız(!) programı protesto etmesini dilerim…….

 

Belli ki bizler fena halde ürküttük birilerini.:))……

Ama inanıyorum ki Allah (C.C.) her zaman doğrunun yanındadır…..

 

Saygılarımla,

Hakan GİRGİN





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2014
  2013
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...